Kamuoyunda 'Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar grubuna 17 yaşında giren, 16 yıl kaldıktan sonra kaçan 34 yaşındaki G.S. emniyette verdiği ifadede, genç kızların evlilik bahanesiyle kandırıldığını söyledi. G.S. "Evleneceği kişi 'Diğer arkadaşlarımla da birlikte olmazsan seninle evlenmem' diye kızları kandırırdı. Kızlar bu şekilde her gün onlarca örgüt üyesiyle birlikte olurdu" dedi.
Öte yandan G.S., kadınların bu duruma itiraz etmesi durumunda aşağılanma ve gizli kameraya çekilmiş olabileceği korkusuyla şikâyette bulunamadıklarını belirtti.
Kamuoyunda 'Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik soruşturmada gözaltına alınan 168 kişi tutuklandı.
Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun haberine göre soruşturma kapsamında ifade veren müştekilerden Oktar'ın yanında 16 yıl kalan 34 yaşındaki G.S., 2001 yılında 17 yaşındayken, Adnan Oktar'ın Harun Yahya ismiyle düzenlediği konferanslarından birinde örgüt üyesiyle tanıştığını söyledi.
"O dönemde İslam'ı anlatan modern bir yapı olduğuna inanmıştım" diyen G.S., şunları kaydetti:
"Bu imajdan etkilendim ve örgüt üyeleriyle görüşmeye başladım. Henüz lise sona gidiyordum, birkaç ay sonra Adnan Oktar'la tanıştırıldım. Her gün beni Kandilli'deki evine çağırmaya başladı, örgüt evlerinden birinde kalmam için ısrarcı oldu, sonrasında onların evlerinde kalmaya başladım."
"Hiçbir yere tek başına gidemez hale gelmiştim"
Üniversite birinci sınıfa başladığında Oktar'ın yanına birilerini verdiğini ifade eden G.S. "Yanıma bir kişi verdi, onunla okula gidip gelmeye başladım. Artık hiçbir yere tek gidemez hale gelmiştim. Hepsinde de bahane olarak benim güvenliğimi düşündüğünü söylüyordu oysa amacı benim örgütten kaçmamı engellemekti, tabii o yaşta bunu anlayabilecek durumda değildim. Bu arada da Adnan Oktar'ın tacizleri başladı. Sürekli beni taciz ediyordu ancak artık geri dönüşü olmayan bir yola girdiğimi hissediyordum. Adnan Oktar, cinsel ilişki yaşamıyordu ama elle taciz ediyordu" diye konuştu.
"Ailesi yaşlı olanlara 'hâlâ yaşıyorlar mı?' diye sorardı"
Örgütte Adnan Oktar'a sorgusuz ve koşulsuz itaat sisteminin oluştuğunu söyleyen G.S., en ufak bir şeyin bile Oktar'a sorulduğunu belirtti. Oktar'ın izin vermediği hiçbir şeyi yapamadıklarını belirten G.S. şöyle devam etti:
"Herkes kazandığı tüm paraları ve ailesinden kalan tüm mirası örgüte aktarıyordu. Öyle ki Adnan Oktar ailesi yaşlı olanlara 'hâlâ yaşıyorlar mı?' diye sorar, bir an önce ölmelerini bekler ve miraslarına el koymak isterdi."
"Kızlar erkeklere sunulurdu"
Cinsellikle ilgili konularda da Oktar'ın verdiği hükümlerin geçerli olduğunu polise anlatan G.S. ifadesinde Oktar'ın evli olmayan kişiler arasında yaşanan ilişkinin helal olduğunu söylediğini belirtti.
Herkesin bu şekilde cinsellik yaşadığını söyleyen G.S. "Örgüte katılan bazı kızlar bütün erkek örgüt üyelerinin cinsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere sunulurdu. Kızlar buna itiraz edemezdi çünkü bunu Mehdi'nin emri olarak görürdü" dedi.
Ayrıca yeni gelen bazı kızların evlilik bahanesiyle kandırıldığını belirten G.S., "Evleneceği kişi 'Diğer arkadaşlarımla da birlikte olmazsan seninle evlenmem' diye kızları kandırırdı. Kızlar bu şekilde turnike denen iğrenç sisteme dahil olur ve her gün onlarca örgüt üyesiyle birlikte olurlardı. Bu sisteme itiraz eden olursa örgüt üyeleri tarafından aşağılanır ve gizli kameraya çekilmiş olabileceğini düşünerek korkudan şikâyetçi olamazdı" diye konuştu.
"Örgütten ayrılırsam lanet üzerimde olsun" yemini
Oktar'ın yeni gelen herkese örgütten ayrılmaması için "Eğer cemaatten ayrılırsam Allah'ın, meleklerin ve tüm lanet edicilerin laneti üzerime olsun" diye yemin ettirdiğini söyleyen G.S. özellikle kızların baskı altında tutulduğunu ifade etti.
Adnan Oktar'ın, namazın iki vakit olduğunu söyleyip bu şekilde kıldırdığını belirten G.S., "Namazda Kur'an ayetlerinden okunmaz, sadece tesbih yapılır. Abdestte ayak yıkanmaz, kuru şekilde mesh edilir, baş da kuru şekilde mesh edilir. Başörtüsünün Kuran'da olmadığını, bikininin tesettür için yeterli olduğunu söyler" diye konuştu.
"2 kız kardeşle nikâh yaptı"
Adnan Oktar'ın yüzlerce kızla sözde imam nikahı yaptığını hatta aynı anda 2 kız kardeşin de buna dahil edildiğini anlatan G.S. "Kızı karşısına alarak ‘Seni aldım, kabul ettin mi?' ve yanındaki 2 kişiye de 'şahit oldunuz mu?' diyerek nikah yapar. Aldığı kişileri de eş olarak değil cariye olarak alır" ifadelerini kullandı.
Evlilikte Oktar için sınırlı bir sayının olmadığını vurgulayan G.S. "Yüzlerce kadını cariye olarak almıştır. Lezbiyenliğin helal olduğunu söyler ‘iki tane tertemiz kadının birbirini sevmesi neden yasak olsun ki, Kuran'da bu tarz bir yasak yoktur' der. Şarap ve şampanya dışında tüm içkilerin helal olduğunu söyler, yayınlar da dahil olmak üzere sürekli viski ya da votka içer" şeklinde ifade verdi.
"16 yıl sonra kaçtım"
Girdiği yerin bir bataklık olduğunu ve nasıl kurtulacağını uzun süre düşündüğünü anlatan G.S., böyle bir toplumun İslam'la hiçbir bağlantısının olmadığını söyledi. Ayrılmaya karar verdiğinde çok zor bir süreç içine girdiğini belirten G.S. şöyle devam etti:
"Tabii örgütten ayrılmak öyle kolay bir şey değil. 'Ben artık sizle aynı görüşte değilim, sizden ayrılmak istiyorum' gibi bir şey söz konusu değil. Ayrılma ihtimali olan kişiler çok sıkı güvenlik önlemlerine tabi tutulurlar, zırhlı araçlarla birkaç silahlı kişinin gözetiminde gidip gelirler. 3 ay kaçmak için uygun zaman aradım. Gece herkesin uyuduğu bir saatte kapının kilidini sezdirmeden açıp çağırdığım taksi ile kaçıp ailemin yanına döndüm."
Oktar'ın cemaatten ayrılan kişilere münafık dediğini polise anlatan G.S., bu kişilere takma isimler bulunup, aleyhinde sosyal medyada aşağılayıcı paylaşımların yapıldığını belirtti.