Ankara'nın Keçiören ilçesinde, 18 günlük evliyken, intihara kalkıştığını ileri sürdüğü 22 yaşındaki Sevginur Aktaş'ı tabanca ile başından vurup, ağır yaraladığı suçlamasıyla tutuklu yargılanan 27 yaşındaki polis memuru Müslüm Aktaş’ın yargılanmasına Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. 75 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan polis memuru suçlamaları reddederken, Sevginur Aktaş, nişanlı iken ayrılmak istediğini ancak tehditleri nedeniyle evlenmek zorunda kaldığını söyledi. Sevgi Aktaş, olay günü Müslüm Aktaş'ın tecavüzüne uğradığını belirterek, "Boşanmak istediğimi söyleyip, çantamı hazırladım ve gitmek için kapıya yöneldim. Engelleyip tekrar yatak odasına götürdü. Salona gidip geldiğinde elinde tabanca vardı sonra benim boğazımı sıktı. Vuracağını hiç tahmin etmiyordum" dedi.
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde anestezi teknikeri Sevginur Aktaş, geçen yıl 13 Eylül'de, evinde silahla başından vurularak, yaralanmış buldu. Aktaş, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Gözaltına alınan ve eşinin intihar ettiğini öne süren Müslüm Aktaş ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sevginur Aktaş, yoğun bakımdan çıktıktan sonra polise verdiği ifadesinde, intihar etmediğini, eşinin kendisini vurduğunu söyledi. Beyninin hasar görmesi nedeniyle yürüyemeyen, görme sorunu yaşayan Aktaş, tedavisi tamamlandıktan sonra tekerlekli sandalye ile taburcu edildi.
TIKLAYIN - Eşi intihar ettiğini söylemişti; 2 ay sonra yoğun bakımdan çıkan Sevginur Aktaş, eşinin kendisini vurduğunu açıkladı
Müslüm Aktaş'ın 'eşe karşı öldürmeye teşebbüs', 'kişi hürriyetinden yoksun kılma', 'eşe karşı nitelikli cinsel saldırı', 'eşe karşı kasten yaralama' suçlarından 75 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada yargılanmasına başlandı. Aktaş, Ankara 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile katıldı.
“Kafamdan kurşun geçtiğinde bile yaşamak için çabaladım”
Duruşmada konuşan Sevginur Aktaş, eşiyle sosyal medya üzerinden tanıştıklarını belirterek, "22 Mart 2020'de nişanlandık. Nişan taktıktan sonra Müslüm dünyayı burnumdan getirdi. Aşırı kıskançlık yüzünden psikolojik şiddet had safhadaydı. Nişanlılık döneminde ayrılmak istedim; ancak 'Bizde ayrılık yoktur artık o yüzük parmağına girdi. Sen benim ahiretliğimsin, anca ölürsen' gibi sözler söylüyordu. Ayrılmak istedim ancak tehditleri nedeniyle evlendim. İfadesinde nişanlıyken de intihar girişiminde bulunduğumu söylüyor. Kesinlikle yalan. Yaşamayı çok seviyordum. Kafamdan kurşun geçtiğinde bile sürekli yaşamak için çabaladım" dedi.
“Balkonda oturmamı bile kıskanıyordu”
Olay günü işten geldikten sonra Kırıkkale’ye ailesinin yanına gitmek için hazırlık yaptığını söyleyen Sevginur Aktaş, şunları söyledi:
"Kardeşim şeker hastası 3,5 yaşında. 1 gün önceden hediyeler aldım. Ailemi de 18 gündür görmüyordum. 'Dayanamıyorum ne olursun götür' dedim. Götürmeyeceğini söyleyince annesini arayıp, ikna etmesini istedim. Görüşmeden sonra 'Bu zamana kadar hep senin dediğin oldu, bu saatten sonra benim dediğim olacak. Kırıkkale’yi, anneni, babanı unut’ dedi. Sonra uyumaya gitti. Ben o gün temizlik yaptıktan sonra akşam yemeği hazırladım. Uyanınca tam masaya otururken aramızda yine Kırıkkale’ye gitmek istediğim için tartışma çıktı ve bana tokat attı. Tokat atınca ben de tırnaklarımla boynunu çizdim. Sonra balkona çıkıp oturdum. Balkonda oturmamı bile kıskanıyordu. Bana, 'Senin karakter yapın ortada' diye bağırdı. İçeri girdikten sonra yanıma gelip, ‘Sen nasıl bir kadınsın. Salonun perdesi ince, dışarıdakiler seni görür’ dedi. Başıma dikilip, ‘Kalk kalk, ne yatıyorsun’ dedi. ‘Yalvarıyorum git, benden uzak dur’ dedim sonra beni zorla yatak odasına götürerek tecavüz etti."
“Silah sesinden sonra bir şey hatırlamıyorum”
Bu sırada eşinin kendisine tokat atıp, hakaret ettiğini ileri süren Aktaş, "Kendimi çok değersiz hissettim. Boşanmak istediğimi söyleyip, çantamı hazırladım ve gitmek için kapıya yöneldim. Engelleyip tekrar yatak odasına götürdü. Salona gidip geldiğinde elinde tabanca vardı sonra benim boğazımı sıktı. O sırada nefes alamadım. Sağ elinde tabanca vardı, sol eliyle boğazıma bastırdı. ‘Bizde boşanma yoktur demedim mi sana’ diye bağırdı. Bırakması için yalvardım. Vuracağını hiç tahmin etmiyordum. Silah sesinden sonra bir şey hatırlamıyorum. Olaydan sonra gözümü hastanede açtım" dedi.
Müslüm Aktaş: Diğer eline ulaşmaya çalışırken silah sesi duydum
Savunmasını yapan sanık Müslüm Aktaş ise suçlamaları kabul etmedi. Tartışma sırasında ben kendisini sakinleştirmeye çalıştım. Yatak odasına gittiğimde tabanca elinde kendine doğru doğrultmuş bir vaziyetteydi. Tabancayı bırakmaya ikna olmayacağını anladığımda almak için Sevgi’ye doğru yöneldim. Sol elini tutup diğer eline ulaşmaya çalışırken bir anda silah sesi duydum. Şok içindeydim. Bağırdığımı hatırlıyorum; ama ne dediğimi hatırlamıyorum. Biraz kendimi toparladıktan sonra 2-3 kere 112’yi aradım" diye konuştu.
Eşinden şikayetçi oldu
Sanık Müslüm Aktaş, ifadesinin ardından mahkeme başkanının sorularını yanıtladı. Eşinin tabanca kullanmayı bildiğini, daha önce de intihar girişiminde bulunduğunu iddia eden Aktaş, kendisine yönelik saldırı nedeniyle eşinden şikayetçi olduğunu söyledi.
Sanık ve mağdurun ardından aralarında Sevginur Aktaş’ın anne ve babasının da bulunduğu tanıklar dinlendi.
Mahkeme heyeti, taraf avukatlarının beyanlarının ardından sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. (DHA)