Eser ev arkadaşım olduğu için arada akıl veriyordum ‘şöyle yapsan nasıl olur, böyle yapsan nasıl olur’ diye arada da gidip izliyordum. Orada Yılmaz abi ile tanıştım bir şekilde. Eser, ‘sen de gelsene’ dedi. BKM’de de şöyle bir sistem vardı, ‘biz öğrenci alımını kapattık, arkadaşın sana kefil oluyorsa gir. Fakat seni sevmezsem arkadaşını da atarım’ bir nevi kefillik sistemi oluşturuldu. Sonra dediler ki ‘Buraya artık sınavla giriş bitti. Çok sevdiğiniz, çok yetenekli bulduğunuz arkadaşlarınız varsa kefil olun ve sokun buraya o batırırsa siz de gidersiniz!’
Eser bana kefil oldu. Biz birlikte İbrahim Büyükak’a kefil olduk. Sonra düşündüm, ‘İstanbul’dayım arkadaşım benim için kendini tehlikeye attı, Yılmaz Erdoğan’la çalışıyoruz!’ Ben bir çalışmaya başladım, saçımı taramayı unutup sahneye çıktığım zamanlar oldu. Haftada bir gün iznimiz vardı.