Politika

Ordular ilk hedefiniz Anadoludur! İleri!

Müzisyen Fazıl Say, seçim sonrası Baykal'a yazdığı mektupta kendisinden beklediklerini yazdı.

01 Nisan 2009 03:00

Müzisyen Fazıl Say seçimin ertesi günü Deniz Baykal'a bir mektup yazarak kıyı illerinden sonra diğer illeri işaret etti.

İşte Vatan'da yayımlanan ve Fazıl Say'ın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a seslendiği mektubun tamamı...

Mustafa Kemal Atatürk, bugün bu saatte yaşıyor olsaydı muhtemelen: "Akdeniz'deki Ordular! İlk hedefiniz, Anadoludur! İleri!" emrini verirdi.
Ülkenin deniz kenarındaki hemen hemen bütün şehirleri AKP'nin elinden geri alındı dünkü seçimde...
Ege, Akdeniz tamamen...
Karadeniz'in ve Marmara'nın da çoğu...
Büyük kısmı CHP'de toplanarak...
Batı Anadolu. (İzmir mesela) kilitlenmiş durumda... Ezici bir üstünlükle.
Güneydoğu,
Kürtler...
Çok haklı olarak DTP'de karar kıldılar..
Onlarınki de ezici üstünlük...
Orta ve Doğu Anadolu ve tabii ki Ankara ve İstanbul'un milyonlarca nüfuslu varoşları,
iktidar partisi AKP de...
Bu da % 39 demekmiş tam olarak...
Ak Parti'yi zor bir 3 yıl bekliyor…
Ama unutmayın: Tayyip Erdoğan usta bir liderdir…
En azından bu elindeki % 39'u asla kaybetmeyecektir, ve siz gelip % 39’dan fazlasını almadığınız sürece de biz burada boşuna dil döküyor olacağızdır...
Ülkenin batısı Yunanistan
doğusu Afganistan gibi...
İnsanları da öyle...
Atatürk:"Ben halkı niye dinleyeyim? Halk beni dinlesin!" diyen, cesur tip bir liderdi...
Bu ama,"tarihe not düşen" büyük liderlerin üslubudur…
Kendisinden sonra öyle bir lider gelmedi...
Büyük bir bağlama üstadı olan Arif Sağ'ın:
"Ben sazımı ne dinleyeyim? Sazım beni dinlesin!" demesi gibi...
Aynı şekilde, Arif Sağ'dan daha iyi bağlama çalan henüz yok...
Ludwig van Beethoven, sağırlığında bile bütün insanlığa kendini dinletmekte...
Niye?
Deniz Bey,
" Toplanalım psikolojisi"nde size destek vermekteyiz...
"Bölünmeyelim, ufalmayalım, ezilmeyelim, mahvolmayalım" psikolojisi...
Ne sizin parti başkanlığınız, ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul liderliği, umurumuzda değildi...
Derdimiz endişelerimizdi...
Ve onlar hala varlar...
Kılıçdaroğlu'nun dürüstlüğü...
Düşünün ki bir Sezen Aksu var, sürekli Tarkan ve Ajda Pekkan'ı eleştiriyor. "Kirli söylüyorlar" diyor, (yolsuzluk yapıyorlar der gibi misali örnek), "dürüst değiller" diyor (playback yapar onlar der gibi keza) vesaire...
Ama eninde sonunda halk da Sezen Aksu'ya soracaktır:
"Peki ya sen ne yaptın?" diye...
Biz de sadece beklemedeydik,
Kılıçdaroğlu kazansaydı neler yapacaktı diye...
Yöntemi ama: "Müthiş bir şey" değildi! Hem de hiç değildi...
Zaten kazanamadı da...
Yazık oldu, görmek isterdik, "gelse ne yapardı"yı...
Sayın Baykal,
Eskişehir, Ordu ve İstanbul-Şişli'nin laik oy olmasına, ama seçim haritasındaki renginin farklı olmasına üzülmediniz mi siz?
Artık ne zaman Türkiye'nin sol-laik oy bölünmesinden kurtulacağız?
Ne zaman?
1980'ler ve 90'lar da kaç kere fırsat tepildi bu sebepten?
Sırf bu bile "huzursuzluk"...
Hepimizde...
Ben Eskişehirli olsam mesela:  Şehrimde mucizeler yaratmış bir Büyükerşen'den asla vazgeçmem. Ama Türkiye genelinde DSP'nin % 2 oy alacağını da bilerek...
Hazin bu... Sorumlusu sizsiniz...
Anadolu şehirlerinde ise endişeler iyice artmakta,
Elazığ?
Sivas? (Aşik Veysel'in Sivas'ı... Uzun ince bir çıkmaz sokaktayım!!
benim sadık yarim % 2 CHP!)
Laiklik tamamen unutulmuş durumda...
Neden?
AKP'nin yoğun olduğu yerler özellikle...
Kadınlarımız etekle dolaşamıyor, marketlerde bira bile satılmıyor, bilim ve sanat zaten yok...
tarikatlar çoktan almış başını gitmiş, dinci siyaset başa geçmiş...
Neden?
Neden karşı siyaset üretilmemiş?
Neden sahaya çıkılıp bu mücadele verilmemiş?
Neden?
Var mı iktisadi açılımlarınız?
bu şehirlerin insanlarına hitap etmek konusunda?
Eğer yoksa, CHP'nin başına, sizin yerinize, "iktisadi ve gerçekçi fikirleri-projeleri olan" birisini istiyoruz.
Açık ve net...
Çünkü ülkemizin de, hayatlarımızın da, en kritik en belirleyici yıllarındayız...
Varsa fikirler, ne ala, uygulamaya geçilmesini hemen isteriz...
Deniz Bey,
Mevzubahis konusu olan şey yaklaşık 20-30 milyon insanın endişeleridir.
Ve bu endişeler gerçekten ciddi boyuttadır...
Bu şaka bir rakam değildir...
30 milyon:
3 kere Macaristan, 5 kere İsviçre, 16 kere Estonya eder...
Bu mühim bir güçtür...
Ve bizler, atılım görmek istiyoruz.. Ötekileşmekten kurtulmak, Ergenekon vs gibi paranoyalardan ve şeriat gibi travmalardan çıkmak, normal bir ülkede mutlu bir şekilde yaşamak istiyoruz...
Türkiye'nin öteki yüzü de aynı şeyleri istiyor elbet...
Var mı ikisini toparlayacak gerçekçi bir iktisadi fikir?
Piyano ile "Ney" fevkalade güzel beraber müzik yapabilir Deniz Bey...
Yeter ki beste iyi olsun...
Ve buradaki iyiden kasıt, iki enstrümanı da çok iyi tanımaktan geçer...
Piyano ile Ney beraber müzik yaparken, nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilmekten geçer...
Ortaya bir ilk çıkabilir ve bu muhteşem olabilir...
Varoşlar ?
Ordaki insanlar için ne yapacaksınız?
Su anda tamamen toplanmış olan laik birlikten alacağınız destek ile büyük şehirlerimizin( adini bile duymamış olduğumuz semtlerinde yasayan ) yeni sahiplerine neler sunmak istiyorsunuz?
Var mı "eğitim projeleri"niz?
İşsizliğe çözüm?
Kültür sanat projeleri?
Bunlara destek olacak "sivil toplum örgütleri"...
Ya da sponsorlar...
O insanlara AKP'den daha fazla şey sunacak mısınız bu 3 yıl içinde?
Güneydoğu'da oyunuz sıfır!
Sıfır aslında iyi bir başlangıç noktasıdır...
Tabi fikirler varsa...
Kürtlere nasıl yardımcı olacaksınız?
Kürt sorununa nasıl çözümler getireceksiniz?
Deniz Bey,
Bu mektubumu okuyan insanlar muhtemelen mektubun altına kendi sorularını da ekleyeceklerdir.
Ve size sorulacak çok soru var. Ama bir şey gerçek: Yapmak zorundasınız..
Yapamıyorsanız da yerinizi en saygın bir şekilde bu işlerin üstesinden gelebileceğine inanan
genç bir yeteneğe bırakın...
Bizler uzun zamandır "inanç" görmedik… Çok uzun zamandır...
Seçim mitingleri sırasında,Tayyip Erdoğan'ın dil sürçmeleri sonucu çıkmış yanlış cümleleri üzerinde (kronometre ile tutmak zorunda kalmıştım) tam 52 dakika konuştunuz.
Sürekli bir "eşek" tartışması...
Katır... At... İnek...
Her mitingde...
Kendimi haftalarca 3 yaş zekâsının içinde buldum ve çok sinirlendim bu duruma...
Size oy veren % 24 bu zekânın çok üstünde.
Bunları bilin isterim…
Bu yazımın altına muhtemelen yüzlerce kişi kendi eleştirilerini de yazacaktır...
Hepsini okuyun.
Size verilen % 24 oy asla "size" değildi.
Toplandık biz...
Endişelerimizden ötürü.
(Bu betimlememin kısmen haksız olduğunu biliyorum, burada belediye seçimleri söz konusu olan. Çok başarılı çok değerli belediye başkanlarınız da kazananlar arasındadır. Haksızlık yapmak istemezdim. Ama Antalya örneği, bu seçimin genel itibariyle mahalli değil siyasi olduğunun en güzel örneğidir. Senden benden daha laik ve şehrine çok güzel hizmetler hediye etmiş bir başkan idi Menderes Türel. Ta ki, AK Parti'ye Antalyalıların şu ortamda daha fazla oy veremeyeceği asıl gerçek olandır.)
Her zaman dostlukla...
Saygıyla içtenlikle