Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazif Elaldı, KKKA hastalığının ilk defa 2002 yılında tespit edildiğini ancak bu tarihten 3-4 yıl önce de benzer vakaların olduğunu bildiklerini ifade etti.
Her kenenin öldürücü olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Elaldı, şöyle devam etti:
''Dünyada 850'den fazla keneden, 7-8'inde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı virüsü tespit edilmiş. Bu virüsü taşıyanlardan en tehlikelisi ''hyalomma marginatum marginatum''dur. Şehir merkezinde kene tutması şikayetiyle hastanelere başvuranların çoğunluğunda kaplumbağa kenesi olgusuna rastlanıyor. Bu keneler, zararsızdır. Bu nedenle özellikle şehir merkezlerinde kalanlar fazla panik yapmamalı. Çünkü her kene öldürücü değil. Ancak yine de her kene ısırmasında bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Zira vatandaşlar, kenenin türünü bilemez.''
Keneden nasıl korunulur?
KKKA virüsünü taşıyan kenelerin, genellikle kırsal alanda domuz, tilki, kurt ve yabani tavşanlarda ve bu hayvanların gittiği yerlerde görüldüğünü bildiren Elaldı, ''Bu alanlardan kaçınmak lazım. Ama hayvancılık ve tarım yapanlar mecburen gitmek zorundalar. Bu kişiler de dünya genelinde kabul edilen bazı önlemleri almalı. Açık renkli kıyafet giymeli, eve geldiğinde vücudunda kene kontrolü yapmalı, permetrin içeren kene kovucu ilaçlardan kullanmalı, hayvanlarını ilaçlamalı'' şeklinde konuştu.
Geçmiş yıllarda özellikle kırsal kesimde çalışanlarda görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığından korunmanın en etkili yolunun kene ile teması kesmek olduğu, hastalığa yakalananların yüzde 70'inde kene teması tespit edildiği belirtildi.
Sağlık Bakanlığı KKKA Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hürrem Bodur, hastalıktan korunma yollarını anlattı.
Keneyle ilgili halka yönelik eğitimler yapılmasına rağmen, vakaların görülmeye devam ettiğini dile getiren Bodur, uyarıları sıraladı:
''Hastaneye gelen vakalarda keneyle temas öyküsü var. İnsanlar konunun farkında olmalarına rağmen henüz bilinçlenmediler. Eskiden 'bu bizim kene hastalık yapmaz' deniliyordu, zannediyorum bu kırıldı. 'Evet bu sizin kene ama hastalık yapıyor' görüşü işlenmeye çalışıldı. Bu davranış şekline dönüşecek. İnsanlar bu konuda teorik olarak bir şeyler biliyor, ama tam olarak tutum ve davranışlarına dönüştürmediklerini düşünüyorum.''