Anne karnındaki fetüsün ilk gelişimi sırasında tüm erkek ve dişiler aynı genital organa sahiptir. Ne var ki, erkek cinsiyet hormonlarının devreye girmesi ile bir takım sinir uçları gelişerek penis uzantısını veya uzvunu meydana getirir. Aynı grup sinir hücreleri dişilerde klitorisi oluşturmak üzere daha küçük ve ince bir çıkıntı halinde gelişir. Popülasyonun yaklaşık yarısında bulunan penis hakkında acaba ne kadar çok şey biliyoruz?
Literatürde özellikle 2012’de yazılan bir review (yeniden gözden geçirme, bilinenleri tarama) niteliğindeki makalede penis anatomisi, morfolojisi ve evrimi üzerine genel bir derleme yapılmıştı. (Hsieh et. al , 2012) Aslında genel ve medikal anlamda penis ile ilgili bildiklerimiz hiç de az sayılmaz.
Penislerin bir tek amacının olduğunu varsayacak olursak çoğumuz bunun ‘dölleme’ (üreme işlevi) olduğunu düşünecektir; ki zaten öyledir de. Bir şekilde komedi kültürünün içinde kendisine hatırı sayılır bir alan bulan bu organ beraberinde birçok (sosyopsikolojik veya sosyokültürel) sorunu ve hastalığı (cinsel yolla bulaşan, psikolojik, travmatik hastalıklar gibi) da getirebilmektedir ve ne yazık ki kısırlık ve iktidarsızlık başta olmak üzere bu organ ile ilgili veya bağıntılı rahatsızlıkların pek de -özellikle rahatsızlığa sahip olan insanlar tarafından- gülünecek bir yanı yoktur.
Erkek cinsel organı ile bildiklerimiz ise bilmediklerimize oranla çok daha dar bir alanı kapsıyor. Atar ve toplardamarları, kas yapısı, dokusu, testis kanalları ile bağlantıları, sinirleri, boşalma mekanizması, boy ve sertliğinin ne gibi genetik ve çevresel şartlardan etkilendiği birçok insan için ‘Bilinmeyen’ veya ‘Net cevaplar alınamayan’ sorular ve konulardır.
İşte bilimfili.com’un derlemesiyle penis hakkında muhtemelen bilmediğiniz 9 şey: