Sağlık

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Çocuklarımızı ölümcül meningokok menenjitten korumak aşı ile mümkün

22 Nisan 2020 12:21

Meningokok bakterisinin Türkiye'de her yıl 100 binde 3 ila 4 oranında menenjit ya da meningokoksemi denilen ağır bir hastalık tablosu oluşturduğunu vurgulayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Koronavirüs salgını nedeniyle gündeme geldiği gibi, aşılama salgın potansiyeli taşıyan hastalıkları önlemenin en etkin ve kolay yoludur. Salgın potansiyeli taşıyan hastalıklardan biri de menenjittir." diye konuştu.

24 Nisan Dünya Menenjit Günü dolayısıyla bir açıklama yayınlayan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, çocuklarda görülen menenjitlerin yüzde 90'ının meningokok bakterisinden kaynaklandığının ifade söyledi.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, meningokok menenjitin her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon 200 bin kişide görüldüğünü ve 135 bin kişide ölüme yol açtığını belirtti. Meningokok hastalıklarının Türkiye'de ise yılda bin 500 civarında vaka ve 350 civarında da ölüme neden olduğunun altını çizdi.

Aşı yapılmazsa Türkiye'de yılda bin 500 vaka ortaya çıkarabilir

Menenjit hastalığının, üç bakteriyle ortaya çıktığını, bunların pnömokok, Hib (hemofilus influenza tip b) ve meningokok olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan sözlerine şunları ekledi: "Hib'e karşı 2006'dan, pnömokoka karşı 2008'den bu yana Türkiye'deki tüm çocuklar aşılanıyor. Bu sebeple bu bakterilerin neden olduğu hastalıklar büyük oranda azalmış durumda. Meningokok menenjit, ölüm riskinin yanı sıra çocuklarda yüksek oranda kalıcı hasar meydana getirebilir.

Aşı yapılmazsa meningokok mikrobu Türkiye'de yılda 1500 vaka ortaya çıkarabilir. Bunların %20'sinde işitme kaybı, %5'inde öğrenme güçlüğü, yaklaşık %1'inde sara hastalığı ve yaklaşık binde 7'sinde de kol-bacak kayıpları olabilir. Türkiye'deki kol-bacak yokluklarının üç önemli nedeninden biri de bu meningokok hastalıkları.

Bu hastalığın bir başka önemi de diğer bakterilerin sebep oldukları hastalıklara göre çok daha hızlı seyretmesi. Hafif ateş ile hekime götürülen çocuklar, müdahaleye rağmen saatler içinde hayatını kaybedebilmekte."

1 yaşından küçük bebeklerde hafif ateş ve beslenme bozukluğuna dikkat

Menenjitin 3 önemli bulgusuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şu açıklamalarda bulundu: "Ateş, baş ağrısı ve kusma belirtilerinin üçü bir arada görüldüğünde çocukta mutlaka menenjitten şüphelenmek gerekiyor. Ancak özellikle bir yaşın altındaki bebeklerde belirtiler her zaman bu kadar açık olmayabiliyor.

Bebekte hafif ateş, beslenememe, kusma, dalgınlık ya da bazen dış uyaranlara karşı aşırı duyarlılık görüldüğünde gerekli tetkiklerin yapılması gerekiyor."

Vücutta çıkan döküntüler

Meningokok menenjitin diğer enfeksiyonlardan en ayırt edici özelliğinin vücutta ortaya çıkan döküntüler olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, belirtilerle ilgili şunları söyledi: "Bu döküntüler kısa süre içerisinde deri altında kanamalar şeklinde bir tabloya, mor ve koyu renkli döküntülere doğru ilerleyebiliyor. Bu durum çok hızlı ilerlediği için kısa sürede kollarda, bacaklarda morarma şeklinde ortaya çıkabilmekte ve bazen hızla ilerleyip kangrene dönebiliyor.

Hastalık çok hızlı ilerlediği için, aile çocuğu hastaneye götürüp testleri yaptırana kadar genellikle durum ağırlaşıyor. Özellikle bir yaşından küçük bebekler ağrıyı söyleyemediği için ve ateş daha az görüldüğü için hastalık çok daha riskli olabiliyor. Dolayısıyla 1 yaşından küçüklerde hafif ateş ve beslenme bozukluğuna karşı bile daha dikkatli olmak gerekiyor."

Çocuklarda menenjit bulaşma riskini azaltmak mümkün

Menenjit meningokok hastalığından korunmak için öncelikli olarak hastalardan uzak durmak gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr Mehmet Ceyhan, "Türkiye'deki 50 yaşın üstündeki insanların yüzde 13'ü bu hastalığı taşımaktadır. Bu nedenle çocuklarda el öpme gibi adetleri mümkün olduğu kadar sınırlamalıyız.

Kişiden kişiye bulaşabilen menenjite neden olan bütün mikroplar solunum yolundan kana, kandan ise beyin zarlarına ulaşıyor. Normalde beynimizi ve beyin zarlarımızı koruyan sıvıya bakteri ya da virüs bulaşması zor bir durum, ancak bakteri çok patojen özellikler taşıyıp geçebildiği zaman, menenjiti engellemek çok zor.

Bulaşıcı bir hastalık olduğu için hasta kişilerin öksürürken ağızlarını kapatması gerekiyor. Mikrop birkaç saat canlı kalabileceği için herkesin mikrop barındırabilecek yerlere (sıra, masa, ev eşyası, ortak kullanılan bilgisayarlar, toplu taşımadaki tutunma alanları) dokunduktan sonra ellerini yıkaması çok önemli. Halka açık bir yere dokunduğumuzda mümkünse alkollü el dezenfektanlarından kullanmalıyız. Bu yalnızca meningokoka karşı değil, gribe sebep olanlar dâhil birçok virüse karşı korunmamızı sağlayacaktır. Meningokok solunum yoluyla bulaşan bir bakteri olduğu için el yıkamak bir noktaya kadar koruma sağlayabilir" dedi.

Aşıdan başka etkili bir koruma yok

Bu tip hastalıklarda aşı dışında çok etkili bir korunma olmadığını belirten Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşılarla ilgili önemli noktalara değindi: "Hemofilus influenza Tip B aşısı Sağlık Bakanlığı aşı takviminde 2006'dan beri yapılıyor, o yüzden zaten artık Hib menenjiti özellikle aşılı çocuklarda son 4,5 yıldır görülmüyor Pnömokok aşısı 2008'den beri bütün çocuklara yapılıyor ve bunun sonucu pnömokok menenjitleri görülmesi on kat azaldı.

Ulusal aşı takviminde olmayan bakteriyel menenjit etkenlerinden sadece meningokok bakterisine karşı olan aşı kaldı. Meningokok menenjitine daha çok bakterinin 5 tipi sebep oluyor. Bunlar A, B, C, W, Y tipleri. Bunların dört tanesine karşı, A, C, W, Y, koruyuculuk sağlayan dörtlü aşı dediğimiz bir meningokok aşısı var.

Bir de B tipine karşı koruyuculuk sağlayan bir aşı var. Bu aşılar ülkemizde 2. aydan itibaren ruhsatlı ve yapılabilmekteler. Meningokoka karşı da etkin bir aşılama yaparak teorik olarak menenjitsiz bir dünya mümkün olacaktır."