Çağnur Öztürk - T24
Son günlerde televizyon ile ilgili bir araştırma sonucu dikkatleri çekti. Dikkat TV’niz sizi öldürüyor, Televizyon bizi öldürüyor başlıklarını görünce hepiniz panik olmuşsunuzdur.
British Journal of Sports Medicine’da yayınlanan araştırma 25 yaşın üzerindeki 11 bin kişiyi kapsamakta.
Araştırma sonucu şöyle ; Televizyon izlemek obezite ya da sigara içmek kadar sağlık problemi yaratabiliyor. Hareketsizce oturmak ve yerinizden kalkmadığınız için de sağlıksız beslenmek de uzun süre TV izlemenin yarattığı diğer sorunlar...ve hatta yarım saat TV izlemek 1 sigaraya bedel imiş. Burada öncelikle belirtilmesi gereken şu; Araştırma tamamen televizyon adlı kitle iletişim aracının içeriğine yönelik değil, uzun süre televizyon izleyerek hareketsiz kalan insanın hiç egzersiz yapmaması ve bunun da beraberinde sağlık sorunlarını getirmesi. Yani bu konuda herhalde bilinçli olduğumuzu düşünüyorum tv izlemek değil, sadece uyusak yatsak uyusak yatsak yine aynı sağlık sorunlarıyla karşılaşma olasılığımız çok yüksek.
Bir araştırmaya göre de televizyon insanı aptallaştırmıyor ancak başarısız insanlar daha çok televizyon izliyor…Düşünmemiz gereken de tam bu. Konuşulması gereken konu, araştırması yapılması ve çözüm bulunması gereken durumlar televizyonun içeriğine yönelik olmalı. Ortada bir öldürme durumu gelişiyorsa bu, televizyon izleme eylemiyle değil televizyon içeriğindeki tehditler ile gerçekleşebilir.
Bir grup araştırmacı ABD’deki televizyon programlarının içeriklerini incelediğinde ise % 60 oranında programın yüksek şiddet içerdiğini ve kötü karakterlerin de %45 oranında cezasız kaldığı durumlar olduğunu tespit etmişler. Ve hatta çocuk programlarında yer alan şiddet öğesi yetişkin programlarından %10 daha fazlaymış. Bu durum ülkemiz için de kesinlikle geçerli… Çocuklar büyük tehlike altında… Yetişkinlerin durumu daha vahim onlar daha çok etkiye maruz… Hatta çocuklar RTÜK’e ''Büyüklerimiz televizyon bağımlısı oldular. Bizi dikkate almıyorlar. O yüzden dizileri kaldırın yerine belgeseller koyun. Dizilerin yerlerine belgesel ve eğitici programlar koymazsanız evlerde akşam sohbeti diye bir şey kalmaz. Anne babalarımız televizyon kötü diyorlar ama şimdi kendileri televizyon bağımlısı oldular'' diye mektup da yazarak ailelerinden şikayetçi olmuşlardı. Trajikomikliklerin ülkesi olabilme konusunda 1'inciliği kaptırmayız gerçekten…
***
Televizyonda bir şey yer alıyorsa boşuna değildir…
Neil Postman, Televizyon öldüren eğlence-Gösteri çağında kamusal söylem kitabında; "Eğlence, televizyondaki her türlü söylemin üst ideolojisidir. Ekranda ortalama 3,5 saniyede bir görüntü değişir" der.
Televizyon, çok güçlü bir araç bir anda izleyicini alışkanlıklarını, düşüncelerinin değiştirebiliyor, istediği yöne çekebiliyor.
Televizyon yöneticilerine, yapımcılara ve en önemlisi RTÜK’e büyük görevler düşüyor.
Haydi Çocuklar Uykuya kj’i gibi göz boyayıcı önlemler yerine…
Yönlendirme ihtiyacına minimum düzeyde sahip olmak için maksimum bilinçli, maksimum eğitimli bireyler olmalı ki yazılı ve görsel medyanın tehlikeli etkilerine maruz kalma oranları da minimum olsun diye temenni ediyorum!
