Otto Lilienthal'ın uçma sevdası

Otto Lilienthal Müzesi, Lilienthal’ın mirasının tümünü online olarak yayınlıyor. Anklam’daki müzenin sergisinden fotoğraflar, çizimler, mektuplar ve mucidin patentlerine internetten ulaşılabilir. Bunların içerisinde 1894’de üretilen ve dünyadaki ilk uçak olma özelliğini taşıyan motorsuz uçuş aracı da bulunuyor.

Otto Lilienthal, 1848’de Mecklenburg-Vorpommern’de doğdu. Okul zamanlarında dahi kardeşi Gustav ile uçuş nesneleri üzerinde deneyler yapıyordu. Bu deneyler ancak 1891’de, Otto 40 yaşına geldiğinde başarıya ulaştı.

Ünlü mucit yıllar süren teorik çalışmalardan sonra 1891’de artık uçuşa hazırdı ve böylece Lilienthal uçuş rüyasını gerçekleştiren ilk insan oldu. Bu tarihten ancak 70 yıl sonra insanlar ilk uzay uçuşunu gerçekleştirdi.

Binden fazla uçuş

Lilienthal, kariyerinde binden fazla uçuş gerçekleştirdi. Uçuş konusunda öncü olan mucit, bu süre içerisinde uçağını giderek daha iyi duruma getirdi. Buna rağmen en uzak uçuşu 80 metreyi aşmadı.

Lilienthal’ın uçuşları için uygun bir tepeye ihtiyacı vardı. 1894’de uğraşlarıyla kendi tepesini oluşturdu. Berlin’deki eski bir tuğla fabrikasını Lilienthal bir ‘uçuş tepesi’ haline getirdi. Bu uçuş tepesi hala Berlin’in Steglitz-Zehlendorf bölgesinde bulunuyor. Bu tepe, pilotun binlerce uçuşu için hareket noktası olmuştu.

Çift kanatlı uçak geliştirdi

1894’ten itibaren 500 Mark’a bir planör satın alınabiliyordu. Lilienthal, Berlin’de kendi fabrikasında uçuş araçları serisini üretti. Ünlü fizikçi George Francis Fitzgerald, ürünleri satın alanlardandı. Fitzgerald, 1895’te kendine bir planör aldı.

Yeni şeyler denemeyi seven Lilienthal planörlerin dışında iki adet çift kanatlı uçak da geliştirdi. Bu uçakların, kanat genişliği 5,5 ile 7 metre arasında ve taşıyıcı kanat büyüklüğü 25 metrekareydi.

Lilienthal’ın uçağı, 9 Ağustos 1896’da Havelland Gollenberg‘de düşerek parçalandı. Ünlü mucit, kazadan bir gün sonra Berlin’deki Üniversite Hastanesi’nde öldü. Ancak bu talihsiz kaza, hava ulaşımı tekniğinin gelişmesine engel olmadı. Lilienthal’ın mezarında şu cümle yer alıyor: "Kurbanlar verilmek zorunda."