Medya

Star yazarı: Müslüman patronların bedeni abdestli, ruhu kapitalisttir!

"Bunlar da en zalim kapitalistler gibi emek sömürücülüğü yapmaktadır"

24 Kasım 2016 12:08

Star yazarı Lütfü Oflaz, "Müslüman patronların bedeninin abdestli, ruhunun kapitalist olduğu" görüşünü savunarak "İşte bu abdestli, dualı, namazlı, oruçlu Müslüman patronların, yanlarında çalıştırdıkları emekçilere bakışları, davranışları en zalim kapitalistlerden farksızdır. Bunlar da en zalim kapitalistler gibi emek sömürücülüğü yapmaktadır. İnsanların el emeğini, alın terini, göz nurunu çalmaktadır" iddiasını ileri sürdü.

Lütfü Oflaz'ın "Bedeni abdestli, ruhu kapitalist!" başlığıyla yayımlanan (24 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Benim deyimimle, Müslüman patronların bedeni abdestli, ruhu kapitalisttir! Bunlar dilleri dualı, beş vakit namazlı kapitalistlerdir! 

İşte bu abdestli, dualı, namazlı, oruçlu Müslüman patronların, yanlarında çalıştırdıkları emekçilere bakışları, davranışları en zalim kapitalistlerden farksızdır.

Bunlar da en zalim kapitalistler gibi emek sömürücülüğü yapmaktadır.

İnsanların el emeğini, alın terini, göz nurunu çalmaktadır.

Bunların yaşam tarzları da en azgın kapitalistlerden farksızdır.

Bunlar da evin, arabanın, kısacası her şeyin en pahalısına, en gösterişlisine, en süslüsüne sahip olmak için birbirleriyle yarışmaktadır.

İsrafın daniskası da bu Süslümanlardadır.

Nitekim bunu AK Parti kurucusu ve eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da geçtiğimiz günlerde dile getirdi.

Beşir Atalay, “Müslümanların burjuvalaştığını görüyorum. Fazla saltanatlı yaşıyorlar; çok harcıyorlar; israf yapıyorlar” dedi.

Bizim yıllar önce dile getirdiğimiz abdestli kapitalist gerçeğini, nihayet bir AK Parti ileri geleni de dillendirdi.

Bu abdestli kapitalistler o kadar azıttılar ki, tıpkı abdestsiz kapitalistler gibi küçücük kızları kendilerine metres yapar hale geldiler.

Müta nikahı kılıfıyla küçücük, körpecik bedenleri parayla satın alır hale geldiler.

Yine bu abdestli kapitalistler, Ramazan ayında bile beş yıldızlı otellerde iftar sofraları adı altında pahalı israf sofraları kurar hale geldiler.

Ben buna isyan etmiştim.

Her haltı yiyen abdestli kapitalistlerin karşısına sadece kalemimle değil, eylemlerle de dikilmiştim.

Mesela 2011 yılından itibaren, abdestli kapitalistlerin beş yıldızlı otellerde iftar sofraları adı altında kurdurdukları pahalı israf sofralarına tepki olarak, benim isim babalığını yaptığım Yeryüzü Sofraları kurulmuştu.

Sokaklarda kurulan bu mütevazı iftar sofralarında on binlerce kişi ekmeğini, suyunu birbirleriyle paylaşır olmuştu.

Toplumculuk bu sofralarda ete kemiğe bürünüp hayat bulmuştu.

Toplumculuk olmazsa İslamcılık olur mu?

Toplumculuk olmazsa sosyalistlik olur mu?

İslam’ın da sosyalizmin de toplumculuktur ruhu.

Gel gör ki bizim ülkemiz sözde sosyalist özde kapitalistlerle dolu.

Gel gör ki bizim ülkemiz sözde İslamcı, özde kapitalistlerle dolu.

Toplumcu gibi yaşamayan, bencillik ölçüsünde bireycilik ruhlarına hakim olan sözde İslamcılar, sözde sosyalistlerle dolu.

İstisnalar hariç, ülkemizdeki İslamcıların da sosyalistlerin de durumu bu.

Hadi şimdilik sosyalistleri geçelim.

İslamcıların, Müslümanların durumundan söz edelim.

Benim düşünceme göre, namazda aynı safta, rızıkta ayrı safta olunmamalı!

İnsanlar ihtiyacı olandan fazlasını, ihtiyacı olanlarla paylaşmalı.

İslam’da infaktır bunun adı.

Ama İslamcılar, Müslümanlar arasında bunun adı vardır, sanı yoktur.

Hatta zengin İslamcıların, zengin Müslümanların infakın adını duymaya dahi tahammülleri yoktur.

İnfak toplumculuktur.

Oysa zengin İslamcılar, zengin Müslümanlar toplumcu olmak istemiyor.

Bencillik ölçüsünde bireyci olmak istiyor.

“Hep bana Rab bana” diyor.

“Altta kalanın canı çıksın” diyor.

Tam bir kapitalist gibi düşünüp tam bir kapitalist gibi yaşıyor.

O zaman bunların abdestsiz kapitalistlerden ne farkı kalıyor?