Kültür-Sanat

Nobel ödüllü Alman yazar Günter Grass hayatını kaybetti

Grass, 1999 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştı

13 Nisan 2015 15:50

Nobel ödüllü roman yazarı Günter Grass, 87 yaşında hayatını kaybetti. Polonya'ya bağlı olan Danzig kentinde dünyaya gelen Alman yazar Grass, Almanya'nın Lübeck kentindeki bir hastanede hayatını kaybetti.

Oyun yazarlığını da sanat yaşamına sığdırmış olan Grass, 1999 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştı.

1959'da yayımlanan "Teneke Trampet" romanıyla dünya çapında ün kazanan Grass'ın aralarında "Kedi ve Fare" ve "Köpek Yılları"nın da bulunduğu birçok eseri de milyonlarca okura ulaştı.

Grass'ın, büyümek istemeyen Oscar isimli çocuğun gözünden İkinci Dünya Savaşı yıllarını anlattığı Teneke Trampet roman daha sonra sinemaya da uyarlanmıştı.

Grass’ın, 2012'de İsrail'in bölgedeki politikalarını eleştirdiği "Was gesagt werden muss" (Söylenmesi gereken söylenmeli) adlı şiiri sebebiyle İsrail’e girişi yasaklanmıştı.

28 Şubat günü aramızdan ayrılan Yaşar Kemal‘in yakın dostu olan Nobel Edebiyat Ödüllü Alman yazar Günter Grass, en son Cumhuriyet'te Yaşar Kemal için yazı kaleme almıştı.

 

Tüm insanların Yaşar Kemal’e borcu var

 

Türkiye’deki, tüm dünyadaki Yaşar Kemal okurlarına baş sağılığı diliyorum. Ben de çok iyi bir romancının yanı sıra güvenilir bir dostumu, engin yürekli bir yol arkadaşımı kaybettim. Türkiye-Almanya Kültür Forumu’nun onur başkanlığını paylaştığımız yirmi yılı aşkın bir süredir birçok kereler bir araya geldik. 2010 yılında daveti üzerine geldiğim İstanbul’dan unutulmaz anılarla dönmüştüm.

Anısı önünde saygıyla eğiliyor, O’na Frankfurt Kitap Fuarı’nda barış ödülünü verirken dile getirdiğim düşüncelerle veda ediyorum:

Yaşar Kemal’ın kitapları, ajitasyondan uzaktırlar. O, hayat mektebinden deneyimleriyle sosyalisttir, ve haksızlığın gözler önündeyken bile sürekli farklı kılıklara büründüğünü iyi bilir. Ancak onun hikaye ve romanlarına tamamen kendini vermiş okurlar onun politik itirazlarının halkın sıkıntıları, düşleri ve umutlarıyla nasıl temelden kaynaşmış olduğunu kavrayabilirler.

Irkçı çılgınlık, Yaşar Kemal’ın kitaplarında, yabancılara karşı düşmanlık biçimine bürünüp, anlatılan öykünün bir parçası olur, ancak bunun resmi hükümet politikasının bir göstergesi olduğu da ortadadır. Bu yüzden yazar, egemen çevreleri hep rahatsız etmiştir. Bu yüzden sürekli mahkemelere çıkarılmış, bu yüzden işkence ve hapis cezalarına katlanmak zorunda kalmıştır.

Şimdi, bu büyük yazara teşekkür borcumuzu ödeme sırası bizde: insanlara sınırlar koyan, sonra da onları toplumun dışına iten politikaları aşmamız, buraya, Avrupa’ya yerleşmiş Türkiye kökenli komşularımızla, ön yargılardan kaynaklanan korkulardan uzaklaşmamız ve daha da önemlisi, Almaya’daki milyonlarca Türk ve Kürt kökenli insana eşit yurttaşlık hakları tanıyacak bir politika talep etmemiz gerekmektedir.

Benim övgüsünü yaptığım türden bir edebiyat, eğer bir çeşit yol göstericilik yapabiliyorsa, o zaman bugün burada toplanmış olan bütün yazarlar, yayıncılar, kitapçılar; kısaca politik sorumluluğunun bilincinde olan tüm insanlar, Yaşar Kemal’ın seslenişine uymaya, onu daha da ileriye taşımaya ve onunla birlikte evrensel insan haklarının geçerli kılınması için, silahların iktidarının sona ermesi için, en ücra köylere kadar barışın egemen olması için mücadele vermeye çağrılıdırlar.