Gündem

Şivan Perwer: BDP'liler Diyarbakır'da beni sıcak karşılamadılar

Diyarbakır ziyaretini değerlendiren Perwer: Ben de çok değiştim, Türkiye de çok değişti. Diyarbakır bu değişimin sonucuydu

27 Kasım 2013 20:16

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'yle birlikte Diyarbakır'ı ziyaret eden sanatçı Şivan Perwer, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana dışında BDP'nin kendisini sıcak karşılamadığını söyledi. Barzani'ye misafirperverlik gösterildiğini söyleyen Perwer, "ama ben yokum gibi davrandılar. Niye bu kadar bana kızgınsınız? Partinizi de sizi de tanıyorum. Ben 40 yıldır bu işin içindeydim. Siz daha çocuktunuz" şeklinde konuştu.

Erbil'de Habertürk TV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtlayan Perwer, AKP iktidarı süresince sürekli Türkiye'ye davet edildiğini, daha önce ortam uygun olmadığı gerekçesiyle Türkiye'ye gelmediğini anlattı.

Perwer'in açıklamaları şöyle:

 

'Beni kovmadılar, kaçtım'

 

İnsan bir şeye büyük hayallerle başlıyor. Benim hayalimde özgür bir toplum, hayatı seven, hayata bağlanması gereken, kişiliğini korumaya çalışan, tüm toplumsal değerlerini korumaya çalışan bir toplum var. Bu düşünceleri kapsayan, bu sanatla ortaya çıktığımda çok şey sebep oldu. Ülkemi bırakmak mecburiyetinde kaldım. Daha doğrusu kaçtım. Beni kovmadılar, kaçtım. Çünkü yakalasalardı, ben gitmiştim. O kadar yıl sonra döndüm, yaşlı bir adam olarak. Diyarbakır mitinginde de bunu söyledim.

 

"Ben de değiştim, Türkiye de'

 

Ben gittiğimde doğan çocuklar şimdi 38 yaşında. Bu sürede elbette çok şey değişti. Kaybettiğim şeyler de, kazandığım şeyler de oldu. Çok şey muhakkak değişti. Ben de çok gezdim, diller öğrendim, toplumların yapısını öğrendim. Ben de çok değiştim, Türkiye de çok değişti. Diyarbakır bu değişimin sonucuydu. 38 yıl sonra yasak olan durum sevgiyle, açık yüreklilikle karşılandı, ki gerçekten umarım ve zannederİm herkes bu konuda sevindi.

 

"AK Parti 10 yıldır beni davet ediyor'

 

Dünya bile bu ziyaretten bahsetti. Türkiye'deki siyasi durum farklı gözle baktı meseleye. Acayip şeyler duyuyorum. Bazılarına gülüyorum, bazılarına çok üzülüyorum. Hiç de doğru olmayan bir şey söylüyorlar. Kaliteli bir siyasetçi yerinde olsam asla öyle şeyler söylemem. 38 yıldır dışarıdayım. 10 yıldır beni AK parti davet ediyor. Kendi kültür bakanını, adalet bakanını, milletvekilini gönderiyor. 'Şivan gel artık burada hizmeti et. Tamam bu işin yanlışı doğrusu vardır ayıralım birbirinden gel, bu toplum yıllarca beraber yaşamış' diyorlar. Şimdi bu dostlardan bana eleştiri gelmedi. Ben onlara hep, 'Şimdi değil, zamanı değil, daha gereken durum oturmadı. Çünkü benim gelmem için zaman uygun değil, sağolun bu yürekli dostluğunuz için' dedim. Benim gördüğüm kadar yeterli bir ortam yoktu. 'Peki sen bilirsin' dediler. Ama 'Biz seni davet ettik niye gelmedin' diyen olmadı.

 

'Para için hiçbir zaman çalışmadım'

 

2.5-3 sene önce Sayın Bülent Arınç Bey geldiler, sohbet ettik, abi kardeş gibi. Tutturdular 'Bak AK Parti Şivan'ı satın almaya çalışıyor' diye. Ben bütün güzelliklerimle bu topluma gittim ve o eserleri verdim. Ben para için hiçbir zaman çalışmadım. Öyle şeyler konuşuldu ki, ben de buna şaşırdım.

 

'BDP'den yanımda tek adam görmedim'

 

O 3 senede ben BDP'den yanımda tek adam görmedim. Bana selam vereni de, bana selam göndereni de görmedim. Ben ona da hizmet ederim. En güzel dönüşüm, BDP ve AK Parti bunu birlikte hazırlayabilse benim dönüşüm gerçekleşecek. AK Parti buna yanaştı, BDP yanaşmadı. Tamam PKK'ye eleştirilerim oldu. Bana sert davrandılar, 'Bitireceğiz' dediler. BDP de bu çerçevede hareket etmeye başladı.

 

'Yalnızca Leyla Zana beni sıcak karşıladı'

 

BDP'liler Diyarbakır'da beni sıcak karşılamadılar. Yalnızca Leyla Zana beni sıcak karşıladı. Ağlamaklı bir şekilde beni kucakladı. Leyla'nın yüreği diğerlerine benzemez. Diğerleri küskün davrandılar. Barzani'ye misafirperverlik gösterildi ama ben yokum gibi davrandılar. Niye bu kadar bana kızgınsınız? Partinizi de sizi de tanıyorum. Ben 40 yıldır bu işin içindeydim. Siz daha çocuktunuz. Bu doğru değildir. Siz beni davet etseydiniz de gelseydiniz. Siz Newroz'u bilmezken ben Newroz için terler döktüm. Bu tarihi bilmezsiniz. Beni sadece Newroz için çağırmayın beni Şivan Perwer olarak çağırın, ben de geleyim hasret gidereyim.

 

'Belki de yuhlarla karşılanırdım'

 

Karşımda gördüğüm davranışlar içimde bir burukluk yaşattı. Baktım siyasi tavırlar etkili oluyor. Dönüşümü de hızlandırdı. Ben o halkın arasına çıksam da belki de yuhlarla karşılanırdım. Dedim böyle kalsın ben yine geleceğim. Ya ben geleceğim ya da benim ölüm gelecek. Elimden geleni yapmaya çalışacağım ama siz sevdiğiniz zaman geleceğim.

 

"Vatandaşlık alması gereken yüzlerce insan var'

 

Sayın Başbakan da, Sayın Davutoğlu da vatandaşlık teklif etti. Vatandaşlık tekliflerine çok teşekkür ederim. O yürekli davranışlarını hissedebildim. Sadece vatandaşlık alması gereken kişi ben değilim, yüzlerce insan var. Ben şu anda İsveç vatandaşıyım ama elbette ülkemin vatandaşı olmak isterim. Kanuni bir düzenleme olsun, herkes vatandaşlığını alsın. Ben de o zaman alırım.

 

'Kılıçdaroğlu Kürt olduğu halde Türk millyetçisi'

 

Ben Kürt halkının sosyal, siyasal, kültürel baskı altında olduğunu anlatırken Kılıçdaroğlu neredeydi? Kendisi de Dersimli bir Kürt olduğu halde. Kendisi bir kere 'Kürdüm' diyememiştir, Kürt olduğu halde. Ama Sayın Başbakan 'benim Kürt kardeşim' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu Kürt olduğu halde Türk millyetçisi. Roboski de benim acım. Ama sırf demagoji yapmak için Roboski'yi kullanıyor.

 

'Ahmet Kaya en çok barışa taraf olurdu'

 

Ahmet bir halk sanatçısıydı. Ahmet'in sanatı yeni bir sanattı. Değerli bir arkadaşımdı. Çok güzel bir şey söyledi zamanında saldırıya uğradı. Türk sanatçısının da yetiştiği eğitim nasıl görüyorsunuz. Ahmet'i kabul etmediler, saldırdılar. Orada Ergenekon marşlarını okumaya başladılar. Şimdi bazı insanlar özür diliyor. Ama Ahmet halktan yana bir insandı. Gezi'de ya da Diyarbakır'da demek çok doğru olmaz. Ahmet'in de tahlil edebilecek bir aklı vardı. Ahmet elbette en doğrusuna taraftar olurdu. Belki Diyarbakır'da, belki orada onu bilemem. Ama zaman değişiyor. O zamanın Ahmet'i şimdiki Ahmet olur muydu bilmiyorum. Ama herhalde en çok barışa taraf olurdu.

İlgili Haberler