Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Yakupoğlu, Türkiye’de kullanılabilir suyun yaklaşık 70 milyar metreküpünün 50 milyar metreküpüne tekabül eden yaklaşık yüzde 70’inin tarım sektöründe kullanıldığını hatırlatarak, "Kuraklıkla mücadele için yapmamız gereken şey, iklim değişikliğiyle mücadele. Bu da iki yolla olur; bir sera gazı emisyonunu azaltmak, iki adaptasyon çalışmaları, iklim değişikliğine uyum çalışmaları. Dolayısıyla da bu iklim uyum çalışmaları kapsamında yapmamız gereken, çiftçinin olaya entegrasyonunu sağlamak” dedi.
Yurt genelinde son yıllarda iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanılan kuraklık, beraberinde ciddi sorunları da getirmeye başladı. Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından aralık ayı sonu itibariyle yayınlanan fenolojik değerlendirme raporunda, aralık ayında yağışların, Trakya’nın kuzeyi, Ege Bölgesi’nin batı kesimleri, Antalya, Burdur ve Mersin çevreleri ile Giresun’un doğu kesimlerinde normallerine göre yüzde 40’ın üzerinde artma, Çorum, Amasya, Samsun, Malatya, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Şırnak, Hakkari, Van ve Ağrı çevrelerinde ise yüzde 60’ın üzerinde azalma gösterdiğine dikkat çekildi. Buğday ekilişinin yüzde 37’sinin yapıldığı İç Anadolu bölgesinde ise, yağışlarda normaline göre yüzde 22 azalma, 2023 yılı Aralık ayı yağışlarına göre ise yüzde 13 artma olduğu kaydedildi.
Yozgat’ta, kış mevsiminin ortalarına gelinmesine karşılık, kar yağışının henüz istenilen düzeyde düşmemesi nedeniyle sulama amaçlı baraj ve göletlerdeki su seviyesi fazla yükselmedi. Yozgat’ta geniş bir alanın sulandığı ve su ürünleri üretiminin yapıldığı Gelingüllü Barajında, 2007 yılından sonra su seviyesinin hep düşük kaldığı belirtildi.
Bölge çiftçilerinden Zülfikar Saraç, “Aşağı yukarı 2007'den bu tarafa böyle, 2007'de baraj tam kapasite dolmuştu, ondan sonra her sene düştü, her sene aşağı düştü. Sulama baraj olduğu için yaz boyu araziye su veriliyor, iklimde kurak gittiği için baraj son bitik seviyelerinde şu anda. Şubat gibi başlar yükselmeye ama bu senede kar da yok, ne kadar yükselir bilmiyorum. Şu anda çok minimum yükseliyor. Bahar mevsiminde yağışların gelmesiyle birlikte biraz yükseliyor, ondan sonra yine bu seviyelerde ” diye konuştu.
''Anadolu Bozkır ekosistemi kuraklığa karşı daha kırılgan''
Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Yakupoğlu, Anadolu Bozkır ekosisteminin kuraklığa karşı daha kırılgan olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Kuraklık maalesef ki günümüzün bir gerçeği, önce kuraklığın bir tanımını yapacak olursak, kuraklık en az bir mevsim veya bir yıl boyunca beklenin veyahut da uzun yıllar ortalamasının altında yağış düşmesidir.
Biz kuraklığı temelde dörde ayırıyoruz; meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık, hidrolojik kuraklık ve sosyoekonomik kuraklık şeklinde. Tarımsal kuraklık, bitkinin yetiştirme periyodu büyüyünce toprakta yeterli nemin, yeterli suyun bulunmamasıdır.
Hidrolojik kuraklık, su yapılarında barajlar, göller gibi su yapılarında ve yeraltı sularındaki bir eksikliği, noksanlığı ifade eder. Özellikle Anadolu Bozkır ekosisteminde bulunuyor Yozgat ili. Anadolu Bozkır ekosistemi kuraklığa karşı daha kırılgan. Çünkü artık tamamen karma bir ekosistem haline geldi, bozkırın tarıma açılması ile birlikte, yani tarımsal bir agroekosistem şeklinde Yozgat'ı tanımlayabiliriz.
Burada da, dünyanın bir gerçeği iklim değişikliği ile beraber bir su problemi ortaya çıkıyor. Yaklaşık 70 milyar metreküp suyun 50 milyar metreküp, yani yaklaşık yüzde 70’ini tarımda kullanıyoruz, kullanılabilir suyun. Avrupa'da bu oran mesela yüzde 30 civarlarında.
Demek ki, suyu bir kere doğru kullanmamız gerekiyor. Suyu doğru kullanmamızın yolu da iki şeyden geçiyor; bir, çok kuvvetli, çok güçlü ve işlevsel bir su yasasına ihtiyacımız, şu anda en büyük noksanlardan bir tanesi budur.
İki, ne olursa olsun eğitim faaliyetleri. Ne olursa olsun eğitim faaliyetleri suyun öneminin bilincini tarımsal açıdan söylersek çiftçimize, kanıtsatmak durumundayız. Haricinde kuraklıkla mücadele edebilmek için de alınacak tedbirler var. Bu tedbirlerin başında da yine ne olursa olsun eğitim geliyor.''
"Sadece ‘suyu koruyalım, az kullanalım’ demek yetmiyor''
İklim değişikliği ve kuraklıkla mücadele edebilmek için tarım sektöründe yer alan üretici çiftçilerin bilinçlenmesi gerektiğine vurgulayan Yakupoğlu, şöyle devam etti:
''Bu noktada alınacak önlemler ne diye soracak olursak; Yozgat yöresi için özellikle söylüyorum, bu duruma biz holistik yani bütüncül bakmamız gerekiyor. Sadece ‘suyu koruyalım, az kullanalım’ demek yetmiyor. Biz toprağı doğru yönetemezsek, suyu zaten doğru yönetemiyoruz.
Özellikle korumalı toprak işleme sistemlerinin benimsetilmesi, özellikle tarla başına kadar gelen su kayıplarının önlenmesi, özellikle tarla içi tarla teraslarının uygulanması, anız yakılmasının kesinlikle önüne geçilmesi, toprakta organik madde miktarını artırıcı faaliyetlerde bulunulması gibi çalışmalar, bu noktada önemli hale geliyor.
Kuraklıkla mücadele için yapmamız gereken şey, iklim değişikliğiyle mücadele. Bu da iki yolla olur; bir sera gazı emisyonunu azaltmak, iki adaptasyon çalışmaları, iklim değişikliğine uyum çalışmaları. Dolayısıyla da bu iklim uyum çalışmaları kapsamında yapmamız gereken, çiftçinin olaya entegrasyonunu sağlamak."
“Yozgat Tarım ve Orman Müdürlüğü ile ortaklaşa her cuma köy ziyaretleri gerçekleştiriyoruz"
Fakülte olarak, çiftçilerin bilgilendirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Prof. Dr. Tuğrul Yakupoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak tamamen topluma hizmet çalışmaları kapsamında belirli duyarlılıkları göstermemiz gerekiyor. Bu bağlamda da belirli projeler geliştiriyoruz. Bu projelerimizi geliştirirken netice itibariyle çeşitli fon kaynaklarından fonlanıyor bunlar ve büyük resmi asla göz ardı edemeyiz. Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iklim değişikliği eylem planı, kuraklıkla mücadele eylem planı, Avrupa Birliği'nin yeşil mutabakatı gibi belgeler çerçevesinde, özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti cumhurbaşkanlığının 12. kalkınma planı çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz.'' (ANKA)