Sağlık

Prof. Dr. Kırış: Beyin cerrahisi Everest’e çıkmak gibi

21 Kasım 2021 15:23

Türkiye'nin önde gelen, dünyada da tanınan beyin cerrahlarından T24 yazarı Prof. Dr. Talat Kırış, “Beyin cerrahisi Everest’e çıkmak gibi” dedi.

Kırış, Diken’den Mesude Erşan’ın sorularını yanıtladı. Kırış, "Her hastam bana bir şey kattı. Ben onları acıdan kurtarmaya, daha uzun ve kaliteli bir yaşam sürmeleri için yardımcı olmaya çalışırken, onlar da beni iyi bir hekim, iyi bir cerrah olma yolunda motive ettiler. Hastalarım sayesinde, insanı, ülkemi, dünyayı tanıdım. Hepsine büyük bir teşekkür borçluyum.” diye konuştu.

-Herkesin merak ettiğini ben de sormak istiyorum. Beyin cerrahisi nasıl bir şey?

Biz sırat köprüsü üzerinde, sırtımızda yolcu taşırız. Hani o kıldan ince, kılıçtan keskince olan köprü. Sabah işe gelir, birini alır öbür tarafa geçiririz. Ertesi gün başka birini ve bu böylece sürer. Düşürürsek bedeli ağır olur. Düşürmeye hakkımız yoktur. Onun için başka işlerde vasatlık belki kabul edilebilir ama bizim işimizde olmaz. Mükemmel olmak zorundayız. Eğer bir hekim hata yaparsa ve hata bir hastasının sakat kalması veya ölmesiyle sonuçlanırsa, hiçbir ceza vicdanının ona vereceği cezadan daha ağır olamaz diye anlatırdım öğrencilerime. Onun için çok çalışmalı, hele beyin cerrahisi gibi minicik bir hatanın, ihmalin bile çok kötü sonuçlar doğuracağı bir branşta, iki katı dikkatli, iki katı özenli olmalı. Türkiye’de beyin cerrahisinin çok ileride olduğunu söyleyebilirim.

-Göründüğü kadar zor mu?

Everest’e çıkmak gibi. Ama biz Sherpayız. Yani Everest Dağı’na insanları çıkaran, bakkala gider gibi 8 bin metreye çıkıp inen Nepalli rehber dağcılarız. O dağı avucunun içi gibi bilen, neredeyse gözü kapalı dünyanın en yüksek dağına her gün tırmanan dağcılarız biz. Nasıl çıkacağımı, nasıl ineceğimizi biliyoruz. Beyin cerrahisinin dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu teslim etmekle birlikte, tıpta her branşın ve tıp dışında da her mesleğin çok önemli ve değerli olduğuna inanıyorum. Toplumlar da organizmalar gibi bir ahenk içinde yaşarlar. Nasıl böbreklerin çalışmadığı bir bedende beyin ve kalbin mükemmel çalışması yeterli olmazsa, bu toplumlar için de geçerlidir.

-36 saat süren ameliyatları anlatıyorsunuz. Hala bu kadar uzun mu? Beyinde ulaşılmayan, ameliyat edilemeyen yer kaldı mı?

Tıp teknolojisinde gelişmeler ameliyat sürelerini de kısalttı. 7-8 saatten uzun süren ameliyat nadir oluyor, ortalama 4-5 saat sürüyor. Beynin ulaşamadığımız, ameliyat yapmadığımız hiçbir yeri yok. Hassas, cerrahi riskin daha yüksek olduğu bölgeler var. Ama tümörü boyayarak beyinden ayırt edebiliyoruz. Ameliyatlarda navigasyon, MR, ultarasonografi kullanıyoruz. İntraoperatif nöromonitörizasyon sistemleriyle beyni ameliyat boyunca izliyoruz. Beyin sapı en riskli yerdir, ameliyat yapıyoruz.  Tabii ki her beyin cerrahı bu ameliyatları yapmıyor. Bu işe kendini veren, uğraşanlar yapıyor.

-Beyin cerrahisini genç hekimler giderek daha az tercih ediyor. Bu kaygı verici değil mi?

Evet, kaygı verici. Tıpta uzmanlık sınavından en düşük puanı alarak, hiçbir yere yerleşemeyenler beyin cerrahisine gelmeye başladı. Çünkü daha az tercih edilen bir uzmanlık oldu. Sadece beyin cerrahisi değil, genel cerrahi, kalp ve damar cerrahisi, kadın hastalıkları ve doğumda da böyle bir sorun var. Daha az nöbet tutulan, nöbetlerde yoğunluk olmayan, şiddete maruz kalma riskinin en az olduğu branşlar tercih ediliyor. Beyin cerrahisini son tercih olarak yazmış bir uzmanlık öğrencisinden verim almak zordur. Zor bir iş ve seçen çileli bir hayat yaşamayı göze almalı. Nöbetleri ağır, ameliyatları uzun. Örneğin ABD’de beyin cerrahisine en üst düzeyden asistan hekimler alınıyor. Tıp fakültesinin ilk yüzde 5’inden alıyor.

-Asistan hekimlik süreci de zor. Kliniklerdeki asistan hekimlere yönelik gelenek ve uygulamalar değişmeli mi artık?

Usta çırak ilişkisini kabul ediyorum ama ahilik döneminde değil, 21’inci yüzyılı yaşıyoruz. Bunlar başka kuşaklar, başka şeylerle yetiştiler. Bir klavyenin ucunda, bir ekranda bütün dünyayı görebiliyorlar. Otorite tabii ki gerekiyor ama bir insanın, bir insana bağırmasını kabul etmiyorum. Otorite sağlamanın yolu bağırmaktan geçmez. Altınızdaki insan size saygı duyacak, o saygıyı uyandıracak düzeyde olacaksınız,  yanlış yaptığında göstereceksiniz. Yılda bin genç doktor yurtdışına gidiyor. Bunu düşünmemiz gerekiyor.

-Branşınızın tercih edilmemesinde hekimlere yönelik şiddet, malpraktis davalarının etkisi de var mı?

Hekime şiddet konusunda en büyük sıkıntıyı çeken gurup beyin cerrahları. Gerçekten yılmış durumdalar. En ufak bir durumda şikayet geliyor. O şikayetlere cevap vermekle uğraşıyoruz. Tabii ki insan sağlığı her şeyin üstünde. Tabii ki en iyiyi yapmalıyız. Ama sürekli düşman gibi görünmek çok rahatsız edici. Bu haliyle çalışmak hatayı da getirebiliyor.  Her yaptığımız iş hayat memat meselesi. Hastalarımızın gözünde kurtarıcı olduğumuz gibi bir anda tam tersi bir algıyla saldırıya da uğrayabiliriz. Malpraktis davaları, defansif (çekinik) tıp uygulamalarına yol açabiliyor. Örneğin tümörü çıkarırken, riski azaltmak adına, ‘Azını çıkarayım’ diyor.  Büyük bir tümörün, parçasını alırsanız hastaya bir şey olmaz.  Tamamı alındığında, risk biraz daha artıyor. ‘Malpraktis davası açılırsa ben biterim’ deniyor.  O kadar astronomik rakamlar çıkıyor ki, kimsenin karşılaması mümkün değil. Sonuçta bu toplum sağlığını etkileyecek bir hale gelecek.

-Emeklilik hayalleri kuruyor musunuz?

Uzun zamandır mesleğim dışında iki alanda da uğraş veriyorum. Biri denizcilik, diğeri yazarlık. Denizcilik, hayatımın en önemli uğraşlarından biri. Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum kaşiflerden, maceracılardan biri olmak için sabırsızlanıyorum. Büyük hayallerim var. Everest’i bırakıp, K2’ye tırmanmak,  yelkenliyle dünyanın uç noktalarına gitmek istiyorum. Kuzey Kutbu’nun etrafını teknemle dönmek, Antarktika’ya kendi yelkenlimle gitmek de hayalim.  Uzun zamandır böyle bir maceraya hazırlanıyorum. Hem mesleğimi sürdürüp hem de kısa aralarla bu keşif gezilerine çıkabilmenin planlarını yapıyorum. Bir gün bana sordular, en büyük hayalin ne diye. Yukarıda söylediklerimi sayıp, “Bunları başarırsam, bir şehir hatları vapuruna ismimin verilmesini isterim” dedim. Kim bilir kısmet… Diğer uğraş alanım yazarlık. Yaklaşık dokuz yıldır, Yacht Türkiye dergisinde yazıyorum. Yaklaşık iki yıldır da T24 haber sitesinde köşe yazarlığı yapıyorum. Yazmak, tıpkı denizcilik ve cerrahlık gibi hayatımın önemli bir parçası. Biryandan da bir ütopya ve öyküler kitabı yazıyorum.

TIKLAYIN | Beyne Giden Yol | Prof. Talat Kırış'ın 'beyin cerrahının anıları' kitabı, iki ayda üç baskı yaptı

Beyin cerrahı, yelkenci, yazar; Prof. Dr. Talat Kırış kimdir?

Talat Kırış, 1961 yılında İstanbul’da Süleymaniye Doğumevi’nde dünyaya geldi. Sırasıyla Ataköy İlkokulu, İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi.
Öğrenciliği sırasında yurtiçi ve yurtdışında kaza cerrahisi ve beyin cerrahisi kliniklerinde staj yaptı. Prof. Dr. Türkan Saylan’la birlikte Van’da lepra hastalığı üzerine saha çalışmalarına katıldı. Konya Devlet Hastanesi Acil Bölümü’nde mecburi hizmetini; 1986-1992 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı’nda ihtisasını tamamladı. Uzmanlık tez çalışmasıyla Beyin Araştırmaları Derneği ve Japon Nörotravma Derneği’nden ödül aldı.

Uzmanlık sonrası Kartal Eğitim Araştırma ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanelerinde çalıştı.

1995-1996 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri, Arizona, Phoenix’te bulunan Barrow Nöroloji Enstitüsü’nde burslu olarak, kafa kaidesi tümörleri ve beyin damar hastalıkları üzerine üst ihtisas yaptı. İstanbul Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı’nda 1999 yılında doçent, 2006 yılında profesör oldu.

2006 yılında 9. Uluslararası Serebral Vazospazm Kongresi’nin başkanlığını yaptı. Türk Nöroşirurji Derneği Yeterlik Kurulu kurucu üyeliği, Nörovasküler Eğitim Öğretim Grubu başkanlığı, Nöroonkoloji Eğitim Öğretim Grubu başkanlığı, Temel Kurslar eşbaşkanlığı, yönetim kurulu üyelikleri, Türk Nöroşirurji Dergisi ve Turkish Neurosurgery dergileri başeditörlüğü, Nöroonkoloji Derneği ikinci başkanlığı ve Türk Nöroflirurji Derneği başkanlığı yaptı. Avrupa Nöroşirurji Dernekleri Birliği Araştırma Komitesi üyeliği görevinde bulundu.

 

 

Halen Dünya Nöroşirurji Dernekleri Federasyonu Beyin Damar Hastalıkları Komitesi Başkanlığı ve Akdeniz Beyin Cerrahları Derneği Eğitim Komitesi Eşbaşkanlığı görevlerini yürüten Prof. Dr. Talat Kırış, meslek yaşamını Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahisi bölümlerinde sürdürüyor.

Kırış’ın editörleri arasında bulunduğu İngilizce iki kitabı, 100’den fazla kitap bölümü, ulusal ve uluslararası dergilerde makaleleri yayımlandı; çok sayıda ülkede beyin cerrahisinin çeşitli alanlarında eğitim kursları ve konferanslar verdi, yurtiçi ve yurtdışında eğitim amacıyla çok sayıda beyin cerrahının izlediği canlı ameliyatlar yaptı.

 

Gençlik yıllarından itibaren yazın dünyasıyla ilgilendi, 1984 yılında Düşün dergisi masal yarışmasında mansiyon kazandı. Argos sanat dergisinde öykü ve denemeleri, Cumhuriyet ve Radikal gazetelerinde yazıları yayımlandı. 2012 yılından beri YACHT Türkiye dergisinde, 2019 yılından beri de T24’te düzenli yazılar yazıyor.

 

TEDx  ve farklı sosyal platformlarda konuşmaları yayımlanan Kırış, Güney Amerika’dan Antarktika’ya kadar uzanan yelkenli seyahatler yaptı, Grönland’da kanoyla Kuzey Kutup dairesi geçiş yaptı.