Yaşam
BBC Türkçe

Selamlaşmak, teşekkür etmek mutluluğu artıyor: Türkiye'de en çok hangi bölgeler yabancılarla konuşuyor?

25 Ocak 2025 16:06

Güncelleme: 25 Ocak 2025 16:19

Türkiye'de yapılan bir çalışmaya göre kahve alırken baristayla kısa bir hal hatır konuşması ya da otobüsten inerken sürücüye teşekkür etmek gibi kısa etkileşimler, insanların mutluluğuna katkıda bulunuyor.

Araştırmanın başyazarı Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'nden Esra Aşcıgil BBC Türkçe'ye yaptığı değerlendirme "Sadece sohbet etmek değil; otobüsten inerken sürücüye teşekkür etmek veya mahallede gördüğünüz tanıdık yüzlerle selamlaşma gibi davranışlar da aslında refaha olumlu yansıyor" diyor.

Türkiye'nin farklı bölgelerinde bu davranışları inceleyen araştırmaya göre İstanbul, yabancılara selam vermek, teşekkür etmek veya onlarla sohbet başlatmak konusunda ülkenin geri kalanına göre daha aktif.

Kuzeydoğu Anadolulular teşekkür, Batı Marmara ise yabancılarla sohbet başlatma konusunda ön plana çıkıyor.

Bazı araştırmacılar İstanbul gibi metropollerin küçük etkileşimler için daha çok fırsat yarattığını savunurken bazıları büyük kentlerin bu tip ilişkileri zayıflattığını söylüyor.

Kapıyı tutmak, başka araca yol vermek, gülümsemek

Günlük etkileşimlerde nezaketin sağlık, refah, sosyal ve psikolojik deneyimlerle ilişkisini anlamaya çalışan çok sayıda araştırma var.

Bunlar arasında "en kapsamlı yurttaş bilimi projesi" olarak anılan Nezaket Testi (Kindness Test), İngiltere'de Sussex Üniversitesi ve BBC Radio 4 ortaklığında, 2021 yılında yapıldı.

Çalışma kapsamında 140'tan fazla ülkeden 60 bin katılımcı, başkalarından kendilerine yönelik nezaket davranışları hakkında çevrimiçi bir ankete katıldı.

Araştırmaya katkıda bulunan Sussex Üniversitesi'nden Nezaketin Psikolojisi konusunda uzman Dr. Gillian Sandstrom, BBC Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede insanların nezaket olarak gördükleri eylemlerden bazılarını şöyle sıralıyor:

"Tanımadıkları birinin geçerken kapıyı tutması, markette ağır çantaları taşıması, önlerindeki araca yol vermesi, toplu taşımada başkalarına yer vermesi, süresi dolmamış park cezalarını paylaşması, sadece gülümsemesi, teşekkür etmesi, iltifat etmesi ve kısa sohbetler etmeleri..."

Araştırmanın BBC'de Nazaketin Anatomisi başlığıyla yayımlanan önemli sonuçlarından biri nezaketin insanların refahına olumlu katkı yaptığını doğrulamasıydı.

Bunun yanında dışa dönük insanların, dindarların ve kadınların nezaket konusunda diğerlerine göre biraz daha aktif olunduğu bulunmuştu.

Ancak Nezaket Testinin İngilizce yapılması uluslararası katılımı sınırlayıcı bir faktördü.

Sandstrom bu çalışmanın ardından Türkiye'de de benzer bir araştırmaya destek verdi.

Sabancı Üniversitesi tarafından yapılan araştırma 2023 yılında yayımlandı.

Cinsiyet ve eğitim fark ediyor mu?

Çalışma kapsamında Sabancı Üniversitesi'nde Sosyal Psikoloji alanında çalışan bir grup araştırmacı, Nezaket Testi verileriyle birlikte araştırma şirketi KONDA ile işbirliği içinde Türkiye genelinden veri topladı.

Türkiye, Batı Karadeniz, Batı Marmara, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İstanbul dahil 12 bölgeye ayrıldı.

Bu bölgelerde yaşayan üç binden fazla yetişkine, yabancılar veya az tanıdıkları kişilerle selamlaşma, teşekkür etme ya da sohbet başlatma eylemleri soruldu.

BBC Türkçe'ye konuşan araştırmanın başyazarı Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'nden Esra Aşcıgil, "Duygusal yakınımız olmayan kişilerle etkileşimlerin insan tatminine pozitif bir etkisi olduğunu gördük" diyor.

Aşcıgil sonuçları yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, ilişki durumu, iş durumu, dindarlık, gelir düzeyi, metropol ya da küçük yerde yaşamak gibi yaşam tatminine etkisi olan farklı faktörleri kontrol ederek değerlendirdiklerini söylüyor.

Aşçıgil, araştırmanın sonuçlarını değerlendirirken "Çünkü bu demek oluyor ki, sadece sohbet etmek değil; otobüsten inerken sürücüye teşekkür etmek veya mahallede gördüğünüz tanıdık yüzlerle selamlaşma gibi davranışlar da aslında refaha olumlu yansıyor" diyor.

Türkiye'de hangi bölgeler daha çok selamlaşıyor?

Araştırma, Türkiye'nin bölgeleri arasındaki bu kısa etkileşim eğilimlerini İstanbul ile kıyaslamaya da imkan veriyor.

Buna göre İstanbul, Orta Anadolu, Batı Karadeniz, ve Doğu Anadolu bölgelerine göre yabancılara selam vermek, teşekkür etmek veya onlarla sohbet başlatmak konusunda daha aktif.

Kuzeydoğu Anadolulular selamlaşma konusunda İstanbul kadar aktif görünmüyorlar ancak teşekkür ve sohbet başlatma konusunda oldukça yakınlar.

Batı Marmara bölgesi selamlaşma ve teşekkür konusunda İstanbul kadar aktif olmasa da yabancılarla sohbet başlatma konusunda hemen hemen aynı.

Bazı araştırmacılar İstanbul gibi metropollerin küçük etkileşimler için daha çok fırsat yarattığını savunurken bazıları büyük kentlerin bu tip ilişkileri zayıflattığını söylüyor.

Esra Aşçıgil, Türkiye'de bölgesel farkları tam olarak anlayabilmek için daha derinlemesine çalışmalar gerektiğini belirtiyor.

Bunun yanında sosyal normların bu davranışlarda etkili olduğunu bulduklarını söylüyor.

"'Bulunduğum çevrede, toplumda insanlar sık sık tanımadığı kişilerle konuşur' diye düşünüyorsanız, böyle bir sosyal norm algılıyorsanız, o zaman sizin de böyle şeyler yapma ihtimaliniz artabiliyor" diyor.

'Kabul edilme duygusu güçleniyor'

Yabancılarla küçük de olsa etkileşime girmenin büyük ödülleri olduğu konusunda araştırmacılar hemfikir görünüyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Rikkyo Üniversitesi Sosyal Psikoloji bölümünde Araştırmacı Itaru Ishiguro, Japonya'da yaptığı çalışmayla küçük etkileşimlerin mutluluğu artırmasının aidiyet duygusuyla bağlantılı olduğunu bulduğunu söylüyor.

Bu alanda Batı toplumları dışında yapılmış az sayıdaki çalışmadan birine imza atan Ishiguro, "Asgari sosyal etkileşimler doğrudan başkaları tarafından kabul edilme duygusunu güçlendiriyor, kabul duygusu da refah hissine olumlu katkıda bulunuyor" diyor.

Buna ek olarak özellikle kentlerde insanların başkalarıyla yakın ilişki geliştirmesinin sahip olunan kaynaklara ve niteliklere bağlı olabileceğini vurguluyor:

"Asgari sosyal etkileşim fırsatları herkes için aynı. Örneğin, işte çok yoğun olduğumuzda, en yakın arkadaşlarımızla konuşmaya vaktimiz olmayabilir. Buna rağmen kahve dükkanı çalışanlarıyla birkaç dakikalığına hava durumu hakkında sohbet edebilir veya onlara sadece teşekkür edebiliriz."

Dr. Gillian Sandstrom, "İnsanlar bir yabancıyla konuştuğunda, ruh halleri iyileşir ve kendilerini çevresiyle daha bağlantılı hissederler" yorumunda bulunuyor.

Sandstrom, İngiltere ve ABD'de Covid-19 kapanmalarının başında yürüttüğü, sonuçları yayımlanmamış bir araştırmada, insanların, çevrimiçi olarak bir yabancıyla sohbet ettikten sonra başkalarına karşı "daha fazla güven duyduklarını" söylediklerini aktarıyor.

Kendisini "içe dönük" biri olarak tanımlayan Sandstrom, başkalarına güven duymanın yabancılarla konuşmasını "alışkanlık" haline getirmesinde etkili olduğunu söylüyor:

"Çok kez keyifli sohbet ettiğim için, hemen hemen herkesle konuşabileceğimi biliyorum ve bu, diğer insanlara karşı daha güvenli ve sıcak hissetmemi sağlıyor."

Bazı insanlar neden bu etkileşimlerden kaçınıyor?

2021'de yapılan Nezaket Testi'nde insanlara, nezaket davranışlarından neden kaçındıkları da sorulmuştu.

Buna verilen en yaygın yanıt, eylemlerinin yanlış yorumlanabileceği endişesiydi.

İnsanlar ayrıca istedikleri kadar nazik davranmak için yeterli zamanlarının olmadığını ve sosyal medyanın da bir engel olduğunu söylüyorlardı.

Uzun yıllar boyunca bu etkileşimlerin önündeki engelleri araştıran Prof. Dr. Gillian Sandstrom, bazı insanların bu küçük sohbetleri "anlamsız" bulup "değerini göremeyebildiğini" söylüyor.

Bunun yanında bazıları, yabancılarla konuşmaya meyilli olsa da bunun kabul edilebilir olup olmadığından emin olamıyor.

"Birçok insansa nasıl yapacaklarını bilmediklerini, gerekli sosyal becerilere sahip olmadıklarını hisseder" diye ekliyor.

Itaru Ishiguro ise aynı ülke içinde bile kültürel farklılıklar olabileceğini anlatıyor:

"Örneğin, Japonya'nın Tohoku bölgesindeki küçük bir kasaba olan Hirosaki'nin sokaklarında bebeğimle yürürken, birçok insan yanımıza gelip 'Ne tatlı bebek!' gibi şeyler söylerdi. Ancak, Tokyo metropol alanına taşındığımda, bu nadiren yaşanır oldu.

"Kabul edilebilir olanın ne olduğu konusundaki bu netlik eksikliği, insanların asgari düzeyde sosyal etkileşimden kaçınmasının nedenlerinden biri de olabilir."

Uzmanlar insanların yabancılarla asgari etkileşimini cesaretlendirse de bunun için kişisel güvenliğin de önemini vurguluyorlar.

Esra Aşçıgil, insanların "mutlaka güvende olduğunu bildiği" ortamlarda bu etkileşimlere girmesini tavsiye ettiklerini kaydediyor.

 

 

 

 

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir