T24 Sağlık
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, kronik hastalıkların dünya genelinde ölüm ve sakatlıkların başlıca nedeni olduğuna ve neden kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, "Konik hastalık sorunu çok değil en fazla birkaç 10 yıl sonra muazzam bir 'kronik pandemi'ye dönüşecektir" dedi.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesinde yer alan bugünkü yazısında; hastalıklara bağlı ölümlerin yüzde seksenini kalp damar hastalıkları, kanser, şeker hastalıkları ve kronik akciğer hastalıklarının oluşturduğu bilgisini verdi.
"Yaşam kalitenizi azaltır"
Kronik hastalıkların yaşlanmaya bağlı kırılganlıkları tetiklediğini ve yaşam kalitesini azaltıp sağlık sistemindeki yükü de artırdığı belirten Müftüoğlu, "Düşmelere bağlı kırıklar, inmeler, kalp krizleri, bellek kayıplarıyla ilişkili sorunlar ve diğer nörodejeneratif problemler, katarakt, sarı nokta hastalığı gibi göz sorunları, işitme problemleri, başta diz ve kalça olmak üzere eklemlerde yaşanan yıpranmalar ve daha pek çok yaşlılık problemini tetikleyerek sağlık sistemlerini baş edilmesi güç bir yoğunluk ve kaosun içine sürükleyebilirler.
Son yıllarda ülkemizde yaşanan ve özellikle Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ndeki (MHRS) kilitlenme ile hastanelerdeki yoğunluk problemlerinin de arka planında öncelikle kronik hastalıkların olduğunu net ve açık olarak söyleyebilirim" dedi.
Kronik pandemi
"Ortalama yaşam sürelerimizin uzaması ve hayatta kalma oranlarımızın artması muhakkak ki iyi bir şey. Ama bunu kronik hastalıklara paçamızı kaptırmadan başarmak da çok önemli bir ayrıntı" ifadelerini kullanan Müftüoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Ömrümüzün ortalama en az 10 yılı hastalıklarla boğuşarak geçiyor. Eğer bunu başaramazsak kronik hastalık sorunu çok değil en fazla birkaç 10 yıl sonra -bana sorarsanız daha şimdiden- muazzam bir “kronik pandemi”ye dönüşecektir.
Üstelik bu pandemi COVID-19 pandemisi gibi geçici bir pandemi falan da olmayacaktır. Kalıcıdır ve hayat kalitemizi giderek artan oranda düşürecek hatta zehirleyecektir. Yaşam kalitemizi azaltacak, sakatlık ve hastalıklarımızı arttıracak, özellikle yaşlı nüfusumuz için baş belası bir kirli kuyu, ekonomilerimiz için ise muazzam bir karadelik haline dönüşebilecektir."