Gündem

Özgür Özel: TÜSİAD’ın muhatap olduğu muamele bütün Türkiye’ye gözdağıdır

20 Şubat 2025 12:36

Güncelleme: 20 Şubat 2025 13:09

T24 Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras ve Başkanı Orhan Turan’ın polis zoruyla ifadeye götürülmesine bir kez daha tepki gösterdi. TÜSİAD’ın muhatap olduğu muamelenin bütün Türkiye’ye gözdağı olduğunu söyleyen Özel, “Özgürlükleri hukuku demokrasiyi savunan kim varsa onun yanındayız, arkasındayız” dedi.

Polislerin TÜSİAD yöneticilerinin koluna girdiği görüntüleri hatırlatan Özel, kinayeli bir dille, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Johannesburg’da katılacağı G20 Hazine ve Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısında bu fotoğraf karesini gösterebileceğini söyledi. Özel, “Mehmet Şimşek sunumunu tek slayta indirsin, TÜSİAD başkanının iki polisin kolundaki fotoğrafını Türkiye’deki yatırım ortamı bu kadar müsait diye gösterebilir” diye konuştu.

Özel, Kasım 2023’te 13 yıllık Kemal Kılıçdaroğlu dönemini bitirip genel başkan seçildiği kurultaya ilişkin olarak ortaya atılan “şaibe” iddialarının ardından “iptal” davası açan eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş için de “piyon” dedi. Başvurunun “hukuki bir zemini olmadığını ve siyasi olarak yıpratma girişimi” olduğunu söyleyen Özel, “CHP’yi karıştırmaya çalışanların yaptığı bir planlamadır, Lütfü savaş bu kirli oyunun kullandığı bir piyondur” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP), İstanbul’daki parti ofisinde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve beraberindeki heyeti ağırladı. Toplantıda ülkedeki ekonomik kriz, siyasi baskılar ve erken seçim ihtiyacı masaya yatırıldı. Görüşmenin ardından iki genel başkan açıklamalarda bulundu.

Ekonomik çıkmaz ve toplumsal baskı

TİP Genel Başkanı ilk sözü alarak, Türkiye’deki işsizlik ve yoksulluk oranlarına dikkat çekti. Ülkenin, “Yunanistan nüfusu kadar işsizin, Hollanda nüfusu kadar da yoksulun yaşadığı bir yer haline geldiğini” ifade eden TİP lideri, iktidarın bu durumu sürdürebilmek için baskı mekanizmalarını devreye soktuğunu söyledi:

“Bu iktidarın sürdürülebilmesinin tek yolunun, toplumun tüm kesimlerinin deyim yerindeyse yargı sopasıyla dövüle dövüle bu yoksulluğa mahkûm edilmesi olduğunu görüyoruz.”

TİP Genel Başkanı, muhalefetin her kesimine dönük sindirme politikalarının ortaklaştığını, muhalif kesimlerin cezalandırılmakla tehdit edildiğini öne sürerek, “Korkutma ve satın alma taktikleriyle toplum susturulmak isteniyor,” şeklinde konuştu. Kendilerininse bu tür baskılara boyun eğmeyeceklerini belirterek, “Bizi satın alabilecek bir para da yok, korkutabilecek bir enstrümanları da yok,” ifadelerini kullandı.

“CHP ve TİP ilişkilerinin iyi olması önemli”

TİP Lideri, CHP heyetinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti özellikle vurguladı. “Cumhuriyet Halk Partisi ile Türkiye İşçi Partisi’nin iyi ilişkiler içinde olmasını ülkemiz açısından çok önemli buluyoruz,” diyen Genel Başkan, iki partinin demokratik ve toplumsal meseleler ekseninde ortak mücadele alanlarına sahip olduğunun altını çizdi.

TİP’in cezaevindeki milletvekili Can Atalay ve CHP’nin tutuklu belediye başkanlarına işaret eden lider, muhalefetin aslında aynı sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade etti. “Birimiz milletvekilimizin, diğerimiz belediye başkanlarının tutuklu olmasından mustaribiz. Bu tablo, birlikte mücadeleyi zorunlu kılıyor,” dedi.

Özgür Özel: Türkiye emekten yana bir iktidara ihtiyaç duyuyor

CHP Genel Başkanı ise görüşmenin ardından söz alarak, TİP’in “emeğin başkenti” İstanbul’da yoğun çalışmalar yürütmesini önemsediğini söyledi. Yapılan toplantının erken seçim, ekonomik sorunlar ve muhalefete yönelik baskılar konusunda fikir alışverişine dayandığını belirtti. Ülkenin içinde bulunduğu durumu “yakıcı sorunlar” olarak tanımlayan CHP Lideri, çözüm yolunun “bir an önce seçim sandığının gelmesinden” geçtiğini dile getirdi:

“Emekten, demokrasiden, eşitlikten yana bir iktidarın ülkeyi yönetmesi gerekiyor. Bu iktidar, adil bir seçim ve halk desteğiyle değişmeli.”

CHP Genel Başkanı, partisinin tüm muhalefet partilerine dönük yargı tacizine ve baskılara karşı her türlü konvansiyonel muhalefet yöntemini denediğini anlattı. Bu noktada yeni bir aşamaya geçildiğini belirterek, CHP’nin erken seçime hazır olduğunu ve kendi adayını belirlemek üzere bir ön seçim düzenleyeceğini hatırlattı.

TİP ve CHP arasında ortak nokta: Tutuklu siyasetçiler ve hukuk mücadelesi

Toplantıda, TİP’in cezaevindeki milletvekilinin ve CHP’nin hapsedilen belediye başkanlarının durumunun da ele alındığı aktarıldı. CHP Lideri, ziyaret sonrasında Silivri Cezaevi’ne giderek TİP’li tutuklu vekil Can Atalay’ı, CHP’li belediye başkanlarını ve Gezi davası tutuklularını ayrı ayrı ziyaret edeceğini açıkladı.

Bu bağlamda, iktidarın muhalefeti bölme ve zayıflatma çabalarına dikkat çekildi. CHP Lideri, “İktidar, yargı eliyle darbe girişimi dâhil her yolu deniyor. Muhalefeti susturmak için kritik hamleler yapılıyor. Buna karşı tek çıkış yolu, muhalefetin birlikteliğidir,” dedi. Erkan Baş'ın konuşması sonunda söylediği “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganını hatırlatan CHP lideri, “Biz de aynı inançla mücadele ediyoruz,” şeklinde konuştu.

"Lütfü Savaş bu kirli oyunun bir piyonu konumunda"

Basın toplantısında, CHP’ye yönelik açılan davalardan biri de gündeme geldi. İktidarın veya iktidara yakın isimlerin “CHP kurultayını iptal etme” amacıyla girişimlerde bulunduğunu belirten CHP lideri, Lütfü Savaş konusuna da değindi.

Lütfü Savaş’ın mahkemeye başvurarak, CHP Parti Meclisi ve bazı yöneticilerinin “görevden uzaklaştırılması” talebinde bulunduğunu hatırlatan Genel Başkan, bu hamlenin hukuki bir zemine dayanmadığını, tamamen “siyasi yıpratma başvurusu” olduğunu söyledi:

“Bugünkü iktidar, CHP’nin anketlerde birinci parti çıkmasından rahatsız. Bu yüzden CHP’yi tartıştırma ve karıştırma çabasına giriyorlar. Lütfü Savaş bu kirli oyunun bir piyonu konumunda. Başvurunun hukuki bir dayanağı yok.”

CHP Lideri, söz konusu davanın 25 gün içinde bir iade veya karar sürecine girebileceğini ancak bunun sonuçsuz kalacağı inancında olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci

Görüşmede, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı belirleme amacıyla başlattığı milletvekilleri imza sürecine de değinildi. CHP Lideri, bu sürecin adil ve şeffaf bir biçimde ilerlemesini beklediğini söyledi. Basından gelen “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun imza toplaması beklediğiniz gibi mi ilerliyor?” sorusuna da cevap verdi:

“İmamoğlu, aday olmak için gereken imza sayısının üç katını ilk 24 saat içinde aştı. Yarın akşam (21 Şubat) saat 17.00’ye kadar imza süreci devam edecek. Biz bütün adaylara eşit yaklaşmayı sürdürüyoruz.”

CHP lideri ayrıca, parti üyeliklerine ve özellikle 18-25 yaş arasındaki genç seçmenlerin yoğun ilgisine vurgu yaparak, “Gençlerin online üyelikle partiye kaydolması, Erdoğan’ın ve bu düzenin değişmesine duyulan özlemin göstergesi,” şeklinde konuştu.

"TÜSİAD’ın muhatap olduğu muamele bütün Türkiye’ye gözdağıdır"

Görüşmenin ardından basına yansıyan sorulardan biri de TÜSİAD yöneticilerinin polis eşliğinde ifadeye götürülmesi konusu oldu. CHP lideri konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yabancı yatırımcı arayışına dikkat çekti:

“Mehmet Şimşek sunumunu tek slayta indirsin, ‘TÜSİAD Başkanı’nın iki polisin kolundaki fotoğrafı’ ile gösterip ‘Türkiye’deki yatırım ortamı bu kadar müsait’ diyebilir. Bu fotoğraf, hukukun ve mülkiyet güvencesinin olmadığı yerde, kimse yatırıma gelmez mesajı veriyor.”

Özel, bu gözaltıların “güvenlik” veya “soruşturma” kisvesi altında gerçekleştirilerek, aslında “Kimse ağzını açmasın, karşı çıkan olursa bedel öder” mesajı verilmek istendiğini dile getirdi.

Şiir polemiği ve Siirt hatırlatması

Basın mensuplarının, Cumhurbaşkanı’nın grup konuşmasında “şiir” üzerinden yürüttüğü tartışmayı sorması üzerine CHP lideri, Erdoğan’ın kendi siyasi geçmişinde Siirt’te okuduğu bir şiir nedeniyle yaşadığı yasaklılık sürecini anımsattı. Ardından, yine aynı kentte, büyük oy farkıyla seçilen belediye başkanının kayyımla görevden alınmasını eleştirdi:

“O dönemde ifade özgürlüğünün kısıtlanması yüzünden mağdur olduğunu söyleyen Erdoğan’a anayasa değişikliğiyle yol açıldı. Şimdi ise aynı Erdoğan, Siirt’te yüzde 60’la seçilen belediye başkanına kayyum atıyor. Bu, AK Parti’nin demokrasiden otoriterliğe uzanan yolculuğunu özetliyor.”

CHP Lideri, sonunda “Demokrasi treni” metaforuyla, Erdoğan’ın bir zamanlar bindiği demokratik değerlerden indiğini söyledi ve “Demokrasi treni yoluna devam edecek; tarih, inenleri de direnenleri de not edecek,” şeklinde sözlerini bitirdi.