Fukuşima felaketinin 10. yıl dönümünü anmak için Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili basın açıklaması yapmak isteyen ama güvenlik görevlilerinin engeli ile karşılaşan Nükleer Karşıtı Platformu üyesi 30 kişiye dava açıldı.
Nükleer Karşıtları Platformu (NKP) üyeleri 11 Mart 2011’de yaşanan Fukuşima nükleer felaketinin 10. yıl dönümünü anmak ve nükleer santralin zararlarına dikkat çekmek için Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yapıldığı yerde basın açıklaması yapmak istemiş ancak güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle basın açıklaması yapılamamıştı.
Ancak o gün basın açıklaması girişiminde bulunan 30 kişi hakkında yine de dava açıldı. NKP, 25 Ekim’de yapılacak ilk duruşmaya katılmaya davet ettiler.
"Bu nasıl iddianame"
NKP üyeleri Mersin Tabip Odası’nda konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. NKP Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Ful Uğurhan, güvenlik güçlerinin baskısı sonucu gerçekleştiremedikleri açıklamaya dava açılmasını, “Öyle bir iddianame hazırlanmış ki muhtemelen önümüzdeki zamanlarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak. Ama hukuk nasıl olmaz temelli bir ders olacak bu. Bu nasıl bir iddianamedir anlayabilmiş değiliz” dedi.
"Geçmişten ders çıkarıyoruz"
Halkın büyük çoğunluğunun istememesine rağmen Akkuyu’da ısrarla inşaatı sürdürülen nükleer santrale karşı, 1976 yılında yer lisansının verilmesinden bu yana 45 yıldır kararlılıkla mücadele ettiklerini belirten Dr. Uğurhan şunları söyledi:
“Bugünümüzü ve geleceğimizi büyük bir riske atanların çok iyi bildiği gibi mücadelemiz nükleer santrallar ve nükleer silahlar yer yüzünden temizlenene kadar da sürecek. Çünkü bizler geçmişte yaşanan büyük nükleer felaketlerden ders çıkarıyoruz. Çünkü inşaatın daha en başında zeminde iki kez çatlak oluşmasına rağmen son sürat ilerlemesini, bölgede yaşayan insanların sağlığı ve huzuru gözetilmeksizin yapılan patlatmaları, Covid’e rağmen kalabalık ortamda güvensiz şartlarda çalışan işçilerin durumunu gördükçe, başta insanlar olmak üzere canlıların yaşamına nasıl da değer vermediklerini çok iyi idrak ediyor ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
Bu amaçla bu yıl 11 Mart 2011 yılında Fukuşima’da meydana gelen nükleer felaketin 10. yıldönümü nedeniyle Akkuyu’ya giderek farkındalık yaratmayı hedeflediklerine işaret eden Uğurhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Jandarmanın şiddetine maruz bırakıldık"
“Havaya on adet balon bırakarak felaketten zarar görmüş insanları anacak, bölgedeki yaşayan hemşerilerimizle sohbet edecektik. Ama öyle olamadı. Daha aracımızdan iner inmez kolluk kuvvetlerinin yoğun baskısına maruz kaldık. Sorumluluk duygularımız gereği iyi niyetle çıktığımız yolda jandarmanın psikolojik şiddetine maruz bırakıldık” diye konuştu.
"Tebligatlardan davayı öğrendiler"
Öyle bir iddianame hazırlanmış ki muhtemelen önümüzdeki zamanlarda hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak. Ama hukuk nasıl olmaz temelli bir ders olacak bu. 'Hakkın, hukukun, adaletin esemesinin okunmadığı zamanlarda yaşayanlar' olarak bu duruma pek de şaşırmadık.
Ama sormadan da edemiyoruz; Biz niye Akkuyu’ya gitmeyelim ki? Hemen yanı başımızda sadece bölgeyi değil bütün Akdeniz havzasını yaşanmaz hale getirecek bir nükleer santral inşa ediliyor. Biz tabi ki hem kendimizin hem de gelecek kuşakların yaşam hakkını savunacağız. Biz tabi ki tarım alanlarımızı, ormanlarımızı bizim dışımızdaki canlıların yaşamını savunacağız.
"Nükleer karşıtları değil, ülkemizi betona boğanlar yargılansın"
Ülkemizi nükleer çöplük yapmak isteyenler, suyumuzu, havamızı kirletenler, ülkemizi betona boğanlar yargılanmalıdır. Her kesimden herkese çağrımızdır; Gelin hep birlikte yaşamı savunalım. 25 Ekim’de saat 10.00 da Mersin Adliyesi’nde mahkememiz var. Gelin dayanışma nasıl olur gösterelim ve hep birlikte haykıralım; nükleer karşıtları yargılanamaz.”