Politika

AKP'den AB'ye: Türkiye kimsenin tampon bölgesi, protezi değildir

"Türkiye bir toplama kampı değildir, egemen ve hür bir devlettir"

18 Kasım 2015 20:52

Avrupa Birliği'nin genişlemeden sorumlu yetkilisi Johannes Hahn'ın, AB sınırlarında bir "dost çemberi" oluşturmak yönündeki açıklamalarını eleştiren AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "O açıklamada beni en çok rahatsız eden kavram dost çemberi kavramı oldu. Bizi eşit unsur olarak değerlendirmek yerine protez gibi değerlendirilmesine iyi gözle bakmayız. Türkiye kimsenin tampon bölgesi değildir. Türkiye Avrupa güvenliğinin protezi değildir" diye konuştu.

Reuters'e konuşan Johannes Hahn, AB sınırlarında bir "dost çemberi" oluşturma çabaları çerçevesindeki girişimlerinin bir parçası olarak bu yılın sonlarına doğru gerçekleştirilecek olan AB-Türkiye zirvesinde Avrupa'ya mülteci akışını azaltmayı öngören bir anlaşmanın sağlanmasının da olası olduğunu belirtmişti.

 

"Şu aşamada Türkiye’nin gündeminde kara harekatı yok"

 

AKP MYK toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin dün yaptığı Suriye sınırında 'ortak operasyon' açıklaması hakkında da "Kerry’nin açıklamasında yeni bir şey yok. Kara harekatına başlanacakmış gibi bir mana çıkıyor, böyle bir şey yok" yorumunu yaptı. Türkiye'nin şu anki gündeminde Suriye'ye yönelik bir kara operasyonu olmadığını belirten Çelik, "DAİŞ’e karşı da, YPG’ye karşı da sınırımızda bir güvenlik tehdidi görürsek hem müttefiklerimizle hem de tek başımıza planlarımız masadadır" ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik'in açıklamalarının satır başları şöyle:

-Türkiye Paris saldırılarını gerçekleştirilen saldırının faillerinden birini, istihbarat birimlerine iletmiştir. Bu da Türkiye'nin bu konularda olan hassasiyetini gösteriyor.

-Başbakanımız milletvekilleriyle yapılan toplantıda Meclis Başkanlığı için geniş istişare yaptı. Oylamanın sonuçları MYK'ya getirildi ve değerlendirme yapıldı. İsmail Kahraman Meclis Başkanı olarak belirlendi. 

 

"Hükümetin kurulması hafta başına da kalabilir"

 

-Muhtemelen yarın, adaylıkla ilgili başvuru yapılacak. Pazar günü de zaten seçim var. Hükümetin kurulması hafta başına da kalabilir, daha önce de gerçekleşebilir. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın programları ve istişareler nedeniyle belki hafta başına kalabilir, kalmayabilir de. 

-DAİŞ başta olmak üzere terör örgütlerine bir terör örgütüyle mücadele ederken başka bir terör örgütüne yardım etmek doğru değildir. YPG Türkiye’ye göre terör örgütüdür. Bunlara DAİŞ’e karşı silah verilmesi, yarın Türkiye’ye dönmeyeceği anlamına gelmiyor. Müttefiklerimizden ve herkesten azami hassasiyet bekliyoruz. Milli güvenliğimizi tehdit eden terör örgütlerinin müsammaya tabi olmasını arzu etmiyoruz. 

 

"DAİŞ’le mücadele öncelikli diye, başka terör örgütleri desteklenmemelidir"

 

-98 kilometrelik bir alanda DAİŞ’in etkinliği var, bu müsamma göstereceğimiz bir şey değildir. DAİŞ karşısında sınırlarımızı korumaya nasıl kararlıysak, bu diğer terör örgütleri için de geçerlidir. DAİŞ’le mücadele öncelikli diye, başka terör örgütleri desteklenmemelidir. Onlara yardım, oradaki toplam terör kapasitesini artırır. Meşru güçlerle dayanışma gerekliliğinin altını bir kez daha çiziyoruz.

 

"Türkiye bir toplama kampı değildir,
egemen ve hür bir devlettir"

 

-AB’den yapılan ilişkilerin canlandırılması açıklamasını okudum. Türkiye’yle ilişkilerin canlandırılması konusunda geç kalındığını düşünüyoruz. Suriye meselesine indirgenecekse, çok vizyoner bir yaklaşım olmaz. O açıklamada beni en çok rahatsız eden kavram dost çemberi kavramı oldu. Bizi eşit unsur olarak değerlendirmek yerine protez gibi değerlendirilmesine iyi gözle bakmayız. Dost çemberi kavramı, 2. Dünya Savaşı zamanında kullanan bir kavramı canlandırabilir. Türkiye kimsenin tampon bölgesi değildi. Türkiye Avrupa güvenliğinin protezi değildir. Türkiye bir toplama kampı değildir, egemen ve hür bir devlettir. Türkiye’nin güvenlik uyarılarını ciddiye almadılar, şimdi terör kendi topraklarını vurunca gündeme aldılar. Türkiye sadece jeopolitiğe indirgenecek bir devlet değildir. Türkiye’nin AB’yle ilişkilerini Kıbrıs’la, mülteci meselesiyle bağlantılı hale getirmek; fasılları canlandıralım, vize kolaylığına gidelim gibi yaklaşımlar indirgemecidir. Türkiye, Avrupa Birliği’nin üye devletleriyle birlikte eşit bi özne olarak yer almalıdır. 

-Kerry’nin açıklamasında yeni bir şey yok. Kara harekatına başlanacakmış gibi bir mana çıkıyor, böyle bir şey yok. Hava operasyonlarını koalisyon güçleriyle birlikte gerçekleştiriyoruz. Şu aşamada Türkiye’nin gündeminde kara harekatı yok. DAİŞ’e karşı da, YPG’ye karşı da sınırımızda bir güvenlik tehdidi görürsek hem müttefiklerimizle hem de tek başımıza planlarımız masadadır.

 

"Suriye, Esad kaldıkça yeni bir Afganistan adayı olarak dünyanın gündemine geldi"

 

Viyana süreci, Türkiye’nin de destek verdiği Cenevre sürecinin devamıdır. Yeni bir Afganistan ortaya çıkması tehlikesi vardır. Cenevre ve Viyana’daki parametreler arasında çelişki mevcut değildir. Esad giderse radikaller yerleşir deniyordu, gördük ki Esad’ın kalması bu tezi doğrulamadı. Esad kaldıkça orası yeni bir Afganistan adayı olarak dünyanın gündemine geldi. Siyasi bir çözümün parçası olmazsa bölgeyi daha çok kaosa götürür. Stratejinin temeli gücünü azaltmak ve ezmekti ama bunlar gerçekleşmedi. 

Yabancı devletlerin ulusal marşları okunurken, kendi marşımıza gösterdiğimiz saygıyı göstermemiz lazım. Saygı duruşunun zedelenmesine de iyi bakmıyoruz. Halkımızın haklı tepkisi olabilir ama bunun için saygı duruşu ve ulusal marşların bitmesini beklemek gerekir. 

İlgili Haberler