Hürriyet gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu, köşesinde cep telefonu reklamı yaptığı gerekçesiyle kendisini eleştiren Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici'ye cevap verdi. Semercioğlu, Bildirici'nin kendisinin görüşünü almadan yazıyı yazdığını öne sürdü, tartışılan telefonun hediye olmadığını belirterek "Güzel Şeyler Yayıncılık" şirketi adına kesilmiş faturayı gösterdi. Ancak Bildirici, geçen pazartesi günü yayımlanan yazısında, Semercioğlu'nun "telefonun test için gönderildiği" açıklamasına yer vermişti.
Cengiz Semercioğlu'nun Hürriyet gazetesinde "Özür dile Faruk Bildirici" başlığıyla yayımlanan (11 Temmuz 2012) yazısı ile Bildirici'nin 9 Temmuz Pazartesi günü "Hediye telefon ve etik" başlıklı yazısı şöyle:
Özür dile Faruk Bildirici!
İzninizle bugün köşeyi kişisel bir konuya ayıracağım; bizim gazetenin okur temsilcisi Faruk Bildirici’ye bir gazetecilik dersi vereceğim.
Faruk Bildirici pazartesi günü şok bir yazı yazdı köşesinde.
Benim ‘hediye karşılığı’ yazı yazdığımı iddia etti.
İnanılır gibi değil!
Kendi gazetemde, okur temsilcisi benim için bunu iddia ediyor.
Gazetenin patronundan yayın yönetmenine; yayın koordinatöründen müdürüne kadar her kademeye taşıdım Faruk’un bu yazısını.
Her kademede tartıştık.
Faruk Bildirici yazısında bana Hürriyet’in yayın ilkelerini hatırlatıyor.
“Yayına konu edilen veya edilmesi düşünülen kişilerden ve kurumlardan meslek etik ve geleneklerine aykırı hiçbir hediye ve ayrıcalık kabul edilemez” diyen 4. Madde’yi örnek gösteriyor.
Ve diyor ki;
“Samsung’tan hediye telefon aldın, bu yüzden ‘iPhone’u bıraktıran telefon’ diye yazı yazdın...”
Yazık, demek Faruk beni gram tanımamış.
Aynı iddialar geçen hafta üç beş çapulcunun yaptığı bazı internet sitelerinde de yer almıştı.
Hiç umursamadım.
Benim hakkımda sürekli yazı yazar bu siteler, inanın dönüp bakmıyorum bile.
Okumuyorum bu siteleri.
Bana Hürriyet ilkelerinin 4. Maddesi’ni hatırlatan okur temsilcisine aynı ilkelerin 16. Maddesi’ni hatırlatıyorum.
Ne diyor 16. Madde Faruk Bildirici? “Haberlerin araştırılması, hazırlanması ve yayımlanmasında her zaman dengeli, gerçeğe bağlı ve objektif davranılması şarttır...”
16. Madde’nin a fıkrası ne diyor Faruk Bildirici?
“Yayımlanan haberde suçlanan tarafın görüşüne yer verilir...”
Beni “hediye karşılığı yazı yazmakla” suçlarken benim görüşüme yer verdin mi? Bunu dün kendisine de sordum...
“Mail attım ama posta kutun doluydu geri döndü” yanıtını verdi bana.
Kelebek’teki en ufak detay için bile bize anında ulaşan Faruk Bildirici, benim hakkımda bu ağır ithamda bulunurken işe bakın bana ulaşamıyor!!!
Oysa gazete santralini arasa anında cepten bağlayacaklar beni!
Ben de 21 Haziran’da İstinye Park’tan 2.250 liraya aldığım Samsung’un faturasını anında göstereceğim...
Bunu yapmadın Faruk Bildirici ve beni “hediye karşılığı yazı yazmakla” suçladın.Çakal internet sitelerine malzeme verdin... Mesleki itibarımı zedeledin...
Peki şimdi yandaki faturayı görünce ne yapacaksın... Ben yasal haklarımı saklı tutarak pazartesi günkü özrünü bekleyeceğim.
İşte fatura!
Faruk Bildirici bilmeyebilir ama beni tanıyan, oraya buraya davet eden firmalar, halkla ilişkiler şirketleri çok iyi bilir...
İçime sinmeyen hiçbir yazıyı yazmam.
Parasını ödeyemeyeceğim hiçbir masaya oturmam, hiçbir geziye gitmem...
Allah’a şükür 2000 liralık telefonu da alacak, dünyanın her yerine de gidecek maddi imkanlara sahibim.
Bana bir telefonla yazı mı yazdıracaklar?
Buna inananın da, yapmaya kalkanın da aklına şaşarım.
Bunları söylemek zorunda kaldığım için bile utanıyorum.
Buyrun Samsung Galaxy S3’ün faturası...
Tarih: 21 Haziran...
Yer: İstinye Park’ta Vodafone bayisi...
Ben Samsung yazısını ne zaman yazdım; 27 Haziran’da...
Ben çapulcu internet sitelerinin saçma iddiaları karşısında bunu göstermek zorunda hissetmem kendimi.
Ama kendi gazetemin okur temsilcisinin bana tek bir kelime sormadan bu iddialara inanmasına üzülmemek, şaşırmamak elde değil...
NOT: Faturanın, daha önce aldığım pek çok telefon ve elektronik eşya gibi Güzel Şeyler yani Medyatava adına kesildiğini belirtmeliyim.
Bildirici'nin yazısı: Hediye telefon ve etik
Cengiz Semercioğlu, Londra Olimpiyatları öncesinde düzenlenen koşuda, Türkiye’yi temsil eden 12 “meşale taşıyıcısı”ndan biriydi. Semercioğlu, 18 Haziran’da York’ta yapılan koşuya katıldı, izlenimlerini de Kelebek’teki köşesinde yazdı.
Fakat Semercioğlu’nun gezinin ardından yazdıkları arasında asıl yankı yaratanı, 27 Haziran’da çıkan “Bana iPhone’u bıraktıran telefon” başlıklı olanıydı. Bu yazıda Samsung’un çıkardığı yeni cep telefonunu anlatıyordu:
“Bilen bilir, ben deli bir iPhone’cuyum. Çıktığı günden beri tüm modellerini kullandım. Bir dönem çok beğendiğim Blackberry’e yıllardır elimi sürmüyorum.
iPhone’u bitirecek, iPhone’a ciddi rakip olacak diye denediğim pek çok telefon da hayal kırıklığı yarattı bende. İtiraf edeyim Samsung Galaxy 3S için de ilk başta aynı şeyi düşündüm. Üç gün kullanır vazgeçerim dedim.
Fena halde yanılmışım. Yüzde 37 daha büyük ekran (iPhone’dan daha ince olduğu için taşıması zor değil), önemli miktarda yüksek ekran çözünürlüğü…”
Bu yazıdan sonra sosyal medya ve haber portalları hareketlendi. Okurlardan da bana eleştiri mesajları geldi. Çünkü İngiltere’deki “Meşale koşusu”, Samsung Electronics sponsorluğunda düzenlenmiş, koşuya katılanlara da basın toplantısı sonrasında yeni model birer cep telefonu hediye edilmişti.
Okurlarımızdan Serkan Güneysu, bu konuda “Yazarınız, İngiltere’ye davet edildi dört gün. Dönüşte de 2.200 liralık telefon hediye edildi. Şimdi köşesinde hediyesi karşılığı güzelleme yapıyor” eleştirisinde bulunuyordu.
Bu eleştiri ve iddiayı Semercioğlu’na aktardım. Özetle “Bana test etmem için neredeyse her yeni telefon gelir. Ben de bu tür karşılaştırmaları yıllardır yazarım” yanıtını verdi. Arşivi taradım, haklıydı. Daha önce de benzer yazılar yazmıştı. Örneğin, 11 Ağustos 2009 tarihli yazısı da “N97, iPhone’a karşı” idi; o yazıda da “iPhone ve Blackberry Bold'u bir kenara bıraktım, Nokia N97 modelini kullanıyorum bir süredir” diyordu.
Ne yazık ki, Okur Temsilcisi olarak Hürriyet Yayın İlkeleri’nin dördüncü maddesini hatırlatmakla yükümlüyüm; “Yayına konu edilen veya edilmesi düşünülen kişilerden veya kurumlardan meslek etik ve geleneklerine aykırı hiçbir hediye veya ayrıcalık kabul edilemez.” Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi de gazetecilerin yayınlarla ilgili “hediye ve maddi menfaati reddetmesi” gerektiğini vurguluyor.
Gazetecilik deneyimlerinin imbiğinden süzülüp gelmiş bu ilkelerin sözünü ettiğim metinlerde yer alması boşuna değil. Bir gazeteci, yazdığı bir konuyla ilgili olarak hediye alıyor, maddi çıkar sağlıyorsa aradaki ilişkinin niteliği gazeteci-haber kaynağı ilişkisi olmaktan çıkar. Piyasa ekonomisi koşullarında bir firmanın karşılık beklemeden “hediye” etmesi de söz konusu olamaz.
Sorun şu, o cep telefonları Semercioğlu’na test ettiği için mi gönderiliyordu, yoksa gazetede yazıp tanıttığı için mi? Hem de uzmanlık alanı magazin olmasına rağmen…