Sağlık

Sağlık Bakanlığı, hormon ilaçlarını e-reçeteye bağladı: Translar ne diyor, sağlık açısından gerekli miydi?

“Transların artık tamamen hedefe oturtulduğu bir düzenleme olarak değerlendirebiliriz”

26 Kasım 2024 15:09

Sağlık Bakanlığı’na bağlı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu, hormon replasman tedavisinde (HRT) kullanılan ilaçların e-reçete ile verileceğini açıkladı. Böylece Türkiye, trans bireylere hormon replasman tedavisini sınırlayan veya zorlaştıran ülkeler arasına girdi.

Türk Eczacıları Birliği (TEB) yaptığı 20 Kasım'da yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun bazı ilaçların temininde kısıtlamaya gittiğini açıkladı. Bu kısıtlama, trans erkeklerin kullandığı testosteron enjeksiyonları ve jeller ile trans kadınların kullandığı östrojen artırıcı kontraseptifleri etkiliyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Ayşegül Ateş Tarla, hastaların komplikasyon geliştirip geliştirmediği üzerine değerlendirmeler yapılaması gerektiğini ancak bu konuda tıbbi ve sosyal olarak orta noktanın bulunması gerektiğini söyledi. LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar da düzenlemeyi, “Bu, transların ruh ve beden sağlığını doğrudan etkileyecek bir düzenleme” diye T24 ‘e değerlendirdi.

TEB’in açıklaması şöyle:

“Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından, testosteron içeren ilaçların, gonadotropin salıverici hormon (GnRH) analoglarının ve tek başına 2 mg ve üstü estrojen içeren ilaçların suistimallerinin önlenmesi ve toplum sağlığının korunması amacıyla İlaç Takip Sistemi (İTS) üzerinden kısıtlı dağıtımla takip edilmesi yönünde düzenlemeler yapılmasına karar verildiği,

Bu kapsamda;

1.    Ekli listede isimleri belirtilen ilaçlara ait reçetelerin yalnızca Reçetem Sistemi üzerinden elektronik reçete ile karşılanabileceği,

2.    Reçete girildiğinde İTS’de eczaneler için ilaç temin kotası oluşturularak ilgili ecza depolarından temin edilmesini sağlayacak bir sistemin düzenlendiği, bildirilmiştir.

Hormon Replasman Tedavisi nedir?

Bir kişi tıbbi olarak cinsiyet değiştirmeye karar verdiğinde, ilk adım genellikle tıp ve transseksüel toplulukları tarafından "hormon replasman tedavisi" (HRT) olarak adlandırılan karşı cinsiyet hormon ilaçlarını almaya başlamaktır. 

Karşı cinsiyet hormonları, cinsiyet değiştirmek isteyen kişinin karşı cinsiyetinin baskın hormonu olacaktır. HRT, kişinin fiziksel görünümünü, sesini ve bazı diğer özelliklerini değiştirmek için etkili bir yöntem ancak tedavi süreci sürekli medikal kontrol ile gerçekleştirilebiliyor.

“Sağlık alanında kapsayıcılıkla bu süreçleri çözebileceğimizi düşünüyorum”

Ortaya çıkan problemlerin kapsayıcı sağlık politikalarıyla çözülebileceğini söyleyen Tarla, “İnsanları koruyucu yönden gitmemiz gerekiyor. Birçok ilacın sayısız yan etkisi çıkabiliyor. Bunu kimler ne şekilde kontrol edecek? Doz aşımları vs. nasıl kontrol edilecek? Hastaların komplikasyon geliştirip geliştirmediğini nasıl kontrol edeceğiz? Bunlar tıbbi açıdan sorulması gereken sorular. Bu noktada biz transların damgalanma korkusu, dışlanma yaşatmadan sistemin içine nasıl dahil edebileceğimizi tartışmalıyız. Bu sistem birçok hataya neden oluyor. Türkiye’nin son dönemlerde yaşadığı LGBTİ+ nefretini bizler de görüyoruz ancak sağlık alanında kapsayıcılıkla bu süreçleri kendi fikrimce çözebileceğimizi düşünüyorum” dedi.

“Hem tıbbi hem de sosyal olarak orta noktayı nasıl bulacağımızı tartışmamız gerekiyor”

Hormon alan cinsiyet uyum sürecindeki kişilerin doktorlar tarafından takip edilmesi gerektiğini söyleyen Tarla, “Cinsiyet uyum sürecindeki bireyler için her reçete yazıldığında muayene ücreti nedeniyle ayrı bir masraf çıkacak. Sigortası olmayanlar için bu erişim daha da zorlaştıracaktır. Bu noktada bir grup insan bu ilaçlara ulaşılamıyor diye şikâyet ediyor ayrıca. Belki de cinsiyet uyum sürecine giren kişilerin belli aralıklarla doktor kontrolünden geçirileceği alternatif bir sistem oluşturmak doğru olabilir. Süreç takibi yapılması gerek elbette belki 3 ay aralıklı olarak. Bu benim düşüncem tabii ki. Bir şeyi yaparken zarar vermeme ilkesini de değerlendirmemiz gerekiyor. Hastanın komplikasyon geliştirip geliştirmediği üzerine. Bunu yaparken cinsiyet uyum sürecine giren veya girecek kişilerin bu sürece erişimlerini de konuşmamız gerekiyor. Hem tıbbi hem de sosyal olarak orta noktayı nasıl bulacağımızı tartışmamız gerekiyor. Her seferinde reçete yenilenmesi yerine farklı sistemleri tartışabiliriz bu konuda. Bireylerin ilk dozlarından sonra kontrollerle ilerleyen süreçlerdeki dozlarına erişimleri kolaylaştırılabilir mesela. Bu kişilerin sağlık güvensizliklerini çözeceğimiz alternatif devlet politikaları düşünmemiz ve tartışmamız gerekiyor bu etapta” ifadelerini kullandı.

“En az zararla kişileri nasıl koruyabiliriz diye düşünmeliyiz”

Konu üzerinde LGBTİ+’lar üzerinde raporlamalar ve çalışmalar yapıp durumu ortaya çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Tarla, “Ben bir endokrinolog değilim ancak kendi LGBTİ+ çalışma gruplarımız ve eczacılar üzerinden yaptığı görüşmeler bu yönde. Sağlık sisteminin ayrımcı ve dışlayıcı olmadan cinsiyet uyum sürecindeki kişilerin bu hormonlara erişimin sağlarken zarar vermeme ilkesi nedeniyle takiplerini de sağladığımız bir sistem uygulamalıyız. En az zararla kişileri nasıl koruyabiliriz diye düşünmeliyiz. Bu sürecin takibini de sistemimize dahil etmeliyiz. Çalışma gruplarımız bunlarla da ilgileniyor. Bu konuda nelere dikkat etmemiz gerektiğini tartışıyoruz” diye konuştu.

“En az mağduriyetle konuyu çözmeliyiz”

Alternatif yolların oluşturulması gerektiğini söyleyen Tarla, “Erişimlerin zorlaştırılması sağlığa hizmetine ulaşamayan herkes için geçerli. Bu kişilere nasıl erişebileceğimiz kısmının düşünülmesi gerekiyor bu etapta. Diğer türlü de tıbbi takipsiz ilaç kullanımının önüne geçmiş oluruz. Orta yolun bulunması gerekiyor. En az mağduriyetle konuyu çözmeliyiz” dedi.

“Bu yeni düzenleme toplumsal cinsiyet karşıtı politikalardan bağımsız olarak düşünülemez”

Bu yeni düzenlemenin derin hak ihlalleri oluşturacağını söyleyen Mozalar, durumu şöyle açıkladı: 

“Şimdi şöyle bir durum var. Bakanlık tarafından gerekçe olarak toplum sağlığını koruma ve olası suistimalleri önleme iddiası ileri sürülüyor. 

Bu gerekçelerin arkasında transların beden süreçlerini daha da zorlaştırma ve bu süreci adeta kontrol etme ve kontrol altında tutma amacı yatıyor. Bunu tabii ki de hani transların sağlığını düşündükleri için değil. Bu yeni düzenleme toplumsal cinsiyet karşıtı politikalardan bağımsız olarak düşünülemez. 

Translar zaten Türkiye’de ciddi ayrımcılıklara maruz kalırken bu düzenlemeyle daha da derin bir hak ihlali oluştu. Bu düzenleme, aynı zamanda bir baskı aracı olarak kullanılmak isteniyor. Düzenleme üzerinden toplum, gerici bir kalıba oturtulmaya çalışılıyor. Türkiye’deki trans hareketinin zayıflatmayı hedefleyen bir politika bence. Hem transları kontrol altına almak hem de işimizi zorlaştırmak hedefleniyor.”

“Transların artık tamamen hedefe oturtulduğu bir düzenleme olarak değerlendirebiliriz”

Hormonların reçete ile satılması ve transların bu hormonlara erişebilmek için geçtiği süreçleri anlatan Mozalar, “Bu hormonlar reçetesiz alınabiliyordu ancak bu düzenleme sonrasında bu mümkün olamayacak. Cinsiyet uyum süreci başladıktan hemen sonra hormon verilmiyor. 6 ay psikiyatr gözlemi ardından endokrinolog gözlemi derken insanlar en az 7 ay beklemek zorunda kalıyor. Randevu bulunamaması nedeniyle de belki 1 yıl bekleme süresinden bahsediyoruz.

E-reçete sistemi sağlık hizmetine erişimi tamamen dijital bir sürece bağlıyor. Zaten sağlık hizmetine erişmekte zorlanan transların karşısına bir de bürokratik engeller daha fazlalaştırılıyor. Bu hormonların artık reçeteli olması; özellikle sağlık sigortası olmayan, doktora ulaşmakta zorluk çeken veya cinsiyet uyum sürecini tamamlamadığı için ayrımcılık korkusu çeken translar için ciddi bir sorun. Öncesinde reçetesiz erişilebilen ilaçlar artık tamamen kontrol altına alınmış durumda. Bunu da aslında transların sağlık sistemine karşı görünürlüğünü artırıldığı artık tamamen hedefe oturtulduğu bir düzenleme olarak değerlendirebiliriz. Bunların yanında ayrımcılığa ve damgalanmaya daha da açık hale getirdi bizi.” İfadelerini kullandı.

“Trol haber hesapları tarafından hedef gösterilmiştik”

Düzenleme öncesinde sosyal medya hesapları üzerinden hedef gösterildiklerini söyleyen Mozalar, “Translar, X (eski adıyla Twitter)üzerinden de hedef gösterilmişti bu konu üzerinden. ‘Eczanelerde cinsiyet değiştiren ilaçlar satılıyor’ gibi başlıklarla trol haber hesapları tarafından hedef gösterilmiştik. Şimdi de böyle bir düzenleme ile karşı karşıyayız” İfadelerini kullandı.

“Apaçık bir savaş aslında”

Düzenlemenin bir insan hakkı ihlali olduğunu vurgulayan Mozalar, “Bu adım trans hareketine karşı devlet eliyle yürütülen sistematik baskının bir parçası. Apaçık bir savaş aslında. Transların beden uyum süreçlerini zorlaştırmak, onların toplumdaki varlıklarını sınırlandırmak ve daha fazla kontrol altına almak anlamına geliyor. Türkiye’de translar zaten sağlık hizmetlerine erişimde pek çok yapısal engel ile ve ayrımcılıkla karşılaşıyor. Bu sadece bireysel sağlık hakkını ihlal etmekle de kalmıyor aynı zamanda transların mücadele ettiği toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Hormonlar translar için temel bir ihtiyaçtır. Bu tip düzenlemeler transların insan hakları mücadelelerini daha da zor hale getiriyor. 

Bu düzenleme tamamen transların bu hormonlara erişimini engellemek için var. Sanki biz bu hormonlara erişemeyince trans kimliğimiz yok olacakmış gibi davranılıyor. Daha büyük eşitsizlik ve ayrımcılıklara neden olabilecek bir düzenleme bu. Bizim beden ve ruh sağlığımız için en temel ihtiyaçlardan biri aslında” dedi.

“Bu, transların ruh ve beden sağlığını doğrudan etkileyecek bir düzenleme”

Bakanlığın yeni düzenlemesinin translar için ne anlama geleceğini özetleyen Mozalar, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’de transların bu ilaçlara erişimi hem ekonomik anlamda hem bürokratik anlamda hem de toplumsal ayrımcılıklar sebebiyle kısıtlıydı. Hormon ilaçları yüksek maliyetleri nedeniyle sosyal güvencesi olmayan translar için karşılanması zor ilaçlardı. Doktor randevusu alabilmek, ayrımcılık korkusu nedeniyle sağlık çalışanlarına ulaşabilmek bile başlı başına bir mücadele gerektiriyordu. Bu düzenleme de bu ilaçlara erişimi daha da zorlaştıracak. Bu ilaçların reçeteye bağlanmasıyla da eczaneler sınırlı bir kota ile bu hormonları temin edebilecek gibi duruyor. Hormonların sürekli olarak tedarik edilmesi gereken cinsiyet uyum sürecinde transların hormonlarını zamanında alamamasına neden olacak. Bu da transların sağlığını doğrudan etkileyecek bir düzenleme. Bu uygulama transların ruh ve beden sağlıklarını tehlikeye atan, eşitsizlikleri de derinleştiren bir uygulama. Bu tür bir düzenleme insan haklarına aykırı ve derhal geri çekilmeli.

Hormonlara erişim engeline karşı toplanan LGBTİ+’lara polis engeli

Yeni düzenlemeyi protesto etmek için 23 Kasım’da Süreyya Operası’nın önünde toplanan LGBTİ+’lar basın açıklaması okumak istedi. Polis tarafından ablukaya alınan alana geçişe izin verilmedi. Alana girmek isteyen bazı LGBTİ+’lar, polisin fiziksel ve sözlü taciziyle karşılaştı. Opera binasının önünden gitmeyen gruptan 38 kişi gözaltına alındı. Polis işkencesini görüntülemek isteyen basın engellendi, görüntüler silindi. Türkiye işçi Partisi, gözaltına alınanlar arasında basın emekçilerinin de bulunduğunu söyledi. Gözaltına alınan LGBTİ+'lar ifade verme işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.

TIKLAYIN- Süreyya Operası önünde hormon ilaçları dağıtımındaki kısıtlamaları protesto eden LGBTİ+'lara polis müdahalesi: 38 gözaltı


"Doğal gıdaya ulaşmanın bir yolu var!"

 

Öne çıkan haberler...

TIKLAYIN - Tolga Şardan | Ufuk Uras: Bahçeli "Bizim 50 vekilimiz var, çoğunluk AK Parti’de, onların adım atması gerekiyor" dedi

TIKLAYIN - Prof. Dr. İonna Kuçuradi: Medeniyetlerin ilkelliği yaşanıyor, ben inatla umutluyum

TIKLAYIN - Ertuğrul Özkök: Hükûmet 7 gündür çok önemli bir mahkeme kararını saklıyor

TIKLAYIN - Kar, fırtına, şiddetli yağmur; birçok ilde eğitime ara verildi!

TIKLAYIN - Hakan Atilla siyasete atılıyor; hangi parti lideriyle görüştü?

TIKLAYIN - Çok pahalı bir kaza: iki Ferrari, bir McLaren, bir Bentley çarpıştı

TIKLAYIN - Ali Palabıyık'tan yıllar sonra gelen derbi itirafı: Bir golünü ve penaltısını vermedim

TIKLAYIN - Trump göreve gelir gelmez vergi getireceği ülkeleri açıkladı

TIKLAYIN - İstanbul'da kahve fiyatları Paris'i geçti!