Posta yazarı Nedim Şener, cumhuriyet.com.tr'de yer alan “İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper’i kamyon biçti” başlığı nedeniyle sitenin Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'in gözaltına alınmasıyla ilgili olarak "Cumhuriyet yönetimi ilk gün o çirkin başlığı atana yaptırım uygulayıp, medeni biçimde açıklama yapsaydı Oğuz Güven bu haksızlığa uğramazdı" dedi.
Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'e 7 gün gözaltı süresi!
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç'e yönelik olarak kullandığı "Şu başlığı atan hayvanı Cumhuriyet çatısı altında tutmayın" ifadesine gelen eleştirilere tepki gösteren Şener, şunları söyledi:
"İşte o an nedense FETÖ’cüler sosyal medyada “Nedim Şener Oğuz Güven’i hedef gösterdi, gözaltına alındı” kampanyası başlattı. İyi niyetli eleştiriler, serzenişte bulunanlar dışında ağzından “demokrasi” lafını düşürmeyen, kendini muhalif gibi pazarlayan terör örgütü PKK destekçileri linç kampanyasının parçası oldular."
"Benim twitimde çağrım Cumhuriyet gazetesinin en tepesindeki isim Orhan Erinç’e idi, Oğuz Güven’in adı bile geçmiyordu. Tüm bunlar Cumhuriyet’in tüm sorumluları tarafından da biliniyordu ama lince seyirci kalmak hoşlarına gitmiş olacak."
Ergenekon soruşturması kapsamında 2011 yılında tutuklanan Nedim Şener, 375 gün Silivri Cezaevi'nde kalmıştı.
"Ben mi ihbar ettim?"
Nedim Şener'in "Cumhuriyet’ten Oğuz Güven’i ben mi ihbar ettim?" başlığıyla yayımlanan (15 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Denizli Başsavcısı Mustafa Alper 10 Mayıs Çarşamba günü şoförüyle beraber bir kazada şehit oldu. 11 Mayıs perşembe günü bu konuda yazmak için tam bilgisayarın başına oturduğumda telefonum çaldı. Karşıdaki ses, “Bak, canhıraş savunduğun Cumhuriyet gazetesi ne başlık atmış, Denizli Başsavcısı Mustafa Alper ile ilgili”deyince “Ne başlığı?”diye sordum.
“Kör müsün, ‘İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Mustafa Alper’i kamyon biçti’ diye başlık atmış” dedi. “İşine gelmeyince görmezsin tabii…” diye de sesini yükseltti.
Gerçekten görmemiştim, zaten Cumhuriyet o başlığı atmış, rezilliğini görüp silmiş. Başsavcının şehit olduğu çarşamba günü FETÖ’nün tasmalı köpekleri Amerika’ya kaçan Emrullah Uslu’nun, şehit Başsavcı için, “Yaşasın cehennem”, Tuncay Opçin’in, “Cesedine bir tas su dökenin…” içerikli attıkları mesajlarla ilgili yazı planlıyordum. Ama gelen o telefon canımı sıktı.
Emre Uslu, Tuncay Opçin gibi FETÖ uşaklarıyla Cumhuriyet’in o başlığını aynı yazıda ele alamayacaktım. Ama o çirkin başlık ekrandan bana, ben ona bakıyordum. Duruma en açık eleştirel tepkiyi twitter’dan vermek için, “Sevgili büyüğümüz Orhan Erinç, bu başlığı atan hayvanı Cumhuriyet çatısı altında tutmayın” diye yazdım.
Çünkü Cumhuriyet benim için Kurtuluş Savaşı demek, Mustafa Kemal demek, Yunus Nadi demek, İlhan Selçuk demek, Uğur Mumcu demek, gazetecilik demek.
Soruşturma tarihi 10 Mayıs
Benzeri başlık rezaletleri bir çok gazete ve internet sitesinde yaşanmış, kurumlar özür dileyip o mesleki skandala imza atanlara yaptırım uygulamıştı. Cumhuriyet gibi bir kurumdan beklentim buydu. O twite ilk gün hiçbir tepki almadım ama Cuma sabahı Cumhuriyet gazetesi internet sitesi yöneticisi Oğuz Güven gözaltına alındı.
İşte o an nedense FETÖ’cüler sosyal medyada “Nedim Şener Oğuz Güven’i hedef gösterdi, gözaltına alındı” kampanyası başlattı. İyi niyetli eleştiriler, serzenişte bulunanlar dışında ağzından “demokrasi” lafını düşürmeyen, kendini muhalif gibi pazarlayan terör örgütü PKK destekçileri linç kampanyasının parçası oldular.
Oysa gerçek farklıydı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yasemin Baba, Cumhuriyet ilgili 2017/70901 numaralı soruşturmayı o çirkin başlığın atıldığı 10 Mayıs 2017 başlatmıştı. Benim twitimin tarihi ise 11 Mayıs. Yani benim savcıya hedef göstermem söz konusu değildi, ben tepkimi gösterdiğimde soruşturma çoktan başlamıştı.
Ayrıca benim twitimde çağrım Cumhuriyet gazetesinin en tepesindeki isim Orhan Erinç’e idi, Oğuz Güven’in adı bile geçmiyordu. Tüm bunlar Cumhuriyet’in tüm sorumluları tarafından da biliniyordu ama lince seyirci kalmak hoşlarına gitmiş olacak.
Oysa, Cumhuriyet yönetimi ilk gün o çirkin başlığı atana yaptırım uygulayıp, medeni biçimde açıklama yapsaydı Oğuz Güven bu haksızlığa uğramazdı. Ama onlar ne yaparsa yapsın ben onları, hakikati ve gazeteciliği savunacağım.