Politika

Sol Parti: Devrimci demokratik bir cumhuriyet için mücadele etmeliyiz

''İslamcı milliyetçi iktidarın saltanatına son verelim"

10 Ağustos 2020 15:24

Sol Parti’nin 1. Olağan Konferansı, 8 Ağustos Cumartesi günü Ankara’da gerçekleşti. Pandemi koşulları nedeniyle delegelerin beşte birinin katılımı ile gerçekleşen konferansta partinin yeni yol haritası belirlendi. 

Yayımlanan Konferans Sonuç Bildirisi’nde, "Türkiye, etkisini bütün toplum kesimlerinin hissettiği son derece derin bir ekonomik, sosyal ve siyasal kriz içindedir” denilerek “Ülkenin kronikleşmiş sorunlarına eklenen güncel sorunlar krizin çok boyutlu olduğunu göstermektedir. AKP ve MHP’den oluşan iktidar bloku, bırakın bu krizi çözmeyi, bizatihi izlediği politikalar nedeniyle krizin yaratıcısı durumundadır. Ülkemiz bu İslamcı ve faşist iktidar bloku eliyle büyük bir çöküşe doğru sürüklenmektedir” ifadelerine yer verildi.

’’Sermaye sahipleri servetine servet katarken, yoksulluk her geçen gün artıyor’’

Bildiride şöyle denildi: 

''Ekonomi derin bir darboğaz içindedir. İşsizlik, yoksulluk ve zamlar emekçi halk kitleleri için hayatı yaşanmaz kılıyor. Bir avuç sermaye sahibi servetlerine servet katarken, yoksulluk ve gelir adaletsizliği her geçen gün artıyor. Devlet kasası yağmalanarak tam takır bırakılmış, bütün kamu varlıkları satıla satıla tüketilmiş durumda. Uluslararası düzlemde kimsenin güvenmediği bir ülke konumu, krizin bu iktidar eliyle çözülmesinin mümkün olmadığına işaret ediyor.

''Yeni rejim kalıcı hale getirilmek isteniyor''

Bugünkü mevcut durumun demokrasiyle en ufak bir ilişkisi kalmamıştır. Yasama yürütme ve yargının, bırakın kuvvetler ayrılığı prensiplerine göre çalışmasını, tek bir elde toplandığı bir durumla karşı karşıyayız. Hayatın ortasına dinin ve milliyetçiliğin yerleştirildiği; halk kitlelerinin baskı ve zorbalıkla denetim altına alındığı bu yeni rejim kalıcı hale getirilmek isteniyor. İktidar gücü kullanılarak bütün toplumsal örgütlenmeleri kendi iktidarına payanda yapan, muhalif olan her türlü örgütlenmeyi zor ve baskıyla sindirmeye çalışan otoriter faşist bir rejim adım adım yerleştirilmeye çalışılıyor. Bunun için, sendikalar, barolar; meslek odaları üzerinde yoğun bir baskı kurmaya çalışılıyor. Sokak muhalefeti güvenlik güçleri eliyle baskı altına alınıyor.

Bu siyasal, ekonomik ve toplumsal krizden çıkabilmenin olmazsa olmaz koşulu; bugünkü mevcut iktidardan kurtulmak; “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen siyasal düzeni değiştirmektir. Türkiye’nin sorunları, ancak halkın çıkarlarını ön plana alan, özgürlüklerin ve demokrasinin egemen kılındığı, laikliğin, aydınlanmacı ve bilimsel düşüncenin kurumsallaştığı bir anlayışla çözülebilir. Eğitim sisteminden gündelik hayatın düzenlenmesine, kadınların ve diğer dışlanan kesimlerin hak ve özgürlüklerine uzanan laik bir devlet düzeni ve toplumsal hayat yeniden kurulmak zorundadır.

''Muhalefet halkın gerçek taleplerinin taşıyıcısı olmalıdır''

Türkiye için gerçek bir çıkış, iktidar blokunun geliştirdiği politikalarla kora kor bir mücadeleyle mümkün olabilir. İktidarın emperyalist-kapitalist sistemin çıkarları doğrultusunda attığı adımlarla, emek-karşıtı politikalarıyla uzlaşma arayan bir muhalefet anlayışı, ülkemizin karşı karşıya kaldığı sorunlara çözüm getiremez. Seçimlere kadar iktidarın otoriter ve dinsel bir rejim inşasına sessiz kalarak; hangi koşullar altında yapılacağı şimdiden belli olan “seçim günü” mevcut iktidarın kendiliğinden yıkılacağını ummak; en hafif deyimiyle siyasal körlüktür. İktidar blokunun güç kaybettiği koşullarda muhalefet, halkın gerçek taleplerinin taşıyıcısı olarak güç toplamak ve bu gücü örgütleme görevini üstlenmelidir. Yıllar süren bu cendereden kurtulmanın başka yolu yoktur.

''Devrimci demokratik bir cumhuriyet için mücadele etmeliyiz''

Türkiye’nin ilerici, devrimci geleneği bu ablukanın dağıtılması için yeterli birikime sahiptir. Yapılması gereken, toplumsal taleplerle bu birikimi birleştirecek; aynı zamanda halkın güncel taleplerine sahip çıkacak bir eylem ve örgütlenme anlayışını hayata geçirmektir. Emperyalizme karşı bir Kurtuluş savaşıyla kurulan bu Cumhuriyetin bütün kazanımlarını sahiplenen, ama onu da aşan devrimci demokratik bir Cumhuriyet için mücadele etmeliyiz. Sömürücü sınıfların, siyasal İslamcıların, Amerikancılıklarını milliyetçilikle gizlemeye çalışanların, faşist darbecilerin lekelediği ve giderek ortadan kaldırdıkları Cumhuriyet; şimdi tüm ezilen kesimlerin, emekçilerin laik, bağımsız, demokratik cumhuriyeti olarak yeniden kurulmak zorundadır.

''İslamcı milliyetçi iktidarın saltanatına son verelim''

SOL PARTİ, bilimsel sosyalist dünya görüşünün ışığında her türlü baskı ve sömürünün ortadan kaldırıldığı, her alanda sınıfsal, etnik, dinsel toplumsal ayrımcılıkların ve eşitsizliklerin yok edildiği bir düzeni savunur ve esas olarak bu amaçlar doğrultusunda mücadele eder. Bugün ülkemizde bir avuç sömürücü, soyguncu azınlığın çıkarlarını, dincilik maskesi altında koruyup sürdürmeye çalışan, bunun için ülkemizi büyük bir felakete doğru sürükleyen ve halkımızın büyük çoğunluğunun karşı olduğu mevcut  anti-demokratik rejime son vermenin önemini vurgulayan SOL PARTİ;  aşağıda yer alan talepler doğrultusunda Türkiye’nin yeniden kurulması için mücadele etme kararlılığıyla, İslamcı milliyetçi iktidarın saltanatına son verme mücadelesi veren bütün ilerici güçleri ortak bir eylem zemininde  dayanışmaya ve birleşmeye davet eder.''

TIKLAYIN: Sol Parti, 1. Olağan Konferansı’nı yaptı: Laiklik olmadan sol olmaz