2013 yılı Nobel edebiyat ödülü Kanadalı yazar Alice Munro'ya verildi.
1931 doğumlu Munro, bundan önce 2009 Booker uluslararası edebiyat ödülünü de almıştı. Alice Munro aynı zamanda memleketi Kanada'da üç defa Governor General edebiyat ödülünü aldı. Kısa hikayeleriyle tanınan Alice Munro'ya ''çağımızın Çehov'u'' tabirini uygun görenler var.
Alice Munro kimdir?
82 yaşındaki Kanada'lı Alice Munro, zamanımızın İngilizcede ürün veren önemli yazarlarından biri. Ona Kanada’nın Çehov’u diyorlar. Kısa öyküde üstüne olmadığını düşünen hatırı sayılır bir kitle var. Tüm dünyadan, notları en kıt eleştirmenlerin dahi büyük iltifatlarına mazhar olan Munro, Man Booker dâhil birçok ödüle değer görüldü, adı Nobel adayları arasında anıldı. Sayısı sürekli artan çok uluslu bir okuyucu profiline sahip. Tabii bütün bunlara bir gecede kavuşmamış. Gerçi kadınların yaşları bir sır olarak kalmalı ama bu yıl 80 yaşına basan yazarın son öykü kitabı olan Bazı Kadınlar’ı yayımladığında 78 yaşında olduğunu söylersek resim netleşecektir.
Munro ilk eserini 37 yaşındayken, 1968 yılında yayımladı. O günden bugüne 40 yılı aşkın süredir hiç durmadan çalışıyor, emek veriyor, izliyor, gördüklerini sayfalara aktarıyor. Sessiz kaldığı her dönemin ardından yeni eserleriyle tekrar tekrar keşfedilen, yeni okurlara, tazelenen kuşaklara seslenebilen bir yazar. Eleştirmenlerin vurguladığı önemli özelliklerinden biri de bu zaten; çok çalışması, yeni haller, yeni tavırlar, yeni hikâyeler anlatabilmesi. Üstelik bunu çok yerel öyküleri evrenselleştirerek yapabilmesi.
Munro’nun doğup büyüdüğü 30’lu ve 40’lı yıllarda Güney Batı Ontario’nun küçücük bir kasabasında yaşayan birinin tüm dünyaca tanınan bir yazar olabilmesi pek akla gelebilecek bir şey değildi. Hatta 50’lerde ve 60’larda bile Kanada’da yayıncıların sayısı çok azdı. Onların da tüm yaptığı İngiltere ve Amerika’dan kitapları getirip yayımlamaktı. Kitap yayıncılığı ikliminin böylesine kurak olduğu Kanada’da radyonun ise önemli bir yeri vardı. Munro da yola öyle çıktı. 1960 yılında CBC’de “Antoloji” adında bir program hazırlayarak.
Munro ülkesi Kanada 1939 yılında II. Dünya Savaşı’na girdi. Okul hayatı savaşın gölgesinde ve savaş sonrası iklimde geçti. 1953 yılında, 22 yaşında, ilk kızını kucağına aldığında Kanada’nın da kraliçesi olan II. Elizabeth taç giyiyordu. Uzun yaşamak nadir değil ama üreten, gözlemleyen, bunları okuyucusuna aktaran bir öykücünün bereketli ömrü dikkati çekiyor. Kitabın içindeki 10 öyküden yedinci sıradaki “Bazı Kadınlar”ın başlangıç cümleleri bütün bunları özetleyen iyi bir örnek... Sanki kimliği belirsiz anlatıcı değil de Munro’nun kendisi konuşuyormuş gibi: “Ne kadar yaşlı olduğumu düşününce bazen şaşkına dönüyorum. Yaşadığım kasabanın sokaklarına yazları toz kalkmasın diye su serpildiği, kızların bellerine korse takıp, yere bırakılınca dik duran çemberli eteklerden giydikleri, çocuk felci ya da lösemi gibi hastalıklarda çaresiz olunduğu zamanları hatırlıyorum.”