Politika

Rıza Zarrab soruşturmasının eski savcısı Bharara kitap yazdı: Erdoğan soruşturmayı etkilemeye çalıştı

Görevden alınan eski savcı, yaşadıklarını 'Doing Justice' isimli kitabında anlattı

07 Mart 2019 18:37

İranlı iş insanı Reza Zarrab hakkındaki iddianameyi hazırlayan ve ABD Başkanı Donald Trump tarafından geçen mart ayında görevden alınan eski New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, anılarını paylaştığı bir kitap yazdı. Bharara, kitabında Zarrab davasına da yer verirken, Türk yetkilileri davaya müdahale etmekle suçladı. Kitap, henüz piyasaya çıkmadan Amazon üzerinden yapılan online satışlarla hukuk kategorisinde en fazla satan kitap olarak zirveye yerleşti.

“NATO müttefikimizin Cumhurbaşkanı, soruşturmamızı etkilemeye çalıştı”

Kitabından bazı bölümleri CNBC'de paylaşan eski savcı Preet Bharara, Zarrab davası sürecini anlattığı bölümde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da yer verdi. Erdoğan’ın dava sürecini etkilemeye çalıştığını iddia eden Bharara, Türkiye’deki Zarrab soruşturmasını şöyle hatırlattı:

“Türkiye’deki suçlamalara ne oldu peki? Zarrab hepsinden kurtuldu. Hüküm giymedi ama beraat de etmedi. Çünkü hiçbir zaman yargılama olmadı. Çünkü Zarrab, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde hapisten çıkma imkânına sahipti. Zarrab aleyhine açılan dava, Erdoğan hükümetinin bazı kabine üyelerini ve oğullarını, hatta Erdoğan’ın kendi oğlu Bilal’i de kapsıyordu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kendisini 15 Temmuz darbe girişimine yardım etmekle suçladığını hatırlatan Bharara “NATO müttefikimizin Cumhurbaşkanı, soruşturmamızı etkilemeye çalıştı. Halka benim Fethullah Gülen'in bir sempatizanı olduğum yalanını söyledi. İddianamede gizlilik kararı kaldırılıp, Gülen adı basına yansıyıncaya kadar bu adı hiç duymamıştım. Erdoğan, beni 2016 yılında hükümetine karşı düzenlenen başarısız darbeye yardım etmekle de suçladı. Keşke o güzel ülkeye gitmiş olsaydım ama Türkiye'ye hiç ayak basmadım. Yabancı bir ülkenin Cumhurbaşkanı, Washington’a gelip ABD’de görevli bir savcıya saldırabileceğini, bir Amerikan suç soruşturmasına kendi tarzıyla müdahale edebileceğini düşündü. İki ana gündem maddesi vardı. Kovulmamı ve Zarrab’ın serbest bırakılmasını istedi. Cumhurbaşkanı’nın Biden ile yaptığı doksan dakikalık görüşmenin yarısı, Zarrab davasıyla ilgiliydi. Erdoğan’ın eşi de Jill Biden’a Zarrab davası konusunu açmıştı. Türk Adalet Bakanı, o zamanlar Adalet Bakanı Loretta Lynch'i ziyaret edip, Zarrab’ın serbest bırakılmasını istedi. Erdoğan, Obama ile telefon konuşmalarında davayı tartıştı. Bunu bir düşünün. Kovulmadım ve Zarrab serbest bırakılmadı. Ben kovulduktan sonra aylarca hapiste kalan Zarrab, fikir değiştirip hakkındaki suçlamaları kabul etti. Kendisiyle birlikte yargılanan sanık (Mehmet Hakan Atilla) aleyhine tanıklık yaptı. Bir duruşma sırasında Erdoğan'ı yolsuzlukla suçladı” diye yazdı.

"Karısına Mars'ı satın almaya söz verdi"

Kitabın Zarrab davasıyla ilgili bölümlerini CNBC'de paylaşan Bharara, soruşturma ilerledikçe ilginç bilgilere ulaştıklarını söylerken, "Türk pop yıldızı olan eşi kocası Sarraf’tan kendisine Mars gezenini satın alması için söz vermesini istedi. Dava konusunda çok yeni şeyler öğrenmeye başlamıştım. Yaptığımız soruşturmalarda hazırladığımız bazı iddianameleri gizli tutarak, hedeflerimizin uyanmamasını sağlıyorduk. Bu kişiler, bazen ABD’ye seyahat edebilecek kadar kayıtsız olabiliyorlardı. Michael’ın davası ve Rıza Sarraf hakkında hızla çok daha fazla şey öğrendim" ifadelerini kullandı.

“Çıkardığım dersler: Adalete olan inancı yok etmek herkesi tehlikeye atar”

Dava sürecinde çıkardığı derslere de kitabında yer veren Bharara “Adalete müdahalenin, ister Amerika, ister Rusya ister Türk Cumhurbaşkanı tarafından yapılması, adalet arayanların şeytanlaştırılması, adalete olan inancı yok edip adaleti tehlikeye atar. Erdoğan, 2013'ten beri devam eden aleyhindeki davayı örtbas ettiğinden beri, Türkiye’de yönetim gittikçe daha fazla otokrasiye dönüştü. Basının ağzı bağlandı. Özgürlükler daha da azaldı. Erdoğan’ın paranoyası ve kendini koruma içgüdüsü, hiç kuşkusuz darbe girişimi ile güçlendi. Erdoğan’ın usulüne uygun olarak devam eden bir davaya şahsen müdahale etme kararı talihsiz bir şekilde otokrasiye giden yolda bir kilometre taşı oldu. Hiçbir şey bunun Amerika'da da olamayacağını söylemez” dedi.

Savcı Bharara kitabında bir anda nasıl ünlü olduğunu da anlattı

Dosyaya sonradan dahil olduğunu aktaran Bharara, Türkiye’de kısa bir zamanda tanınmasının şaşkınlığını da kitabında yer veriyor:

“Dava hakkında çok az şey biliyordum. Soruşturmalarda bazı iddianameleri gizli tutarak hedeflerimizin fark etmemesini sağlıyorduk. Böylece, bazen ABD’ye seyahat edebilecek kadar kayıtsız olabiliyorlardı. Dava ve Zarrab hakkında detayları hızlıca öğrendim. Kendisinin tutuklanmasına yönelik Türkiye’de oluşan reaksiyon akıl almazdı. Bir gece içerisinde sansasyon yaratmıştım. Sadece bir kaç saat içerisinde Twitter hesabım patlamıştı. Takipçi sayım yaklaşık 8.000’den 250.000’e yükselmişti. Takipçilerin nerdeyse tümü Türk’tü. İsmim Türk televizyonlarındaydı ve fotoğrafım. Türkiye’den insanlar bana övgülerini ve teşekkürlerini sunuyor, bana kebap ısmarlamayı teklif ediyorlardı. Bir Twitter kullanıcısı bana “Türk rakısı, şiş kebap, lokum ve Türk halısı” teklif etti. “Şiş kebabı severim ama sadece işimi yaptığım için hediye kabul edemem” diye yanıtladım. Haftalarca ve aylarca ABD’de bulunan Türk gazeteciler beni her türlü etkinlikte takip etti. Benim için şarkılar bestelendi. Şiirler yazıldı. Sevgilerini ilan ettiler. Hatta Twitter’da açtıkları #welovepreetbharara başlığı internet trendleri arasında yer almaya başladı."