Politika

Siyaset Bilimci Berk Esen: Türkiye'de başkanlık sistemi gelecekte devam etmeyecek

"Otoriter rejimlerin ekonomik olarak sürdürülebilir olması gerekir"

15 Ağustos 2020 16:01

Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Berk Esen, Türkiye'nin deneyimlediği başkanlık sisteminin henüz yeni olduğunu ve bunun yalnızca bir kişi için yapıldığını hatırlatırken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrası bu sistemin devam etmeyeceğini, Türkiye'nin tarihsel olarak çok kutuplu bir yapıya sahip olduğunu söyledi.

Daktilo1984'te Varsayılan Ekonomi programında Enes Özkan'ın konuğu olan siyaset bilimci Berk Esen, otoriteryenizmi, Belarus seçimleri ve Dünya'daki otoriter rejimler üzerinden Türkiye karşılaştırması ile birlikte değerlendirdi.

"Belarus'ta kısmi-melez otoriter rejim var"

Esen, otoriter rejimlerin kendi içerisinde farklılaştığını ve otoriter rejimlerin bir skala içinde sınıflandırılması durumunda bir ucunda tamamen otoriter bir ucunda ise kısmen otoriter rejimlerin olduğunu söyledi. Totaliter rejimlerde tamamen kapalı olan demokrasinin işlemediğini ve babadan oğla geçen bir yapı olduğunu belirten Esen, Belarus gibi ülkelerin de kısmen otoriter rejimlerden olduğunu, "melez rejim" olduğunu ve düzenli seçimlerin yapıldığını söyledi.

Bu tarz ülkelerdeki seçim kampanyalarında iktidar ve muhalefet eşit şartlarda olmadığını sözlerine ekledi. Türkiye'de ise rekabetçi otoriter sistemin olduğunu söyleyen Esen, seçimlerin yapılması ve muhalefetin halihazırda seçim yoluyla iktidar olma şansının devam ettiğini vurguladı.

"Otoriter rejimlerin ekonomik olarak sürdürülebilir olması gerekir"

Ekonomist Enes Özkan da otoriter rejimlerin ekonomik olarak sürdürülebilir olması gerektiğini vurguladı. Otoriteryenizmi sürdürülebilir kılan ekonomik nedenlerde Dünya'daki parasal genişlemenin otoriter rejimlere kolaylık sağladığını, Polonya, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye üzerinden anlatan Özkan, diğer otoriter rejimlerde doğal kaynak ve turizmin de ekonomik sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye gibi ülkelerde böyle bir durumun olmadığını ancak parasal genişlemenin diğer ülkelerde olduğu gibi inşaata ve alt yapıya harcandığını, bu sebeple otoriter rejimin ortaya çıkması ve sürdürebilirlini kolaylaştırdığını da sözlerine ekledi. Özkan ayrıca, Çin'in kendi otoriter rejimini yaygınlaştırmak için sermaye ihracını ve doğrudan dış yatırım enstrümanlarını kullandığını söyledi.

"Türkiye-Belarus karşılaştırması hatalı"

Belarus seçimleri sırasında Türkiye ile Belarus'un karşılaştırıldığını hatırlatan Esen, bu karşılaştırmanın tam olarak doğru olmayacağını belirtti. Esen, düşünce egzersizi olarak bu karşılaştırmanın yararlı olduğunu ancak Türkiye'nin Belarus'a nazaran çok uzun süredir Batılılaştığını, Belarus halkının demokrasi ile tanışmasının 1990'larda başladığını, Türkiye'de dengeleyici gücün Cumhuriyet öncesi dönemde dahi olduğunu, bu sebeple Belarus-Türkiye karşılaştırmasının da doğru olmadığını vurguladı.

Türkiye'nin deneyimlediği Başkanlık Sisteminin henüz yeni olduğunu ve bunun yalnızca bir kişi için yapıldığını hatırlatan Esen, Sayın Cumhurbaşkanı'ndan sonra bu sistemin devam etmeyeceğini Türkiye'nin tarihsel olarak çok kutuplu yapıya sahip olduğunu ve "Türkiye Belarus olur mu?" sorusunun doğru olmayacağını da vurguladı.

Programın tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.