Gündem

Tahliye olan akademisyen Camcı: Beni cezaevine götüren asker, "Burada olmamanız gerektiğini biliyoruz" dedi

Meral Camcı, 23 günlük tutukluluğun ardından dün tahliye edildi

23 Nisan 2016 22:08

‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attıkları gerekçesiyle tutuklanan ve dün tahliye edilen akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, "Türkiye'de şu an yaşanan hiçbir soruna karşı gözümüzü kapatamayız" dedi. Camcı, "Beni cezaevine götüren jandarmalar, 'haklısınız, burada olmamanız gerektiğini biliyoruz' dediler" diye konuştu.

Dün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan ile birlikte hâkim karşısına çıkan Camcı, savunmalarının ardından serbest bırakıldı.  

11 Mart'ta evlerine yapılan baskınla hakkında gözaltı kararı olduğunu ancak kendisinin Paris'te olduğu için gözaltına alınmadığını söyleyen Camcı, gözaltına alınan 3 akademisyen arkadaşının tutuklanacağını hiç düşünmediğini söyledi. Tutuklandıklarından sonra tutukluğa itiraz edildiğini ancak bunlardan da bir sonuç çıkmadığını belirten Camcı, kendisinin de yurt dışından yakalamayı göze alarak geldiğini söyledi. "Ertesi günü savcılığa gittiğimde arama şüphesi ortadan kalktı diye tutuklu yargılamayabilirler diye düşünüyordum" diyen Camcı, savcı karşısında ifade verirken de avukatları mahkemede savunma yaparken de hiç tutuklanacağını aklına getirmediğini söyledi.

Dicle Haber Ajansı’ndan Evrim Kepenek’e konuşan Meral Camcı, tutuklama kararının ardından kendisini Bakırköy Cezaevine götüren askerlerin kendisine ‘haklısınız’ dediğini söyledi. Camcı, "Haklı olduğumuzu söyleyen jandarmalar oldu. Çok açıkça 'Yanınızdayız' diyemiyorlar. Ancak 'Burada olmamanız gerektiğini biliyoruz' diyenler vardı" diye konuştu.

 

“Kapatılmak duvarlardan ziyade iletişimsizliktir”

 

Cezaevine dair gözlemlerini de paylaşan Camcı, "Kısa süre de olsa orada çok şey öğrendik. Deneyim, hikâye, dostluk, yoldaşlıklar. Yaşama dair ortaklıklarınız var orada. İletişimden yoksunsunuz. Karşınızdaki bireyler görmüyor, duymuyor, konuşmuyor sizinle. Kapatılmak, duvarlardan ziyade iletişimsizliktir" dedi.

Camcı, "Günlük hayatta unutulan incelikler orada çok önemli. Esra'nın kumruları vardı. Bizim balkonumuza yuva yapmayan kumrular, demir parmaklıklara yuva yapıyorlar. Volta atarken önünüzden yürüyorlar" diyerek cezaevi günlerini anlattı.

 

“Gülerek geldik gülerek çıkacağız”

 

Cezaevinde tanıştığı arkadaşlarının zenginlik ve hayatının bir parçası olarak tanımlayan Camcı, "Oradaki dostlarımıza görüşe gideceğiz. Yoldaşlarımızın davalarını takip edeceğiz. Biz Esra ile dedik ki, 'Biz buraya gülerek geldik gülerek de çıkacağız' öyle de yaptık" dedi.

 

 

“Mahkeme heyeti ne yapacağını şaşırdı”

 

4 akademisyen, dava sırasında savunma yapmak için kendi arasında bir iş bölümü yapmamış. Ancak, mahkeme sırasında yapılan savunmalar, herkesin kendi uzmanlık alanına paralel bilgilerle yaptığı gerçekliğini açığa çıkarmış. Hatta akademisyen Camcı, "Kayıp gönderge" kelimesini kazandırırken, akademisyen Kıvanç Ersoy'un "Esra Mungan'ın kumrularıyız cümlesini yazdı insanlar ancak kimse savcı İrfan Fidan'ın iddialarıyız diye yazmaz, çünkü bu iddiaların hiçbir gerçekliği yoktur" demesi de, savunmaların akademik bilgiler üzerinden yapıldığının bir kanıtı. Akademisyen Camcı, savunmalar sonrasında genel söylenenlere bakıldığında vurgunun, "Biz bu suça ortak olmayacağız" sözü üzerinde olduğunu gördüklerini söyledi. Savunmaları ile savcının iddialarını tek tek çürüttüklerini söyleyen Camcı, "Yüzlerine baktım ve gördüm ne yapacaklarını şaşırdılar. Bu nedenle de davayı Ankara'ya attılar. İddianame mesnetsizdi ve biz de mahkemenin kifayetsizliğini gördük. Heyet, karşımızdan bir gitsinler biran önce çıksınlar biz üzerimizden sorumluluğu atalım noktasındaydı. Öyle de yaptılar" dedi.

 

“Çocuklar, kadınlar ölürken gözümüzü kapatamayız”

 

Mahkemede ‘Bu suça orak olmayacağız’ sözünün arkasında olduklarını ve halen bu sözün arkasında olduklarını vurgulama kararı aldıklarını söyleyen Camcı, "Bu ülkede sorunlar devam ediyor. Biz açıklama yaptık, bitti değil. Kadınlar, çocuklar, doğmamış bebekler ölüyor. Bunlar olurken biz gözümüzü kapatamayız. Hepimiz konuşmalıyız" dedi.

 

 

“Benim için bu insan kalma mücadelesi”

 

Camcı, son olarak şunları söyledi: "Bütün toplumsal mücadelenin ortak kelimesinin barış olduğunu düşünüyorum. Ortak sözlerinin barış olduğunu düşünüyorum. Her birinin de mücadele alanlarında barış olursa kendi alanlarındaki mücadeleyi kazanmış olacaklar. Üniversite açısından, öğrenciler açısından da durumun böyle olduğunu düşünüyorum. Benim için bu bir insan kalma mücadelesi. Türkiye'ye tutuklanacağını bilerek dönmek de politik bir tavırdı bu mücadelede bir anlamı olduğunu düşünüyorum."

İlgili Haberler