Kültür-Sanat

'Şairin, yazarın aydın sorumluluğu bir başkadır!'

'Murathan Mungan’ın hakikat peşine düşmüş değerli bir tarih duygusu var; bu coğrafyanın yasaklanmış, sansürlenmiş her türlü realitesini gün yüzüne çıkaran bir söylem içinde'

23 Mayıs 2012 17:48

Telesiyej
(Taraf, 23 Mayıs 2012)

 

Murathan Mungan’ın söylediklerini düşünerek...

 

Acılarının içinde eriyip kalmış bir toplumun insanlığını en derinden hisseden ve anlayan, o toplumun şairidir bence.

Şairin, yazarın aydın sorumluluğu bir başkadır!

Edebiyattan doğmuş, edebiyattan geçerek evreni ve dünyayı kavramış, toplumunu ve insanını şaşmaz bir homo politicus’lukla değerlendirmiş ve aynı zamanda geleceğe uzanmış bir diyalektik ustasıdır o.

“Ama edebiyattan kaçılmaz, hikâyeye bir gün yakalanırsın. Bu nedenle bütün ötekileştirme politikalarının özünde başkasının hikâyesini saklamak vardır. Dinledikçe, tanıdıkça, öğrendikçe diğerleriyle aramızda insani bağ kurulmaya başlar,” diyor Murathan Mungan.

Edebiyatın şaire kazandırdığı derinlik, onun baktığını görme derinliğidir aslında.

Edebiyatçının yaptığı eleştirinin özeni, dikkati ve objektifliği karşısında düzenin sahipleri sarsılır; bu beklemedikleri bir duyarlık biçimidir çünkü. Bu tür bir söyleme hiç alışık değildirler.

Murathan Mungan, Ezgi Başaran’a (Radikal) verdiği röportajda sözünü sakınmıyor: “(...) Anadolu’da halkların anadili, dilsizliktir. Türkiye’nin bilinçdışı 800 bin kilometrekarelik büyük bir halıdır. Altına istenmeyen her şeyin süpürüldüğü bu halı çok kabardı artık, saklanmaya çalışılan bu kadar gerçekle başa çıkamıyor. Hafıza kendini geri çağırıyor.”

Murathan Mungan’ın hakikat peşine düşmüş değerli bir tarih duygusu var; bu coğrafyanın yasaklanmış, sansürlenmiş her türlü realitesini gün yüzüne çıkaran bir söylem içinde. Belli ki içi çok acımış ve acımakta.

Örneğin Dersim hepimizin kâbusu olmalı aslında; ki, şairin duyduğu o derin acıya bir miktar yaklaşabilelim.

Bu kâbus bir sorumluluk kâbusudur aslında. Ve Dersim öyle bir realitedir ki, insanın soluk almasını bile zorlaştırır. Cumhuriyetin ne kadarının cumhuriyet olduğunu, bu cumhuriyet modelinin nasıl bir model olduğunu anlamak için adeta bir turnusol işlevi görüyor artık Dersim.

Bir katliam bu kadar mı ustaca kamufle edilmiştir milyonların (halkın) gözünde?

Murathan Mungan’ın son kitabı Bir Dersim Hikâyesi’ni yola çıkaran, yazarın kendi tarihinde yaşadığı trajik bir durum; üniversite yıllarında oturduğu evde, komşusunun Dersim katliamından kurtulmuş biri olduğunu öğrenmiş. Daha bebekken bir asker tarafından annesinin memesine süngü saplanmış.. ve bu bebek, annesinin memesini emerken süt yerine ağzına kan dolmuş bir Dersimli.

Yazarın hikâyesi dışında, Ahmet Büke, Yalçın Tosun, Ayhan Geçgin, Cemil Kavukçu, Behçet Çelik, Ayfer Tunç, Burhan Sönmez, Hatice Meryem, Şule Gürbüz, Hakan Günday, Ayşegül Çelik, Haydar Karataş, Murat Yalçın, Karin Karakaşlı, Murat Uyurkulak, Gaye Boralıoğlu, Sema Kaygusuz, Yavuz Ekinci, Seray Şahiner, Murat Özyaşar, Jaklin Çelik, Gönül Kıvılcım ve Barış Bıçakçı’nın da hikâyeleri var Bir Dersim Hikâyesi’nde.

Murathan Mungan’ın Türkiye’ye baktığında gördüğü –ve belli ki ona acı veren– bir şey de, bu coğrafyanın sahip olduğu derin bir değerin artık yok olması: “Herkes geçmişten sahip çıktıklarıyla, hesaplaştıklarının, reddettiklerinin dökümünü kendince yapıyor. Sol ağır bedel ödedi. ‘Fırtına’ şarkısında söylediğim gibi, ‘Denizlere çıkar bu sokaklar’ bir metafordur, tıpkı ‘Herkesin bir Dersim hikâyesi vardır’ demem gibi. Ama bunca şairin anayurdu Türkiye eğretileme, metafor, mecazdan anlamıyor artık. Savcılar da anlamıyor olmalı ki, Dink’i 301’den mahkûm ettiler. Hem de ölüme.”

Murathan Mungan’ı, Dersim duyarlılığına sahip bu şair-yazarı, Bir Dersim Hikâyesi’nden sonra daha derinden tanımamız, onun aslında ezoterik dünyasına ve birikimine vâkıf olabilmemiz için yazılarının arkasına geçmemiz –hem de bir değil, birkaç perdeden geçerek– gerekiyor bence.

Bu nedenle onun yazılarını yeniden ve yeniden okumalıyız derim ben.

Murathan Mungan’ın pazartesi günü Radikal’de yayımlanan röportajında söylediklerinde, “sol”la ilgili (“sol”un savunması ve eleştirisi), Kürt realitesiyle ilgili (şiddetin analizi), Türk realitesiyle ilgili (milliyetçilik tekeli), egemenin böldüğü Anadolu belleğiyle ilgili ve gizlenmek zorunda kalmış hayatlarla ilgili, sentezi gözardı etmeyen bir analiz zenginliği var.

Murathan Mungan, kendi coğrafyasının, kendi toplumunun acıları içinde erimiş bir şair-yazar. Sağlam bir aydın duruşuna sahip. Kendi aidiyetinden hiç sapmamış, ortak değerler ve ilkeler onun rehberi. Hak ve özgürlüklerin entelektüel aktivisti bence o.

Pazartesi günü Radikal’de yayımlanan röportajı bulup okumanızı öneririm.

Tabii ki, Metis Yayınları’ndan çıkan Bir Dersim Hikâyesi’ni de.

İlgili Haberler