Yaşam

Önce töreye, sonra da kumaya başkaldırdı

Şanlıurfalı Gülser Altun, Önce berdeli reddetti sevdiğine kaçtı, sonra üzerine kuma getirtmedi, şimdi çocukları ve kendi onuru için yaşıyor.

04 Eylül 2010 03:00

T24 - Berdel ve kuma gibi geleneklerin halen geçerliliğini koruduğu Güneydoğu Anadolu'da Şanlıurfalı Gülser Altun (37), töreye de kumaya da başkaldırarak, belki yoksul ama onurlu bir yaşamı seçti.


Türkiye'nin en önemli tarım merkezlerinden Çukurova'da, Adana'nın Yumurtalık ilçesi yakınlarındaki uçsuz bucaksız tarlaların birinin kenarında, Gülser Altun ve 4 çocuğu derme çatma kurulmuş bir çadırda yaşamlarını sürdürüyor.


Kışın soğukta, yazın kavurucu sıcaklarda aynı çadırda yaşayan Gülser Altun, biri erkek 4 çocuk annesi. Çocuklarına hem annelik hem babalık yapan genç kadın, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kızları Mediha (17), Yasemin (11), Merve (7) ve oğlu Fırat'ı (14) yanına alarak tarlaların yolunu tutuyor.


Kışın kabak, karpuz, yazın biber ve pamuk tarlalarında çalışarak ekmek parasını kazanan Gülser Altun, "Benim hayatım film gibi. Önce törelere baş kaldırdım, ailem izin vermeyince sevdiğim adamla kaçarak evlendim. Sonra uğruna ailemi hiçe saydığım adam 4 çocuğumun ardından üzerime kuma getirdi. Bunu hazmedemedim, törelere olduğu gibi kumaya da başkaldırdım. Kumanın, berdelin, törelerin acısını hep kadınlar çekiyor ama ben kabullenmedim. Evi terk ettim. Yanıma bir küçük bohça alarak 4 çocuğumla birlikte Çukurova'ya geldim'' dedi.


''Bazı geceler aç yattığım oldu''

Şanlıurfa'da çocuklarının okula gittiğini ancak Çukurova'ya gelince hepsini okuldan almak zorunda kaldığını anlatan Gülser Altun, şöyle devam etti:


''Bazı geceler çocuklarımla aç yattığım oldu. Kışın donuyor, yazın yanıyoruz, ama o kocam olacak adama boyun eğmiyorum. İki yıldır yaz-kış bu çadırda yaşıyorum ama onu bir kez olsun aramadım. Zaten o da beni ne arıyor ne soruyor. Nikahsız olarak birlikte yaşadığı kadından bir de çocuğu olduğunu duydum. Ben de ona 4 evlat vermiştim, üstelik birisi erkek. Çocuklarımla şimdi omuz omuza verip çalışarak onurlu bir mücadele veriyoruz.''


En büyük hayalinin tek odalı da olsa bir eve sahip olmak olduğunu anlatan Gülser Altun, ''Allah devletimizden razı olsun çocuklarım hasta olduğunda doktora götürebiliyorum. Çocuklarımın yeşil kartları yok ama 18'i doldurmadıkları için devlet bakıyor. Benim ise hiçbir sağlık güvencem yok. Çünkü, kocamla halen resmi nikahlı olduğumdan, onun da üzerinde tarla, ev ve araç bulunduğundan bana yeşilkart vermiyorlar'' dedi.


''Boşanmak için mahkemeye başvurmadım''

Kocasından boşanmayı aklının ucundan bile geçirmediğini anlatan Gülser Altun, ''Töreye, kumaya başkaldırdım ama bizim geleneğimizde koca boşamak olmaz, bunun sonu ölüm olur. Bu yüzden boşanmak için mahkemeye bile başvurmadım'' diye konuştu.


Gülser Altun'un çocukları Mediha, Yasemin ve Fırat ise okuma hayallerinin gerçekleşemediğini ancak, en küçük kardeşleri 7 yaşındaki Merve'yi yeni eğitim öğretim yılında okula yazdırmak istediklerini söylediler.