-Ne gerekiyorsa yapılacak KONYA (A.A) - 17.09.2011 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, terörü engellemek için terörle mücadele bağlamında son yapılan Kuzey Irak'a sınır ötesi harekat da dahil olmak üzere, istihbari ve öteki alanlarda ne gerekiyorsa yapılacağını belirterek, bu konuda MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın hakkıyla görevini yaptığını, yapmaya devam edeceğini söyledi. Davutoğlu, AK Parti Konya İl Başkanlığında İl Koordinasyon Toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında, eski AK Parti Konya milletvekili adayı olan Halil Etyemez'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcılığına getirildiğini bildirdi. Basın mensuplarının terör örgütü ile MİT arasındaki görüşmelere ilişkin haberler konusundaki soruları üzerine Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuya açıklık getirdiğini anımsattı. Dünyanın her yerinde istihbarat teşkilatlarının görevlerinin belli olduğunu ve bu görevlerinde hiçbir sınırlama da olmadığını kaydeden Davutoğlu, ''Siyasi otoritenin verdiği görevleri yerine getirirler ve ülkenin bekası için o günkü şartlar içerisinde istihbarat toplamaktan, bağlantılı operasyonlara kadar yaparlar. Sayın MİT Müsteşarımız, o zaman MİT müsteşarı da değildi, bu görevi yaparken, ancak kendisine verilen görevi o zaman da ondan sonra da her alanda hakkıyla yerine getirmiştir'' diye konuştu. Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Müsteşarımızın belki de dış politikamıza en büyük katkı yapacağı hususlar, bugünlerde yurt dışı istihbarat ile ilgili attığı adımlardır. O konuda Türkiye'nin bekası ve terör belasının milletin üzerinden defedilebilmesi için atılması gereken her adım atılır. Bu konuda da Sayın başbakanımızın vurguladığı gibi hükümetimizin herhangi bir şekilde vermeyeceği bir hesap veya anlatamayacağı bir durum yoktur. Ne gerekiyorsa, terörü engellemek için, terörle mücadele bağlamında son yapılan Kuzey Irak'a sınır ötesi harekat da dahil olmak üzere, orada da ne gerekiyorsa yapılacak, terörün bu ülkenin üzerinden kara bulutların dağıtılması için diğer alanlarda da istihbari alanda da ne gerekiyorsa yapılacak ve bu konuda Sayın Müsteşarımız hakkıyla görevini yapmıştır, yapmaya devam edecektir'' ABD Başkanı Obama'nın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi konusunda da böyle bir görüşmenin New York'ta gerçekleşeceğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Olağanüstü bir durum yoksa gidiş geliş bağlamında böylesi bir görüşme Sayın başbakanımız ile sayın Obama arasında gerektiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Obama arasında yapılmaktadır. Bizim İsrail ile ara buluculuğa bu anlamda hiçbir şekilde ihtiyacımız yok. Ortada ara yol bulunmasını gerektiren bir durum yoktur. Türkiye'nin talepleri bellidir. Bu talepler yerine getirildiği zaman atılacak adımlar bellidir, yerine getirilmediği zaman atılacak adımlar da bellidir. Kimse bizim ciddiyetimizi test etmeye sınamaya kalkmamalıdır. Tabii Sayın Obama ile başka konular konuşulacağı gibi Türkiye İsrail ilişkileri konuşulur ama Türkiye'nin bu konudaki ilkesel tutumunu belki de en yakından bilenler ABD yetkilileridir.'' Mavi Marmara'da Türk vatandaşlarının şehit edilmesinden bu yana tutumlarının belli olduğunu kaydeden Davutoğlu, ''Bu konuda bundan sonra atılacak adımlar önemlidir yoksa yapılacak yorumlar değil'' dedi. -''Başlı başına bir provokasyon''- Kıbrıs Rum yönetiminin Akdeniz'de doğalgaz ve petrol arama çalışmalarına başlayacağını bildirdiğini hatırlatan bir gazetecinin sorusu üzerine Bakan Davutoğlu, kıta sahanlığı anlaşmasının imzalanmadığını, bu konuyla ilgili yaptıkları açıklamanın açık olduğunu söyledi. Daha önce Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlığı toplantısında bazı şeyleri çok net olarak söylediğini hatırlatan Davutoğlu, ''Kıbrıs'ta yoğun müzakereler sürerken, ekim ayında tam da yoğun müzakerelerle yeni bir barış planı, kapsamlı bir barış planı son aşamasına gelmişken, Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı olarak Kıbrıs karasularında, münhasır ekonomik bölgesinde araştırma yapmaya kalkmasının her şeyden önce başlı başına bir provokasyon olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu. Bunun süreci sabote etmeye yönelik bir adım olduğunun, yapılanın hiçbir aciliyeti olmadığını vurgulayan Davutoğlu, ''Bir sene sonra da olabilir birkaç sene sonra da olabilir. Ama Kıbrıs Rum yönetimi bu yolla müzakereleri sabote etmek istiyor. Artık Birleşmiş Milletleri'nde Kıbrıs Rum yönetiminde bir karar vermesi gerekiyor. Kıbrıs'ta bir devlet olacaksa iki kurucu devletten oluşan bir devlet olacaksa, bu kaynakların hepsi bu devlete aittir. Bu iki kurucu devlete aittir'' dedi.