01 Mart 2016 14:34
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün bireysel başvurusu hakkındaki karara verdiği bu yanıttaki "karara uymuyorum" ifadesi bir ilk. Erdoğan, "saygı duymuyorum" ifadesini ise ilk kez kullanmıyor. Daha önce Twitter’e getirilen erişim yasağını mahkemenin kaldırması üzerine de karara saygı duymadığını ve milli bulmadığını söylemişti. Anayasa Mahkemesi'nin, kamuoyunun yakından takip ettiği davalarda verdiği kararlar arasında ise Erdoğan ve AKP'lileri memnun eden kararlar da var, kızdıran kararlar da. Aynı şey muhalefet partileri için de geçerli.
Al Jazeera'den Didem Özel Tümer’in haberine göre, gözlerin mahkemeye çevrilmesine neden olan davaları ve kararları derledi.
Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve tartışma yaratan kanunun bazı hükümlerinin iptal istemi için CHP’nin yaptığı başvuruyu reddetti. CHP ‘Kur’an-ı Kerim’ ve ‘Hz. Peygamberimizin Hayatı’ derslerinin, ortaokul ve liselerde isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulmasını öngören kararın iptalini istemişti.
Mahkeme, cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada CHP’den milletvekili seçilen Mustafa Balbay'ın uzun tutukluluk ve adil yargılama hakkı itirazını, "hak ihlali" sayan kararını verdi. Balbay'a 5 bin lira tazminat ödenmesine hükmetti. Bu karar diğer tutuklu vekiller ve tutukluluğu uzayan Ergenekon sanıkları yönünden de AYM’ye bireysel başvuru yapıp uzun tutuklama tazminatı isteme yolunu açtı.
Anayasa Mahkemesi, bu tarihte aldığı karar ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tahliyesine giden yolu açtı. Mahkeme, Başbuğ’un “özgürlükten yoksun bırakmanın hukuki olmadığı iddiasının, yerel mahkemece etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmamasından dolayı Yargıtay önüne götürülememiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Başbuğ, 7 Mart Cuma günü Silivri Cezaevi'nden çıktı.
Twitter'a erişimin engellenmesiyle ilgili yapılan bireysel başvuruda, yasağın kaldırılmasına karar verdi. Yüksek Mahkeme, "Erişimin engellenmesinin ifade özgürlüğünün ihlali" anlamına geldiğini belirttiği ve oybirliğiyle aldığı kararın gerekçesinde "bu sosyal paylaşım sitesine erişimin kanuni dayanağı olmaksızın ve sınırları belirsiz bir yasaklama kararı ile engellenmesinin demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale olduğu açıktır" dedi. Twitter'a 20 Mart 2014’te erişim yasağı getirilmiş ve Anayasa Mahkemesi karar alana kadar yaklaşık 15 gün kapalı kalmıştı.
Erdoğan’ın mahkemenin kararına ilişkin yorumu o dönemde çok tartışılmıştı. Erdoğan şunları söylemişti:
“Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız. Ama saygı duymak zorunda değilim. Bu karara saygı duymuyorum. Şu anda alınmış olan bu karar, birincil mahkemelere müracaat edilmeden, hukuk yolları tüketilmeden AYM’ye götürmüştür. AYM’nin bunu reddetmesi gerekirdi bu bir. İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Zira bu ticari şirkettir. Özgürlük noktasında temel haklar noktasında AYM’de bunca bekleyen dosyalar varken, iki gün önce AYM’nin direkt kendilerine başvurmak suretiyle böyle bir karar almasını ben doğrusu milli bulmuyorum.”
Anayasa Mahkemesi Youtube'a erişimin engellenmesiyle ilgili Türkiye Barolar Birliği ve CHP’li bazı milletvekillerinin yaptığı başvuru hakkında da erişim engellemesinin hak ihlali olduğuna karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, Balyoz Davası sanıklarının yaptığı 230 başvuruyu birleştirerek, sanıkların haklarının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, sanıkların, dijital veriler ve tanık dinlenilmesiyle ilgili konularda haklarının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. Karar sonrasında sanıklar tahliye edilirken, yargılamalarına tutuksuz olarak devam edildi ve Balyoz davası yeniden görüldü.
Balyoz Davası konusundaki kararın alındığı dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan kararı katıldığı bir toplantıda ‘Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını getirdiklerini anımsatarak’ şöyle yorumlamıştı:
"Biz şu anda onlardan teşekkür bile beklemiyoruz... Ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler o yeter. Kalkıyor bakıyorsun açıklamalar yapıyor; 'Bu ülkede işte artık bir Anayasa Mahkemesi'nin olduğunu gördük.' Öbürü kalkıyor 'Ağır Ceza Mahkemelerinin olduğunu gördük'. Hepsi iyi güzel de bu mevcut siyasi iktidarın 2010 referandumundaki halkıyla bütünleşerek aldığı yüzde 58'i niye görmüyorsun? Önce onu gör. Size bu imkânı getiren o yüzde 58 ve o yüzde 58'in zeminini hazırlayan AK Parti'dir. Eğer bu olmasaydı siz yine orada kalacaktınız. Bu zemini hazırlayan AK Parti iktidarıdır."
Anayasa Mahkemesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK), şüphelilerde arama yapılması için gereken "somut delillere dayalı kuvvetli şüphe" ibaresinin "makul şüphe" şeklinde değiştirilmesini Anayasa'ya uygun bularak, CHP’nin talep ettiği iptal istemini reddetti. Düzenleme Meclis’te ve kamuoyunda tartışmalara yol açmış ancak hükümet düzenlemede ısrar etmişti.
Anayasa Mahkemesi, CHP’nin kısaca MİT Kanunu olarak anılan, MİT'in yetkilerinin genişletilmesini öngören kanunda, Türk vatandaşı olmayan yabancı hükümlü ve tutukluların iade ve takası ile MİT mensuplarının tanıklıklarıyla ilgili düzenlemeleri iptal ederken diğer hükümlerin iptal istemlerini ise reddetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetinin devlet içinde ‘paralel’ bir yapılanma yürüttüklerini savunduğu bazı isimlerin bireysel başvuruları konusunda da Mahkeme ret yanıtı verdi. Mahkemenin 9.10.2015’de Samanyolu Yayın Grubu’nun başkanlığını yürüten ve terör örgütü yöneticiliği suçundan tutuklanan Hidayet Karaca’nın yaptığı başvuru için verdiği karar gibi…Karaca’nın 14.07.2015 tarihli başvurusu hakkında Mahkeme, açıkça dayanaktan yoksunluk ve başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedenleriyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, Fetullah Gülen’in 14 Temmuz 2015 tarihinde, nefret söylemi olarak kabul edilemeyecek hususlarda şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddiasına yönelik başvuruyu da 6.10.2015’te reddetti. Mahkeme kararında “etkili bir başvuru yolu olan hukuki tazmin yolu tüketilmeden yapılan başvurunun kabul edilemez olduğunu” belirtti.
Mahkeme, Şırnak Valiliği ve Sur Kaymakamlığı tarafından uygulanan sokağa çıkma yasaklarına ilişkin 25/12/2015 tarihinde ulaşmış Mahkemeye ulaşan başvuru ile ilgili bir gün sonra karar verdi. Mahkeme tedbir taleplerini reddetti. Anayasa Mahkemesi aynı şekilde 21.12.2015’te HDP milletvekili Meral Danış Beştaş’ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarına ilişkin tedbir başvurusunu da bir gün sonra reddetti.
Mahkeme, Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaralı oldukları ve sağlık hizmetlerine erişemedikleri ileri sürülen kişilerin yaşama hakkı, işkence ve eziyet yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptıkları başvuruyu ‘şüpheli’ buldu. Anayasa Mahkemesi kararında “Mahkeme, anılan kişilerin yaralı olup olmadığına, yaralı iseler durumlarının ağır olup olmadığına, hangi koşullar altında yaralandıklarına, tamamının yaralı olup olmadığına, silahlı olup olmadıklarına ve hangi adreste bulunduklarına ilişkin belirsizliğin hâlen devam etmesi nedeniyle bu aşamada tedbir kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşmıştır.” denildi.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın tutuklamanın hukuki olmadığı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği şikayetlerine ilişkin bireysel başvurularını karara bağladı. Mahkeme, Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve ihlalin ortadan kaldırılması için kararın ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, Uludere’de (Roboski) çoğu çocuk 34 kişinin savaş uçaklarının bombardımanında öldürülmesi ile ilgili ailelerin yaptığı 18 Temmuz 2014 tarihli bireysel başvuruyu 'eksik evrak' gerekçesiyle 20 ay sonra reddetti. Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre, AYM, ret gerekçesinde 53 başvurucudan 3’ünün avukatlarının vekâletnamesinin dosyada yer almadığını belirtti.
AK Parti 1 Kasım seçim beyannamesinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyu gözden geçireceğini söyledi. Beyannamede bu düşünce, “Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesine getirdiği aşırı iş yükünün, mahkemenin işlevselliğine zarar verme ihtimali karşısında bu uygulamayı gözden geçireceğiz” dendi.
Anayasa Mahkemesi'nin 17 üyesi bulunuyor. Bu üyelerden 10'u 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 3'ü 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir üye de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından seçildi. Diğer 3 üye ise, TBMM tarafından seçildi.
© Tüm hakları saklıdır.