T24 - Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, ülkesi ile Türkiye arasında imzalanan ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik protokollerden imzasını çekme tehdidinde bulundu. Sarkisyan, 21. yüzyılda sınırların kapalı olamasının kabul edilemeyeceğinin ifade ederek, "Önce ilişkileri kuralım sonra bütün konuları tartışırız" dedi. İşgal altındaki Yukarı Karabağ sorunu Türkiye ve Ermenistan arasında önem teşkil ederken, diplomatik kaynaklara göre yukarı Karabağ konusunda Rusya'nın tutumunun Türkiye'yle aynı olduğu ifade ediliyor.
Resmi ziyaret için Paris'te bulunan Sarkisyan, Le Figaro gazetesine verdiği demeçte, "Türkiye süreci başka amaçlar için kullanırsa, Ermenistan protokollerden imzasını çekebilir" ifadesini kullandı.
Sarkisyan, "Benim normal ilişki kurma isteğim büyük. Ancak, Türkiye'nin son açıklamaları bana bu protokolleri, yakın gelecekte onaylamayacakları izlenimi veriyor. Biz uyarıda bulunduk. Eğer, Türklerin bu normalleşme sürecini başka amaçla kullandıklarını görürsek, buna gerekli karşılığı veririz ve protokollerden imzamızı çekeriz" dedi.
Türkiye'yi Yukarı Karabağ sorunu dahil, başka konuları sürekli gündeme getirdiği gerekçesiyle eleştiren Sarkisyan, Türk parlamentosunun protokolleri onaylamasının hemen ardından Ermenistan'ın da bu protokolleri onaylayacağını söyledi.
"21. yüzyılda, bir sınırın kapalı olması ve ön koşuldan söz edilmesinin kabul edilemeyeceğini" kaydeden Sarkisyan, "Önce ilişkileri kuralım, sonra bütün konuları tartışırız" dedi.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, dün (10 Mart 2010) Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşmüştü.
Türkiye Ermenistan'dan ne bekliyor?Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için imzalanan protokollerin "ölmediğini" vurgulayan Ankara, sürecin rayına girmesi için Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin aldığı gerekçeli kararla ilgili olarak Erivan'ın adım atmasını bekliyor.
Ermeni iddialarını içeren tasarının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nda onaylanmasıyla Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi sürecinin birbirinden bağımsız olduğunu vurgulayan diplomatik kaynaklar, başka ülkelerin müdahil olmasının normalleşme sürecine katkıda bulunmayacağını belirtiyor.
Tasarının, "baskı aracı olarak kullanıldığını" kaydeden kaynaklar, Türkiye'nin hiçbir koşulda baskı altında karar almadığının altını çizerek, geçen yıl da "24 Nisan" öncesinde baskılar olduğunu, ancak Türkiye-Ermenistan protokolleriyle ilgili ilk açıklamaların gündem değiştikten ve serbestleştikten sonra yapıldığını hatırlattı.
Protokollerle ilgili yasal sürecin işlemeye devam edeceğini belirten yetkililer, ilişkilerin normalleştirilmesinin parametrelerinin belli olduğunu, bunları Türkiye'nin değil, Anayasa Mahkemesinde alınan gerekçeli kararla Ermenistan'ın değiştirdiğini kaydetti.
Ankara, normalleşme sürecinde gerekçeli karardan önceki duruma dönülmesi için Ermenistan tarafından yazılı bir belgenin ya da çok güçlü siyasi taahhüdün ortaya konulmasını bekliyor.
Rusya'nın 'Yukarı Karabağ' tutumu Türkiye'yle aynıÖte yandan Rusya'nın Yukarı Karabağ konusundaki tutumunun da Türkiye ile aynı olduğunu kaydeden kaynaklar, Rusya'nın, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ihtilafların çözülmesinin ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinin Kafkaslar'da istikrarın sağlanmasında olumlu etki yapacağına inandığını ifade etti.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ndeki tasarının oylanmasının ardından Rusya'ya giden Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'nin normalleşme sürecindeki tutumu hakkında, Karabağ konusunda, ayrıca kurulması planlanan yüksek düzey işbirliği konseyinin ayrıntıları, enerji anlaşmaları, Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in 11-13 Mayısta Türkiye'ye yapacağı ziyaret ve Balkanlar'la ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Rusya'ya, Türkiye'nin Karabağ konusundaki beklentilerini aktaran yetkililer, görüşmede Karabağ meselesinde gelinen noktayı ve nasıl ilerleme sağlanabileceğini de ele aldı.
Türkiye ile Rusya arasında müzakere edilen enerji anlaşmalarının ise Medvedev'in ziyareti sırasında imzalanması bekleniyor.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde yapılan oylamanın ardından Rusya'da istişarelerde bulunmuştu.
