Politika

Selahattin Demirtaş: Ermenilere 1915'te ne yaptıysak size de aynısını yaparız diyorlar

''Sen nasıl bir akılsızsın ki Kürtlere karşı savaş ilan ediyorsun''

28 Şubat 2016 19:39

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Batman’da düzenlediği Barış Mitingi’ne katıldı. Onbinlerce kişinin meydanı doldurduğu mitingte, konuşan Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Bingöl’de sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantıdaki ‘’Ermeni çeteler gibi Ruslarla işbirliği yapıyorlar’’ sözüne atıfta bulunarak ‘’Ermenilere 1915'te ne yaptıysak size de aynısı yaparız diyorlar’’ ifadelerini kullandı. 

Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Özgürlük sevdası böyle bir şey işte. Bugün burada bu meydana bakan, bu meydanı gören özgürlük sevdaları sizinle gurur duyuyor. Sizinle her buluşmamız hayra vesile oldu. Sizin bu meydandaki duruşunuz hayırlara vesile olur. Sizi yürekten selamlıyorum.

Yüz yıllıkların alt üst olduğu bütün Ortadoğu'da yeni yapılanmanın şekillendirildiği buna göre acıların yaşandığı bir günde bir aradayız. Bugün 28 Şubat hem post modern darbenin yıl dönümü hem de Dolmabahçe Mutabakatı ve Yaşar Kemal'in ölüm yıldönümü.

Özellikle Batman gençliği, kadınlar, esnaflar sizlere sizin mücadelenizi anlatmaya gelmedim. Sırat köprüsündeyiz anlatmaya gelmedik. Herkesin görmesi gereken şey şehirlerimizi harabeye çevirerek, cenazeleri yakarak, yürütülen zulüm politikasının boş olduğunu göstermeye geldik. Sizler sadece son birkaç ayda yürüttüğünüz zalim politikanızla binlerce kişinin ölümüne sebep oldunuz. Bu politikaların kimseyi korkutmadığını göstermeye geldik. AKP'nin hem uzunu hem de kısasından bu halk Allah'tan başka kimseden korkmuyor. Öyle laf olsun torba dolsun söylemiyorum. 'bunlar Ruslarla işbirliği yapan Ermeniler gibidir' demek istiyorlar. 'Ermenilere 1915'te ne yaptıysak size de aynısı yaparız' diyorlar. Kafa bu kafa katliam, ölüm politikası göstermekten başka bir şey değil. Gelip Bingöl'de katliamla tehdit ediyor. Biz birlik ve ittifakımıza güveniyoruz. Artık bir halkın gücüyüz. Gazi Muhammed'in Çarçıra'daki vasiyetine bağlıyız. Mahabat Cumhuriyeti'nin devlet başkanı Gazi Muhammed'in bize bir vasiyeti vardı. 'bir birinize güvenin tek vücut olun' Kendisi de bunun acısını çekerek idam edildi. Zannediyor musun Davutoğlu biz tarihten ders çıkarmadık. Senin tarih diye yalan yanlış anlattıkların, biz gerçek bir geçmişle bir hakikat oluşturduk. Geçmişten dersler çıkararak Şeyh Sait, Gazi Muhammed'ten biliyoruz. Kaderimiz sizin iki dudağınızın arasında değil. Kurbanlık koyun olmadığımızı da gösterelim.

 

'Yazılan yüz sayfalık tarihte Mervani'nin Anadolu'ya girdiğini bulmazsınız'

 

Tarihten söz ediyor. Malazgirt'ten Alparslan'dan bahsediliyor. Malazgirt'ten Alparslan'ı konuşurlar Mervani'yi konuşmazlar. Yüz sayfa tarih yazılıyor ama Mervani Kürt Devleti'nin 10 ordusuyla Anadolu'ya girdiğini bulamazsınız. Siz yazmadınız diye okunmayacak mı bu tarih. Gençlere özel ricamdır. Gazi Muhammed'in başına Mele Mustafa, Şeyh Said'in başına neler geldiğini bilmeyen, Dersim, Zilan, Ağrı'da neler yaşandığını bilmeyenler geleceğini öğrenemez. Gerçek tarihinizi öğrenin. Amed Zindanı'nı öğrenin. Hakkı'yı, Mazlum'un yaptıklarını bilmeyenler bugünü öğrenemez. Önce tarihimizi öğreneceğiz. Okunan tarih kitapları yabancılaşmaktan değil. İnkılap yalan tarih kitabını yazmışlar iki Kürt kelimesi geçiyor o da Zararlı Cemiyetler diye geçiyor. Kürt tarihinin dili, kültürü kitaplarda. Ey Davutoğlu kalın kalın kitaplar yazıyorsun ama boş boş yazıyorsun. Siz Kürtleri yok sayınca Kürtler yok olmuyor. Yüz yıldır bu yalanı 'kar kurt' dediler, 'kuyruklu' dediler tam Kürt olduk bu sefer siz halk değilsiniz. Biz neyiz ey Davutoğlu. En çok konuşulan dördüncü dilden biri Kürtçedir. Bu coğrafyanın en kadim halkı Kürtlerdir. AKP Kürtleri halk olarak görmüyor. Onlara biat ettikçe değerli oluyor. Kürtleri sanki uzaydan yanlışlıkla düşmüş olarak görüyorlar. Peki kendilerinden başka kimi kandırabiliyorlar. Öylesi çocuk yalanlarla politikalarla kendilerini dünyaya rezil ettiler. Kürtler, Türkler bu toprakların gerçek sahibiler. Buraların kadim halkıyız.

 

'Nasıl bir akılsızsın ki Kürtlere

karşı savaş ilan ediyorsun'

 

Yüz yıl önce büyük sahtekârlarla bugün Ortadoğu coğrafyası Kürdistan, cetvelle çizildi. O emperyalistlerin çizdiği ne kadar gereksiz olduğu ortaya çıktı. Bu yanlıştan dönmenin faydası var. AKP'nin bayrağı altında birlik diyorsanız biz AKP'li değiliz. Türklükse biz Türk de değiliz. Öyle olunca 'seni yok sayıyoruz' Biz diyoruz o Kürt, o Türk, Ermeni kalsın. Kürt halkı statüsüz, dilsizliği kabul edemez. AKP'nin önünde bu kadar muazzam bir şans var. Kürdistan'ın her parçasında bu kadar özgürlüğe hasretken, kimseye zarar vermezken, siz Kürt gençlerini katledip kadınların bedenleri teşhir ederek bir kardeşlik çıkarıyorsunuz. Kusura bakmasınlar. Kimse zulümle abad olmadı sizde olmazsınız. Yarattığınız zulümde boğulacaksınız. Sizi bitiren bu katliamlar oldu. Katliamcı bir Başbakan diye tarihe geçeceksin. Rüzgar ekiyorsunuz fırtınaya yol acıyorsunuz. Böylesi acımasız politika bataklığa sürükledi. Kürt halkının elini tutman gerekirdi. Alparslan Kürtlerle savaşmaya gelmedi. Sen nasıl bir akılsızsın ki Kürtlere karşı savaş ilan ediyorsun.

 

'Dolmabahçe Mutabakatı ile savaşı

bitirecek adımları atacaktık'

 

PYD sana defalarca el uzattı. Bizler de destek verdik. Suriye Kürtleri Türkiye Kürtleri arasında birlik olsun istedik. Kamişlo, Ankara'dan korkmasın dedik. Davutoğlu'nun politikaları ile nasıl bir yere geldik. Oradaki beslemeleri, Nusraları, DAİŞ'in cebini doldurup daha çok insanların ölümüne sebep oldular. Bu bölgenin hakimi ben olurumun sonudur.

2 yıldır İmralı, Kandil'le görüşmeler yaptık. En nihayetinde Cumhurbaşkanı bilgisi dâhilinde Dolmabahçe'de oturan yetkililerin, Sayın Öcalan'ın desteğiyle bir mutabakat hazırlandı. O mutabakat tekrar açsın ve okunsun. Bu günlerde olup bitenleri anlar. O belgede 10 madde var. PKK'nin silahsızlanması da var. Savaşı bitirecek adımları atacaktık. Tarihiydi ve zorluklarla o güne gelindi.

 

'Ya bir yol bulacağız yada bir yol açacağız'

 

Ya ölüm ya sıtma seçeneğinden başka seçenek yoksa biz kendi seçeneğimizi yaratacağız. Yolumuzu açacağız. Büyük İskender sefere çıktığında sıra sıra dağlara dayanıyor. 'Bu dağlar aşılmaz büyük İskender diyor' ki bizim bu dağı aşmak dışında başka seçeneğimiz yok. Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız. Özgürlüğe giden yolu tıkayanlar aciz siyasetçiler olarak anılacaksınız. Kürt, Türk halkı sizi lanetle anacak. Bize düşen şey ise bu zulüm politikaları karşısında direnmektir. Uzatılan elden anlamıyor 'seni tanımam, seçimi tanımam' diyorsa 'konuşma yok diyalog yok' diyorsa, barış istendiğinde tank, top çıkıyorsa bu halkta direnmekten başka ne yapabilir ki. Bunu asla kabul etmedik etmeyeceğiz.

Cizre'deki vahşetin yaşanmaması için çok uğraştık. Hepsi sivil insanlardı. Cizre'yle dayanışmaya gittiler. O kadar ahlaksız davranıldı ki oradaki tüm insanlar katledildi. Bu da kahramanlık diye yutturuluyor. AKP'de tek kahramanlık öyküsü yok. Düşman çıkara çıkara bu günlere geldi. Partiyi beraber kurdukları kişilerin üzerine basa basa Saray'a iktidara geldiler. Biz pazara kadar değil mezara kadar halkımızla gönül birliği yaptık.

Batman'da miting yapamazsınız diye mitingimizi yasakladılar. Batmanı seçilmişler temsil eder atanmışlar değil. Seçilmişleri görevden alacaksın, 3 imzayla atanmış kişilerle Batman halkına zulüm edeceksiniz. Herkes seçimle gelsin. Özyönetim budur. Adanmışlık despotizmdir. Seçimle işbaşına gelirse yerel meclislerle başa gelirse daha iyi işler olur. Sizlerin direnişi, itirazınız onun kabusu. Tek adam rejime izin vermedik, vermeyeceğiz. Kişilerle değil mücadelemiz. Mücadelemiz demokrasi mücadelesidir. Despotlukla ülkeyi yönetirseniz size boyun eğecek değiliz.

 

'Ateşkes deyince Davutoğlu'nun

tüyleri diken diken oluyor'

 

Biz çatışmalar sussun silahlar sussun diyoruz. Dün Suriye'de ateşkes ilan edildi. Ülkemizde de bu mümkün. Davutoğlu ateşkes deyince tüyleri diken diken oluyor. Davutoğlu 'ateşkesi tanımayız' diyor. Kimse senden izin istemiyor ki. Sen Suriye'de savaşan değilsin. Sen kendi ülken içinde ne yaptın ki Suriye deki barış için konuşuyorsun. Savaşa karşı durmak istiyorsak direnmekten başka yolumuz yok.

Ölünün ayrı gayrı yoktur. Cenazeye 'suçlu' diyemezsin. Ailesine suçlu diyemezsin. 167 kişiyi yaktılar. Biz yine de asla intikam duygusunu körüklemedik. Ölümler hepimizin acısıdır dedik. İlkeli ahlaklı durmaya devam edeceğiz. Kimsenin acısıyla dalga geçmeyeceğiz. Tarih onu katliamcı Başbakan diye yazmış bu asla iflah olmayacak. Sur, Cizre, Nusaybin de direnen halkımızın yanında olacağımızı belirtmek istiyoruz."

 

İlgili Haberler