Yaşam

Oteller sokağında 'Ömürlük check-in': Allah kimseyi bu hayata düşürmesin

"Artık 'Çık git eve' desen de gitmiyorlar"

25 Aralık 2017 10:44

İzmir'in Konak ilçesine bağlı Basmane semtinde bulunan ve halk arasında, ‘oteller sokağı’ olarak da bilinen 1296 numaralı sokaktaki otellerin 10 metrekarelik odalarında daimi olarak yaşıyorlar Kimisi 20, kimisi 50 yıldır aynı otelde yaşayan bu insanlar için bölge halkı 'Ömürlük check-in' ifadesini kullanıyor. 66 yaşındaki Savaş Işık eşinden boşandıktan sonra otellerde yaşamaya başladığını söyleyerek, "Allah kimseyi otel odalarına düşürmesin" dedi.

Hürriyet'ten İdris Emen'in izlenim haberi şöyle:

Burası İzmir’in Konak ilçesine bağlı Basmane semtinde bulunan ve halk arasında, ‘oteller sokağı’ olarak da bilinen 1296 numaralı sokak. Rengârenk binalarla tarihi dokusunu koruyabilen nadir sokaklardan olan oteller sokağı, ismini yan yana dizilmiş küçük sınıf otellerinden alıyor. Ancak bu otellerin bir farkı var; daimi müşterileri. Bu otellerin müşterileri hayatının uzun bir bölümünü 10 metrekarelik otel odalarında geçiren kişilerden oluşuyor.

Basmane’de bulunan Toros otelde kalan Savaş Işık (66) tam 37 yıldır bu semtteki otellerde konaklıyor. Işık, 1976 yılında evlendiği eşiyle sorun yaşamaya başlayınca otele yerleşmiş. İlk adresi Abdulkadir Paşa Oteli olmuş. O gün bugündür bu semtteki otellerde konaklama öyküsünü şöyle anlatıyor:

“Olmadı, ayrılmak zorunda kaldık. 12 Eylül darbesinin olduğu hafta ayrıldık. Ondan sonra annemin-babamın yanına gittim. Onlarla da bir arada duramadım. O zaman otele düştüm.”

"Seneler su gibi aktı"

Işık, otele yerleştiğinde geçimini sağlayacak bir iş alanı da bulmuş. Bugün bile aynı şekilde, palmiye ağacının dalından yaptığı sepetleri satarak geçimini sağlıyor:

“Otelde birisi palmiye ağaçlarından sepet yapıyordu. Sonra bana da sepet örmeyi öğretti. Elime bir palmiye dalı aldım, o dalı bir daha da bırakmadım. O benim ekmeğim oldu. Türkiye’yi dolaştım. Nerede akşam orada sabah... İyi de para kazanıyordum. Ama parayı da tutamıyordum. Seneler öyle su gibi akıp geçti. Yıllar sonra eşimin kanserden hayatını kaybettiğini duydum.”

37 yılda 60 otel

Işık, 37 yılda 50’den fazla otelde yaşamış:

“Basmane’deki bütün otellerde kaydım vardır. Şu ana kadar 50-60 otel değiştirdim. Bazen bir sorun çıkıyor, huzurum kaçıyor. Başka otele geçiyorum. Otelde yaşamak çok zor. Banyonu doğru düzgün yapamazsın. Hep dışarıdan yemek zorunda kalırsın. Odaya günlük 25 lira veriyorum. Bir gün çalışmazsam oteli ödeyemem. Günlük 70 lira kazansam bana yeter. 25 lira otele gidiyor. 10-15 lira yemeğe veriyorum.”

Maddi sıkıntılardan dolayı lokantadan aldığı yemeği paket yapıp iki öğüne böldüğünü söyleyen Işık, “İnsanlara tavsiyem otellere düşmesin. Ailesiyle çocuklarıyla iyi geçinsin. Otel hayatı, Allah kimseyi düşürmesin, kötü bir şeydir” diyor.

Eve çıksalar bile oteli özlüyorlar

Ahmet Kara 13 yıldır Hürriyet otelde resepsiyon görevlisi. Otelde kalan daimi müşterilerinin otel ortamını özlediğini söyleyen Kara, daimi müşterilerin genelde yalnız insanlar olduğunu söylüyor:

“Eşi ölmüş, işi bozulmuş veya eşinden ayrılmış insanlar daimi olarak otellerde kalıyor. Bu tarz insanlar oteli ev edinmişler. Eve çıkarlarsa bile burayı özlüyorlar. Bu sokağın atmosferi onları çekiyor. ‘Çık git eve’ desen gitmiyorlar.”

26 yıldır aynı otelde kalıyor

Basmane otellerinin daimi misafirlerinden biri de İhsan Adnan Ercan (61). Üç çocuk babası Ercan, 26 yıl önce eşinden boşandıktan sonra Konak Meydanı’nda bulunan ‘Yeni Şükran’ Oteli’ne yerleşmiş. Otelin yaşayan en eski müşterisi olan Ercan, otelde bizi gezdirirken duvarda resmi bulunan otelin eski en kıdemlisi Fuat’ı gösterip, “Bu otelin en eski müşterisiydi. Birkaç yıl önce öldü” diyor. 26 yıl otelde kalmasının insanlar tarafından garipsendiğini şu sözlerle anlatıyor:

“Eşimle bir konuda anlaşamadık. Eşyamı toparlayıp otele geldim. Emekli maaşımla geçiniyorum. Otele aylık 500 lira ödüyorum. Bir iş olunca dışarı çıkıyorum. Akşam da gelip televizyon izliyorum. Az yemek yiyorum. Otelde yaşamak esasında zor.”

"Ben hovarda onlar daha hovarda"

76 yaşındaki Mürsel Gürz hiç evlenmemiş. Sanat okulunu bırakıp hayata atılmış. Garsonluk, bahçıvanlık ve bekçilik yaptığı dönemlerde çalıştığı yerlerin misafirhanesinde kalmış. Şimdiki ikametgâhı Şen Hotel. Gürz, “5-6 senedir bu otelde kalıyorum. 10-15 sene öncesine kadar garsonluk yapıyordum. Çoluk çocuk yok, hiç evlenmedim. Ben hovardaydım, benimle beraber olan kadınlar benden hovardaydı. O yüzden olmadı, evlenemedim. Üç ayda bir yaşlılık maaşı alıyorum. Onunla geçimimi sağlıyorum” diyor.

Barınma evinden otele

Gürz’le aynı otelde kalanlardan biri de Rıza Arkan (60). Arkan, mal mülk davasından dolayı ablasıyla anlaşamayınca Çanakkale’den İzmir’e gelip Basmane’deki otele yerleşmiş. O günden beri yılın büyük bir kısmını otellerde geçirdiğini söyleyen Arkan, “Hastayım, çalışamıyorum. Bazen Bursa’ya gidiyorum. Bursa Belediyesi’nin barınma evi var. Üç ay orada kalıyorum. Orası kapandığında burada bir yer var, oraya yerleşip üç ay orada kalıyorum. Orası da kapanınca Basmane’de bir otele yerleşiyorum” diye konuştu.