Sağlık

Müezzinoğlu: 20 bin uzman doktora ihtiyaç var, ayrılan doktorlarla görüşeceğiz

Sağlık Bakanı, 'Amacımız istifa eden hocaları kazandırmak' dedi

19 Şubat 2013 14:34

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Tam gün yasasıyla ilgili üniversitelerle bir araya geleceğiz" dedi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde gündeme gelen Tam Gün Yasası'nda değişiklik yapılacağını söyledi.

NTV'nin yayınında soruları yanıtlayan Müezzinoğlu, üniversitelerden istifa eden hekimleri geri döndürmeyi amaçladıklarını belirterek "Amacımız istifa eden hocaları kazandırmak. Tam gün yasası ile ilgili sıkıntılara çözüm üretecek bir formül üzerinde çalışacağız" diye konuştu.

Müezzinoğlu, gelecek hafta üniversiteler ve üniversitelerden ayrılan hekimlerin de bulunduğu yasanın paydaşları ile görüşeceklerini ifade etti.

Şu an en az 20 bin uzman doktora ihtiyaç olduğunu belirten Müezzinoğlu, tıp fakültelerinde kontejyan sayısının artırılmasına rağmen ihtiyacın karşılanmasının 15 yılı bulacağını söyledi. 15 yıl sonra ise bir bu kadar daha uzman doktor açığı oluşacağına dikkat çekti.

Müezzinoğlu, "Hükümeti tek yıpratacak nokta hekim açığıdır. En az 20 bin uzman hekim lazım. Hekim açığını kapatmak için 15 yıl gerekli. Biz hekimlerimizden 24 saat istifade etmek istiyoruz" dedi.

Tam Gün Yasası'yla birlikte üniversitelerden ayrılan doktorlarla önümüzdeki görüşeceklerini belirten Müezzinoğlu, "Amacımız istifa eden hocaları kazandırmak" diye konuştu.

 

Devlet hastanelerine yatırım

 

Devlet hastanelerinin 3'te 1'inin deprem riski ve tıbbi imkânsızlıklarla mücadele ettiğini belirten Müezzinoğlu, özel sektörün desteğiyle hastanlerin 5 ila 8 yıl içerisinde tamamen yenileceğini açıkladı.

Kamu hastaneleri Birliği Yasası'nın özelleştirme yasası olmadığını belirten Müezzinoğlu, sağlık hizmetlerini ideal bir şekilde sunmak için özel sektörden hizmet almayı amaçladıklarını kaydetti.

Müezzinoğlu, kamu hastanelerinin standardını yükletmeyi hedeflediklerini belirterek, "Yapılan her işin maliyeti var. Muhalefetin sağlık hizmetlerini parayla değerlendirmesini hatadır" diyerek, muhalefet partilerini eleştirdi. "Milleti bu duruma düşürenlerden şikâyetçiyim" diyen Müezzinoğlu, "Yılda 44 bin 45 bin yatağı hizmete sokmayı hedefliyoruz. Bu süre içerisinde 40 bin yatağı da yenilemeyi planlıyoruz" dedi.

Müezzinoğlu'nun konuşmasından bazı bölümler şöyle:

"Öncelikle neden ihtiyacımız var ona bakmak lazım. Şimdi yaklaşık 122 bin yatağımız var. Bunları son on yılda yaklaşık 35 binini yenilemişiz. Vatandaşımızın huzurlu bir şekilde hizmet alabileceği gerek hasta yakınları için gerekse hastalarımız açısından sağlıklı noktaya taşımışız. Üçte iki yatağımız şu anda ya deprem riski anlamında ya da binanın ömrü anlamında ya da tıbbi donanım anlamında 75 milyonun hak ettiği standartlarda değil. Geçtiğimiz 10 yılda yapabildiğimiz süreçle devam edersek üçte birini daha 10 yılda yapacağımız demektir yani 20 yılık bir sürece yayacağız. Hızla yapmamamız lazım bunu. Ülkemiz deprem bölgesi dolayısıyla hastanelerimizi depreme dayanıklı binalar haline getirmemiz lazım. Biz yine bu üçte birlik bölüme kamu yatırımlarıyla devam edeceğiz ve 7-8 yılda bunları yenilemeye gayret edeceğiz. Diğer üçte birlik kısmı da 4-5 yıl içinde kamu özel işbirliğiyle hizmete sunmayı amaçlıyoruz. Burada zaman zaman muhalefet zaman zaman kamu sağlık özelleşiyor mu gibi anlamsız bir soruyu soruyorlar."

"Ben hekimim. Bir vatandaşımızın yeterli olmayan koşullardaki bedelini hiçbir şeyle ölçemeyiz. Çok pahalı oldu diye bir anlayış olabilir mi? Bir deprem olsa muhalefet bize ne soracak? Ya da yeni doğan ölümlerini azaltmak istiyoruz bunun inde teknolojik donanımı uygun binalarda bunu başarabiliriz. Muhalefet sağlık hizmetini sunmamızı harcadığımız parayla ölçüyorsa muhalefetin sağlığa ve vatandaşımıza bakışında çok yanlış noktada. Bunun maliyet bedeli elbette vardır. Üçte birini yaptık ama üçte ikisi duruyor bir 20 yıl daha dursun deme hakkımız var mı?"

"Onları dinleyeceğiz ve yol haritamızı belirleyeceğiz. Ama en temel sorunlarımızdan birisi sağlıkta bu binaları öyle ya da böyle yapacağız iyi hale getireceğiz ama bulamayacağımız bir şey hekim. Biz bu ülkede yaklaşık k10 yıldır ülkede hekim açığımız var derken Cumhuriyet Halk Partisi ve bizim tabip odamız hekim fazlamız var dediler. Bana en az 20 bin uzman hekim lazım. Sabahtan beri en az 10-11 ilden bize uzman diyorlar ama elimizde yok. Dolayısıyla bu anlamda en çok zorlanacağımız temel konu hekim eksikliğimiz ve açığımızdır. Tıp fakültelerine daha çok öğrenci alıyoruz. Ama 4 yıl önce aldığımız öğrencimizin bile bu milletin hizmetine girebilmesi için en az 6-7 yıl var. Bizim 30 bin açığımızı kapatmamız 15 yıl sonra. Peki 15 yıl sonra ilave ihtiyacımızda bir 30 binde orada var. İşte bunu parayla çözemiyoruz. Bu ülkede tıp fakültesini bitirmiş ben hekimim diyen her hekim arkadaşımızdan 24 saatinden her ortamda en verimli şekilde istifade etmek istiyoruz. Dolayısıyla tam gün yasasındaki bakış açımızda bütün hekimlerimizden azami verimlilikte birikimlerini bu millete sağlık alanında hizmet etmeleri için değerlendireceğiz. Onlardan azami verimliliği alamazsak bizim binaları yapmamız teknolojileri getirmemiz bizi başarıya götürmez."

"Bizim birinci derecede sorumluluğumuz sağlık hizmetlerini vatandaşa ücretsiz sunabilmek. Ama zaman aman bazı alanlarda hem sistemi kontrol edebilmek adına hem de otokontrol açısından ilaç tüketimini azaltabilmek, muayene sayılarını gelişigüzellikten kurtarabilmek adına sistemi kontrol edebilmek için bazı bariyerlerimiz olabilir. Bunların bir kısmı vatandaşların maddi desteğine gerek duyabiliriz. Ama biz sağlık hizmetini vatandaştan alacağımız parayla finanse etmek gibi bir anlayışımız yok. Sağlık hizmetindeki tüketimi israftan koruyabilmek adına böyle bakış açımız olacak. Sabah aile hekimine gittim, öğlen hastaneye gittim, akşam üzeride bir profesör hocaya muayene olmak istiyorum diyorsa bu bizim sistemi hem tıkar hem verimsizleştirir hem de ameliyat olarak altından kalkamayız. Ama onunda katlanacağı sorumluluklar koyuyorsak o zaman sistem daha sağlıklı kurulur ve daha sağlıklı verimli işler."