Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Millî Eğitim Bakanlığı'nın dini vakıf ve cemiyetlerle yapılan protokollerin neden saklandığını sordu. Öztürk, "Anlaşılıyor ki okulların anahtarı, yakın bir gelecekte dini vakıflara, derneklere, cemaatlere bırakılacak" düşüncesini dile getirdi.
Öztürk yazısında, "Dini vakıf ve cemiyetlerle yapılan protokolleri Milli Eğitim Bakanlığı niçin saklıyor? Bunları açıklamak, şeffaflığın gereği değil mi? Bakın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesine dini vakıf ve derneklerle yapılan protokolleri bulamazsınız. Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin soru önergelerine, cevap da vermiyor." değerlendirmesini yaptı.
Öztürk şu ifadeleri kullandı:
"Anayasamıza göre, eğitim-öğretimin, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılması gerekir. Milli Eğitim Temel Kanunu da bunlar belirtilmiş. Milli Eğitim Bakanlığı kadrosunda yaklaşık bir milyon öğretmen var. Öğretmenlik için bekleyen yüz binleri de unutmayalım. Bunlardan tam yararlanılmazken, dini vakıf ve cemaatlere eğitimin bırakılması şaşırtıcı. Üstelik imzalanan protokoller gizleniyor. Anlaşılıyor ki okulların anahtarı, yakın bir gelecekte dini vakıflara, derneklere, cemaatlere bırakılacak. Bazı yerlerde de bırakılmış durumda. İl ve ilçelerde dini vakıf ve cemiyetler ile müftülerin de katıldığı, “Eğitime Destek Platformu-EDEP” toplantıları düzenleniyor.
Bu konuda özellikle öğrenci velilerine büyük görev, sorumluluk düşüyor. Eğitim geleceğimizdir. Eğitim, yalnızca politikacılara, onların atadığı bürokratlara, hele hele dini vakıf ve cemaatlere bırakılmayacak kadar önemlidir."