Sibirya’daki bir arkeolojik alana gömülü iki çocuğun süt dişi, son Buzul Çağ’da yaşayan daha önce bilinmeyen bir grup insanı ortaya çıkardı. Keşif, Eski Kuzey Sibiryalıların 31 bin yıl önce bölgedeki zorlu koşullara dayandığını ve yünlü mamutlar, yünlü gergedanlar ve bizonlarla avlanarak hayatta kaldıklarını gösteriyor.
Bulgu, Sibirya’da başka bir bölgedeki 10.000 yıllık insan kalıntılarının genetik olarak Amerikan Yerlileri ile ilişkili olduğunu keşfeden daha geniş bir çalışmanın parçasıydı. İlk kez bu kadar yakın genetik bağlar Amerika dışında keşfedildi.
Erman Ertuğrul'un Arkeofili'de yer alan haberine göre Eske Willerslev liderliğindeki uluslararası araştırmacı ekibi, yeni insan grubuna ‘Eski Kuzey Sibiryalılar’ adını verdi ve varlıklarını ‘insanlık tarihinin önemli bir parçası’ olarak nitelendirdi.
DNA, Yana Nehri yakınında bulunan büyük bir arkeolojik alanda bulunan dönemin keşfedilen tek insan kalıntılarından (iki küçük süt dişi) elde edildi.
Yana Gergedan Boynuzu Sitesi olarak bilinen bölge, 2001 yılında bulundu ve taş aletler ve insan yerleşiminin kanıtlarıyla birlikte 2.500’den fazla hayvan kemiği ve fildişi barındırıyor.
Profesör Willerslev, “Bu insanlar insanlık tarihinin önemli bir parçasıydı, neredeyse günümüz Asyalıları ve Avrupalıların ataları ile hemen hemen aynı zamanda çeşitlendiler ve bir noktada kuzey yarımkürenin büyük bölgelerini iskan etmiş olmaları muhtemel” diyor.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Martin Sikora, “Aşırı ortamlara çok hızlı bir şekilde adapte oldular ve oldukça hareketliydiler. Bu bulgular, kuzeydoğu Sibirya’daki nüfus tarihi hakkında bildiklerimizin çoğunu değiştirdi, aynı zamanda bir bütün olarak insan göçünün tarihi hakkında bildiklerimizi de değiştirdi.”
Araştırmacılar, bölgedeki nüfus sayısının yaklaşık 40 olduğunu ve geniş çapta ise 500 civarında olduğunu tahmin ediyor.
Süt dişlerinin genetik analizi, bu iki kişinin, o sırada nüfusu azalan Neandertal popülasyonları ile herhangi bir akrabalık kanıtı olmadığını gösterdi.
Bu dönemdeki karmaşık nüfus dinamikleri ve antik ve modern diğer insan gruplarıyla genetik karşılaştırmalar, kuzey Sibirya ve orta Rusya’daki antik arkeolojik bölgelerde bulunan 34 insan genomunun örneklerini analiz eden daha geniş bir çalışmanın parçası olarak belgelendi.
Profesör Laurent Excoffier, “Dikkate değer bir şekilde, Eski Kuzey Sibirya halkı Avrupalılarla Asyalılardan daha yakından ilişkili ve Avrupalılar ile Asyalılar arasındaki ayrışmanın hemen ardından Batı Avrasya’ya göç etmiş gibi görünüyor” diyor.
Bilim insanları Eski Kuzey Sibiryalıların, kuzey Avrasya ve Amerika kıtasındaki geniş bir alanda yaşayan çağdaş insanların mozaik genetik yapısını yarattığını buldu. Bulgular, Yerli Amerika soyunun genetiğini anlamada ‘eksik bağlantıyı’ sağladı.
İnsanların Amerika’ya ilk olarak, son Buzul Çağı’nın sonunda su altında olan Bering Boğazı’nı kapsayan bir kara köprüsüyle Sibirya’dan Alaska’ya geçtikleri yaygın olarak kabul ediliyor. Araştırmacılar, bu ataların bazılarını Eski Kuzey Sibiryalılarla karışan Asya halk grupları olarak belirleyebildiler.
Profesör David Meltzer, “Son Buzul Maksimum’un (Buzul Çağı’nın en soğuk ve en sert zamanı) derinliklerinde gerçekleşen popülasyon izolasyonu ve katkısı ile sonuçta Amerika’nın yerli halkının ataları olarak ortaya çıkacak olan halkların soyları hakkında önemli bilgiler edindik” diyor.
Bu keşif, Sibirya’daki Kolyma Nehri yakınlarındaki bir bölgede bulunan 10.000 yaşında bir erkek kalıntının DNA analizine dayanıyordu. Bu birey soyunu, Eski Kuzey Sibirya DNA’sı ve Yerli Amerikalılarda bulunanlara çok benzeyen Doğu Asya DNA’sının bir karışımından almıştı.
Söz konusu bulgu aynı zamanda ilk kez Amerika dışında kalan Amerika yerlilerinin nüfusu ile yakından ilişkili olan insan kalıntıları olma özelliğini taşıyor.
Profesörr Willerslev, “Yerli Amerikalıların soylarını anlama bulmacasında, Yerli Amerikalılar ve Paleo-Sibiryalılar’da Kolyma imzasını görebileceğiniz önemli bir parça. Bu birey, Amerikan Yerlilerinin soyunun eksik parçası” diyor.