Gündem

Şam'da öldürülen el-Bûti kimdi?

Fethullah Gülen de Kürt sorununun çözümünde Şam'da öldürülen Ramazan el-Bûti’yi işaret ediyordu

22 Mart 2013 13:57

Suriye’nin önde gelen din âlimlerinden Ramazan el-Bûti (84), Şam merkezinde bir camiye düzenlenen intihar saldırısında dün (21 Mart 2013) hayatını kaybetti. Kendisine yönelik saldırıda Özgür Suriye Ordusu’nun sorumluluk üstlenmediği, Beşşar Esed’in ardından başsağlığı dilediği el-Bûti, Fethullah Gülen ile yakınlığı ile de biliniyordu.

Şırnak-Cizreli bir Kürt olan fıkıh âliminin, bir süre önce ailesini gizlice Türkiye'ye gönderdiği, kendisinin de daha sonra Türkiye'ye geçme niyeti olduğu öne sürüldü.

Ancak Kürt âlimi, ölmeden önce düzenli olarak Suriye televizyonunda vaazlar veriyor ve halka isyancılara karşı orduyu desteklemeleri çağrısında bulunuyordu. El-Bûti, vaazlarında “ülkede fitne yaşanmamasını istediğini” dile getiriyordu.

El-Bûti, görünürde Beşşar Esed yönetimine verdiği destek nedeniyle ülkedeki baskı rejimini devirmek için silahlı ve siyasi mücadele veren muhalefet tarafından eleştiriliyordu.

Bir yandan 2000 yılında Esed'in babası Hafız Esed'in cenaze namazını kıldıranın el-Bûti olduğu anımsatılırken, diğer yandan Buti’nin Esed'in yanında görünmesine rejimin baskı ve tehditlerinin sebep olduğu iddia ediliyordu.

 

ÖSO: Sorumluluk üstlenmiyoruz

 

El-Bûti’nin öldürülmesine ilişkin olarak BBC’ye konuşan Suriyeli bir kaynak, muhaliflerin Sünni bir âlime camide saldırı yapmasının asla kabul edilemeyecek olduğunu söyledi.

Zira Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da el-Bûti’ye yönelik saldırıyla ilgisi olmadığını açıkladı. El-Arabiya Televizyonu'na konuşan ÖSO Sözcüsü Loey Makdad "Bu saldırıda hiçbir sorumluluk üstlenmiyoruz. Biz bu tür intihar saldırıları düzenlemiyoruz ve camileri hedef almıyoruz" dedi.

ÖSO açıklaması ardından, ailesi gibi kendisi de Türkiye'ye kaçma hazırlığında olduğu iddia edilen âlimin ölümünün ardında Esed rejiminin olabileceği iddiaları öne çıktı.

 

Esed'den el- Bûti için ayetli başsağlığı

 

İddialara karşın, Esed dünyaca ünlü din âliminin öldürülmesi ile ilgili başsağlığı mesajı yayınladı.

Esed mesajında Kur’an-ı Kerim’de geçen, “Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın zira onlar diridirler, Allah katında rızıklanırlar” ayetini hatırlattı.

Esed resmi haber ajansı SANA’da yayınlanan mesajında da “Senin ayrılığına gözler yaşarır, kalpler dayanmaz ey Şam diyarının şeyhi el-Bûti” ifadelerini kullandı.

 

Fethullah Gülen ve el-Bûti ilişkisi…

 

Bitlisli Kürt İslam âlimi Said Nursi’nin görüşlerini benimseyen Fethullah Gülen de Kürt sorununun çözümünde Ramazan el-Bûti’yi işaret ediyordu.

Gülen cemaatinin resmi yayın organlarından biri olan herkul.org’da el-Bûti, “Prof. Dr. M. Said Ramazan el-Bûti Suriyeli ünlü İslam âlimi. İslam dünyasında ilk akla gelen beş isimden biri” olarak nitelendiriliyor.

İslamcı aydın Yusuf Kaplan, 12 Ekim 2012’de Yeni Şafak’taki köşesinde Gülen’i Pensilvanya'daki çiftliğinde ziyaret ettiğini söyledi ve Gülen’in el-Bûti’yi referans vererek, “5 yıl önce, Kürt meselesi konusunda bölge halkıyla bütünleşmeyi, hemdert olmayı, insanlarımızın gönüllerini fethetmeyi sağlayacak bir öneride bulunduk hükümetimize. Bu öneriler dikkate alınmış olsaydı, mesele, Allah-u a'lem, bu noktalara gelmeyebilirdi” dediğini aktardı.

Kaplan, “Hocaefendi'yle görüşme, sorunlar ve sorular…” başlıklı yazısında Gülen’in Suriye’de bir dönem el-Bûti’nin yanında kaldığını söyledi.

T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, bir gün sonra (13 Ekim 2012) kaleme aldığı “Fethullah Gülen’in hükümete ilettiği mektup” başlıklı yazısında Gülen hareketinin bünyesindeki isimlerle yaptığı görüşmelerde “Gülen’in Kürt meselesinin çözümü konusunda Ramazan el-Bûtî’ye referans verilerek görüşlerinin yansıtılması ne anlama geliyor?” sorusuna şu cevabı aldığını yazdı:

“Ramazan el-Bûtî, Hocaefendi ile yakın ilişkileri olan birisi. Arap Baharı diye tırmanan süreçte el-Bûtî, Hocaefendi’ye bir mektup gönderdi. Bu mektupta Arap Baharı diye nitelenen süreç konusunda Arap dünyasının nabzına ilişkin görüşler vardı. Mektup, Arap Baharı karşısında Türkiye’nin aldığı pozisyon ve Arap âlemindeki muhtemel sonuçları konusunda bölümler içeriyordu. Hocaefendi, bu mektubu içindeki mülahazalara ilişkin herhangi bir özel kanaat belli etmediği notuyla hükümet ile paylaştı.”

İlgili Haberler