Askeri Yargıtay Onursal Üyesi ve eski Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı emekli Albay Tanju Güvendiren, 24 Haziran’daki milletvekili seçimlerinde Saadet Partisi listelerinden Ankara 1. bölge 1. sıra adayı olmasının ardından başlayan tartışmayla ilgili konuştu. Hakkında ‘kirli algı operasyonları’ gerçekleştirildiğini ve bu iddiaların Saadet Partisi’nin önünü kesmek için ortaya atıldığını savunan Güvendiren, 28 Şubat döneminde Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde savcı olmadığını söyledi.
Milli Gazete’de yer alan habere göre, 28 Şubat döneminde hâkimlik yaptığını belirten Güvendiren, Milli Gençlik Vakfı yöneticilerinin tutuklanması talebini de reddettiğini hatırlattı ve “MGV ile ilgili de TCK’nın 146’ncı maddesine göre anayasal düzeni değiştirmekten geldiler. Ben hâkimim. Önüme gelen karara bakarım. MGV suçsuz halde tutuklamam mı gerekiyordu. 28 Şubat kararlarına yönelik hiçbir çalışmanın içinde yer almadım. Ben kimsenin saçı, sakalı, türbanı ile ilgilenmedim” dedi.
Dönemin haberlerinde, 1998 yılında Ankara DGM Yedek Hâkimi olarak görev yaptığı sırada MGV yöneticileri ve eski Refah Partisi milletvekilleri hakkındaki gıyabi tutuklama talebini reddeden Güvendiren’in, ‘irticai faaliyetlere’ karşı uygulanan 163. maddenin kaldırılmasını madde ismi vermeden eleştirdiği ve "Laik cumhuriyete yönelik yasal düzenlemenin bulunmaması" nedeniyle sanıkların suçlarının tartışmasız ortada olmasına rağmen, tutuklama kararı verilemediğini söylediği yer alıyor.
TIKLAYIN - 28 Şubat'ta Refah Partilileri tutuklayan DGM hâkimi Saadet Partisi'nden 1. sıra milletvekili adayı oldu
Öte yandan Güvendiren, Milli Gazete’ye yaptığı açıklamada 28 Şubat sürecinde Ankara'da cüppeleriyle gözaltına alınan Aczmendileri tutuklayan nöbetçi DGM hâkim olması ve 'Kudüs Gecesi'ni düzenleyen Refah Partili Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız ile 9 kişiyi de tutuklayarak cezaevine göndermesi konusunda herhangi bir yorumda bulunmadı.
"Erbakan benim kadim dostumdur"
Güvendiren’in Milli Gazete’ye yaptığı açıklamalar şöyle:
-Saadet Partisi beni aday göstererek onurlandırmıştır. İnşallah ilk fırsatta bu ödüllendirmeye ve taçlandırmaya bütün kalbimle cevap vermek istiyorum. Genel başkana ve tüm parti teşkilatına çok teşekkür ediyorum. Ben milli bir adamım. Bu parti hem milli hem yerlidir. O yüzden Saadet Partisi’nde aday oldum. Milli Görüş Hareketi’nin lideri Necmettin Erbakan benim kadim dostumdur. Onun hakkında söze gerek yok.
-Yıldızı parlayan, iktidara alternatif olan, halkını hakkını ve hukukunu savunan bir parti geliyor. Kendileri için bu tehlikeyi gördüler. Ama Türkiye için büyük mutluluk. Benim üzerimden Saadet Partisi’ni yıpratmak istiyorlar.
"Saadet Partisi’ni yıpratmak istiyorlar"
-Ben hayatım boyunca orada (DGM) hiç savcılık yapmadım. Bunlar gerçek dışı iddialar. Bunun 28 Şubat ile ilgili bir alakası yok. 28 Şubat daha olmamış. Bu yöntemle hile yapıyorlar. Hile yoluyla yükselen yıldız ve halkın derdine tercüman olan Saadet Partisi’ni yıpratmak istiyorlar. Ben buna katiyen müsaade etmeyeceğim. Zaten Saadet Partisi buna müsaade etmeyecek.
-MGV ile ilgili de TCK’nın 146’ncı maddesine göre anayasal düzeni değiştirmekten geldiler. Ben hâkimim. Önüme gelen karara bakarım. MGV suçsuz halde tutuklamam mı gerekiyordu. 28 Şubat kararlarına yönelik hiçbir çalışmanın içinde yer almadım. Ben kimsenin saçı, sakalı, türbanı ile ilgilenmedim.
-Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun milli duruşunun önünü kesmek istiyorlar.
