Başta akıllı telefon üreticileri Apple, Sony, Samsung, Nokia, Motorola, LG ve Blackberry ürünlerinde kullanılan kalay madeni üretimi nedeniyle Endonezya'nın Bangka adası çevre felaketiyle karşı karşıya. En önemli mercan resiflerinin bulunduğu Bangka adasında dünyanın kalay üretiminin yüzde 30'u karşılanırken, maden çukurları nedeniyle tropik ormanlar ve su altı yaşamı sona eriyor.
GQ dergisinin Eylül sayısında Matteo Fagotto'nun "Adanın madenlerin çıkarılan kalay, akıllı telefonların en önemli maddesi haline gelince, hiçbir şey eskisi gibi olmadı..." sözleriyle tarif ettiği ve "Akıllı telefonların cehenneme çevirdiği cennet Bangka adası" başlığıyla yayımlanan dosya özetle şöyle:
Akıllı telefonların cehenneme çevirdiği cennet Bangka adası
Endonezya'daki Bangka Adası'nın doğu sahilinde bulunan balıkçı köyü Rebo'da, saat sabahın 08.00'i. Her gün olduğu gibi onlarca gelişigüzel giyinmiş genç erkek, ellerinde benzin bidonları ve yetersiz öğlen yemekleriyle küçük limanın etrafında toplanıyor.
Hepsi de, sabah pususundan sızan tropik güneşle kavrulurken, gözlerini sessizce ufka dikmiş, kendilerini bir dizi tahta şamandıranın arasından birkaç yüz metre ileriye götürecek küçük balıkçı teknesini bekliyor. Bu yüzen platform, ilk bakışta bir balıkçı teknesi olarak görünse de aslında bu adamların peşide oldukları, balık değil. Uğruna ölmeye hazır oldukları şey, denizin dibinde yatan, dünyadaki en değerli metallerden biri...
Kıbrıs'tan biraz büyük olan Bangka, Sumatra kıyılarında, 1 milyon insanın yaşadığı ve dünyadaki kalayın yüzde 30'unu temin eden bir ada. Kalay araba parçalarından konservelere ve tabaklara kadar bambaşka ürünlerde kullanılıyor. Ancak en önemlisi, çıkarılan kalayın yüzde 52'si, bugünün ikonik ürünleri olan akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve tabletlerin bileşenlerini bir arada tutması için lehime çevrilerek kullanılıyor. Sadece akıllı telefonlar ve tabletler için sevk edilen miktarın, geçen sene 1 milyar 184 milyon birimi aşmış olmasından ötürü, kalayın kilo fiyatı da son 10 yılda 5 dolardan 23 dolara fırladı.
Dünyanın en iyi elektronik üreticileri, Bangka kalayını tedarik zincirlerinde kullandıklarını açıklasalar da bu, aslında buzdağının sadece görünen kısmı.
Bangka'daki kalay madenciliğini inceleyen bir çalışma yapan Hollandalı şirket Sustainable Trade Initiative'in (Sürdürülebilir Ticaret Girişimi) elektronik bölümünün kıdemli program yöneticisi Monique Lempers'a göre dünyadaki en büyük kalay tedarikçisi Endonezya, bütün büyük elektronik şirketlerin kaynağı. Bangka, elektronik ürünlere olan küresel açlığı besliyor ama buradan çıkarılan kalay, bir zamanlar cennet olan bu adayı da adeta yeryüzündeki cehenneme çeviriyor.
Kalaya olan küresel talebin üretimi sürekli olarak aşmasıyla Bangka, hem denizde hem karada dev bir madencilik sitesi haline geldi. Bir zamanların el değmemiş tropik ormanları, 13 yıllık gelişigüzel madenciliğin sonunda, Ay'ın yüzeyindeki kraterlere benzer, içlerinde asitli su ve ağır metaller bulunan binlerce çukurla doldu. 2001 yılında endüstrinin bağımsızlaştırlımasından ve yerel hükümetin madencilik ve dökme lisanslarını yerel girişimcilere vermesinden sonra piyasa, emeklilerden ev kadınlarına, eski balıkçılardan genç çocuklara kadar binlerce gayriresmi madenciyle dolup taştı.
Yerel Eyalet Hükümeti'nin Madencilik ve Enerji Departmanı'na göre Bangka nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı madencilik sektöründe aktif. Bu miktarın büyük kısmı yasadışı alanlarda, çoğunlukla yasal koruma altındaki ormanlarda çalışıyor. Burada çocuk işçiliği, yaralanmalar ve ölümcül kazalar çok yaygın ve tabii ki karşılığında tazminat almak mümkün değil.
Her hafta bir madenci ölüyor
Platformlara ulaştıktan sonra, bütün yasadışı çalışanlar canla başla çalışmaya başlıyor. Üç işçi, yüzen dubalar tarafından oluşturulan derme çatma bir havuzun, denizin turkuaz rengine zıt olan kahverengi, çamurlu sularına dalıyor. Dalıcılar, dizel motorlu bir pompaya bağlı büyük plastik tüp yardımıyla, bir elektrikli süpürge misali, kalayı denizin tabanından çekiyorlar. Bu sırada emiciler, direkt olarak güverteden gelen diğer emiş hortumlarını işletiyor. Bu hortumlar aracılığıyla, uzun ve ağır bambu çubukları sürekli olarak denizin tabanına vuruyor ve kumu karıştırıp kalayın ortaya çıkmasını sağlıyorlar.
Günün sonunda, her dubadan 15 kilo maden toplanabiliyor ve bu da yaklaşık 100 dolar ediyor. Kalayın küresel fiyatına bağlı olarak her madenci günde yaklaşık 15 dolar (ortalama bir çiftçinin kazandığının iki katı) kadar kazanabiliyor.
31 yaşındaki Huwei Liong, "Dalgıçlar en büyük risk altında olanlar" diyor. Çünkü madenleri denizin tabanından çıkarırken oluşan çukurlar çok derin ve kolayca çökebiliyorlar. Liong'un da çok iyi bildiği üzere bu durum, dalgıçların metrelerce kum altında mahsur kalmasına sebep olabiliyor. Nitekim o da şu an duba sahibi olsa da, zamanında dalgıçlık yaparken birkaç ölümcül heyelana maruz kalmış. "Bir anda gömülüyorsunuz ve bunu engellemek için yapılabilecek hiçbir şey yok" diyor Liong. Zaten yerel çevre derneği Walhi'ye göre, Bangka'da her hafta ortalama bir madenci ölüyor.
Yasadışı madenciler genellikle polisle saklambaç oynuyor. Tıpkı baskın zamanında Batako'daki çorak evlerinde sabahı geçiren 33 yaşındaki Malasari Amirudin ve 15 yaşındaki kızı Novi Akher gibi. bir önceki akşam polis, kadınların çalıştığı kara madenine baskın düzenlemiş ve kapatmış. "Yeni bir tanesi açılana kadar beklemekten başka çaremiz yok. Normalde bir haftadan fazla sürmüyor" diye açıklıyor 10 yaşından beri madencilikle uğraşan Amirudin.
Bu ikili, Bangka'nın başkenti Pangkal Pinang'dan, onlara günde yaklaşık 20 dolar kazandıran kalay hurdası toplama işinden yeni gelmişler. Çoğu madenci gibi onlar da kalayın ne için kullanıldığından haberdar değil.
iPhone'u ilk gördüklerinde şaşkınlıktan bağırdıklarını "Bu aletler çok pahalı. Topladığımız kalay için kesinlikle daha fazla para istemeliyiz" diye şaka yaptıklarını anlatıyor Amirudin.