T24 - Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, dünyada bugüne kadar 7 bin kişinin domuz gribinden öldüğünü belirterek, ''Şubat ayında hastalığın pik yapacağını düşünüyoruz. Şubat ayında en yüksek sayıya ulaşan vaka sayısının nisan ayı sonuna kadar en az seviyeye ineceğini tahmin ediyoruz'' dedi.
Prof. Dr. Usluer, yaptığı açıklamada, tüm dünyada domuz gribi vakası sayısı ile yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hasta sayısının dikkat çekici boyutlara ulaştığını söyledi.
'Tüm dünyada genç popülasyon risk altında'
Havaların çok soğuk olmadığı bir dönemde hasta sayısının bu kadar artmasının düşündürücü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Usluer, şunları söyledi:
''Kaybettiğimiz hasta sayısındaki artış, önümüzdeki aylarda bu durumun önem taşıyacağını, daha farklı rakamların gündeme geleceğini gösteriyor. Ölen hastaların yüzde 46'sının 6 ayın üzerindeki çocuklarla 24 yaş arasındaki genç popülasyon olduğunu görüyoruz. Yaşamını yitiren bu gruptaki hastaların yüzde 56'sında kronik bir hastalık olduğunu, geri kalanlarında ise hiçbir risk faktörü olmadığını görüyoruz. Tüm bunları bir arada değerlendirdiğimizde tüm dünyada genç popülasyon risk altında görülüyor.''
'Korunmada en etkili sliah aşılanma'
Prof. Dr. Usluer, korunmada en etkili silahın aşılama olduğunu belirterek, bu konuda hekimlere ve eğitimcilere büyük sorumluluk düştüğünü bildirdi.
Prof. Dr. Usluer, domuz gribiyle ilgili bilinen en önemli özelliklerden birinin de virüsün mutasyona uğraması ve yapısını değiştirmesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Bir pandemi sürecinde mutasyon olasılığı her zaman var ama bu olasılık ne düzeyde bilemiyoruz. Mutasyon olduğunda klinik seviye daha da ağırlaşabilir. Mevcut aşı etkisiz kalabilir. Bunların hepsi olasılıklar dahilinde. Dünya Sağlık Örgütü, Norveç'te 4 hastada pandemik virüste mutasyon saptandı. ABD, Brezilya, Çin ve Ukranya'da da benzer mutasyonların görüldüğü belirlendi. Bu klinik açıdan ne kadar önemli bunu araştırmak lazım.''