HIV/AIDS’in en önemli bulaşma yolu cinsel temas. Bulaş için HIV pozitif kişi ile tek bir cinsel temas bile yeterli oluyor ve cinsel ilişki sayısı arttıkça bulaş riski de artıyor.
Meni veya kanla temasa neden olabilecek her türlü cinsel etkinlikte HIV’in bulaşma riski olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz, sadakatin HIV/AIDS’ten korunmada önemli bir faktör olduğu görüşünde. Prof. Kocagöz, HIV pozitif kişiyle cinsel aktiviteden kaçınarak veya enfekte olmayan eşle ilişki sürdürerek HIV bulaşının önlenebileceğini söyledi.
“Cinsel temas sırasında prezervatif kullanmanın koruyuculuğu; kondomun lateks olması, doğru ve sürekli kullanılması, yırtık ya da delik olmaması kaydıyla kanıtlanmıştır” diyen Prof. Kocagöz, vajina içine konulan kondomların da doğru ve sürekli kullanımla etkili olduğunu aktardı
Kan ve kan ürünleri de önemli buluşma yolu
HIV’in bir diğer bulaşma yolu, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri. 1985 yılında antikor testlerinin bulunması ile dünyanın her yerinde kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi zorunlu kılınmış durumda.
Türkiye’de 1987 yılından beri tüm kan ve kan ürünlerinin ELISA yöntemiyle antikor saptandıktan sonra hastaya verildiğini belirten Prof. Kocagöz, “Bu nedenle kan ve kan ürünleri ile olan bulaş azalmış görünüyor. Ancak hastalığın pencere döneminin (bulaştıktan sonraki 3 ay) olması, acil durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi nedenleriyle oranı çok az da olsa bu yolla geçiş bildirilmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, kullanılıyorsa ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaş riskini azaltıyor. Hastalığın sağlık personeline de görevleri sırasında bulaşması söz konusu olabiliyor. Sağlık personeli öykü ve fizik inceleme ile enfekte hastaları ayırt etme olanağına sahip olamadığından korunmak için tüm hastaların kan ve diğer vücut sıvılarını potansiyel enfekte kabul ederek evrensel önlemlere uyarak çalışmak zorundadır” dedi
Anneden bebeğe geçebilir
HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve doğum sonrası dönemde emzirmekle yüzde 20-30 oranında bebeğe geçebiliyor. Prof. Dr. Ayşe Sesin Kocagöz’ün verdiği bilgiye göre, HIV (+) anneye gebeliğinin son üç ayında, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanır ve sezaryen uygulanırsa bu oran %8-10′lara düşebiliyor. Birçok ülke HIV (+) kadınların erken dönemde kürtaj olmasını kabul ediyor. Eğer anne adayı bebeği doğurmak istiyorsa gebeliğin son üç ayında anneye, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanarak her ikisi de yakın izlemeye alınıyor. (ntvmsnbc)