Rasim Ozan Kütahyalı - Bahçeli (sağda)
04 Nisan 2021 14:42
Güneş gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, 103 emekli amiralin bildirisine yönelik paylaşımlarının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini aradığını ve kutladığını belirtti.
Kütahyalı, "Şimdi Sayın Devlet Bahçeli ile telefonda konuştuk. Devlet Bey demokrasi için dimdik duruyor. Tüm yaşananları mükemmel tahlil ediyor. Kendisi twitlerimden sonra beni arama ve kutlama nezaketinde bulundu. AK Parti, Devlet Bey’in yazdıklarını hayata geçirmeli, tehdit ciddi ve acil. Böyle kritik günde, bu amiral ayaklanmasının ortasında hiç tereddüt etmeden dimdik başkaldıran adam Devlet Bahçeli. Hem de o hadsiz amiralleri tir tir titreten bir korkusuz yiğit tavrıyla. Ama bu hengamede de beni arayıp, tespitlerimden ötürü kutlayacak kadar da nezaket sahibi..." ifadesini kullandı.
Kütahyalı, 103 emekli amiralin bildirisine dair şu paylaşımları yapmıştı:
“103 amiralin bu geceyarısı bildirisinin esas sebebi 6 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne isyandır. Bu bildiriyle bu rahatsızlık kamufle edilmeye çalışılıyor. Amiraller kendi WhatsApp-e-mail gruplarında birbirilerini gaza getirdiler ve netice bu oldu.
6 Şubat 2021 Kararnamesi TSK için tüm tayinlerde ve terfilerde tamamen MSB’yi yani sivil otoriteyi yetkili kılıyordu. General-Amirallerin kendi kadrolarını belirleme özerkliğini tamamen kaldıran bir kararnameydi. Özellikle ulusalcı subaylarda bu bir panik ve ayaklanmaya yol açtı.
Bu tekaüt 103 amiral ve daha da fazlası 6 Şubat’tan bu yana WhatsApp ve email gruplarında birbirilerini dolduruşa getiriyorlardı. Esas bu 103 tekaüte gaz veren de muvazzafların ta kendisiydi. Devlet de tüm bu WhatsApp-email vs askeri hareketlilik trafiğini adım adım izliyordu.
Tüm bu askeri hareketliliği, kimi muvazzaflar tarafından gaz verilen tekaütleri adım adım takip eden Devlet aslında lisan-ı münasiple kimi meslektaşları aracılığıyla sivil otoriteye başkaldıran bu amiralleri uyardı ama 9 Mart-28 Şubat’ı andıran bu bildiriyi yine de yayınlandılar.
Daha önce de defalarca yazdım, TSK’da şu an üç grup var. 1. Milliyetçi-muhafazakar subaylar 2. Ulusalcı-solcu subaylar 3. Atatürkçü gözüken FETÖ kalıntıları. Aslında ilk iki grup da Anti-FETÖ hassasiyette müttefiktir. Fakat 6 Şubat 2021 sonrası işler karıştı. 2. Grup panik oldu.
Fakat 6 Şubat 2021 sonrası ikinci subay grubu “Tasfiye edileceğiz” paniğine kapıldı ve bu ister istemez ikinci ve üçüncü grupları yakınlaştırdı. Muvazzaflar tekaütlere gaz verdi. Nitekim bu bildiriye sosyal medyada yurtdışındaki FETÖ firarisi subay hesapları çok destek veriyor.
9 Mart tipi bildiriye imza atan 103 amiral aslında tilmizleri olan kimi muvazzafların hassasiyetini yansıttılar. 6 Şubat 2021 kararnamesi bunları panikletti. Bu 103’ünün içinde TSK ile iş yapan savunma şirketlerinde danışman ve YK üyesi olanlar var. Bu pilav daha çok su kaldırır.
Bu bildiri olayının demokrasi kahramanı Devlet Bahçeli ve MHP’dir. Bravo Devlet Bey, bravo MHP. Helal olsun. İşte demokratik cesaret budur. Devlet Bey’in yazdıkları AK Parti hükümetine rehber olmalıdır. Tekaütler değil kimi muvazzaflardan gelen tehdit vardır. Twitlerimi okuyunuz.”
103 emekli amiral imzasıyla, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın "takke ve cübbe" giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin olarak ortak bir bildiri yayımlandı. Bildiride "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denilirken, Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine ilişkin olarak da "Kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur" ifadesi kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bildiriye "Haddinizi bilin" sözleriyle tepki gösterirken, TBMM Başkanı Şentop da bildiri için "darbe çağrışımlı" nitelemesi yaptı.
TIKLAYIN | 103 emekli amiralin 'Montrö' ve 'tarikattaki amiral' bildirisine soruşturma başlatıldı
3 Nisan 2021 Cumartesi saat 22.54'te, imza listesindeki emekli amirallerden Cem Gürdeniz, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünal'ın da yazarları arasında bulunduğu VeryansınTV'de paylaşılan, 103 emekli amiralin adı eşliğinde yayımlanan 4 Nisan tarihli bildiride şu ifadelere yer verildi: "Yüce Türk Milletine, Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır. Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye'nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz'i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye'nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK'nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir. Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan'ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk'ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız." İmza atanlar:
VeryansınTV'de yayımlanan metine; daha sonra yapılan güncellemeyle "Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz" ifadesi eklendi. |
© Tüm hakları saklıdır.