Medya

Murat Ağırel: Gökçek'e dava açılmasını sağlamak istiyorum

Murat Ağırel, Parsel Parsel kitabı ile Dil Derneği Emin Özdemir Ödülü'nü aldı

02 Kasım 2021 16:04

Parsel kitabı ile Dil Derneği Emin Özdemir Ödülü'nü alan gazeteci Murat Ağırel, kitabın suç duyurusu niteliğinde olduğunu beilrterek"Henüz bir gelişme yok ama dava açılmasını sağlamak istiyorum" dedi.

Törende yaptığı konuşmada Gazeteci Ağırel, Emin Özdemir'in "Boş çuval dik durmaz" sözüne atıfta bulunarak, "Cumhuriyet devrimlerinin içinin boşaltılıp önümüze boş bir çuval gibi sunulmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz ama çuvallar hiçbir zaman boş kalmayacak" değerlendirmesini yaptı.

Parsel Parsel kitabında Melih Gökçek hakkındaki iddiaları yazan Ağırel, çok zor zamanlardan geçildiğini belirtti ve şu ifadeleri kullandı: 

"Çok zor dönemlerden geçiyoruz. Cumhuriyet devrimlerinin içinin boşaltılıp önümüze boş bir çuval gibi sunulmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Emin Özdemir'in atmış olduğu tohumların yeşerdiğini ve o yeşeren tohumların da Faruk Bildirici gibi yeni nesilleri yeşerttiğinin farkında değiller. O çuvallar hiç bir zaman boş olmayacak. Dolu şekilde dik durmaya devam edecek. Kalemini satmadan gazetecilik mesleğini yapmaya devam edecekler. Kendi adıma da bunun için söz bir kez daha söz veriyorum"   

Ödülünü Emin Özmedir'in eşi Oya Özdemir'in elinden alan Ağırel, "Bu ödülün yeri bende çok ayrı ve değerli. Böylesi önemli bir bilim insanının; Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerini kılcal damarlarına kadar nakşetmiş, yaşatmak için mücadele vermiş Sayın Emin Özdemir'in adını taşıyan bir ödülü almaktan büyük bir kıvanç duyuyorum" diye konuştu.

Emin Özdemir’i anmak ve gelecek kuşaklara anlatmak amacıyla her yıl Harf Devriminin 93. yıldönümünde gerçekleştirilen töreni Dil Derneği Başkanı Sevgil Özel'in açılış konuşmasıyla başladı. Harf Devriminin 93. yıldönümünde değişmeyen bazı şeyler olduğunda dikkat çeken ve geçmişte olduğu gibi bugün de eski yazı kullanılarak insanların inanca dayalı kandırıldığını belirten Özel, dini inancı çıkarları için kullananların Atatürk'e ve Dil Devrimine tepkili olduğunu söyledi. Özel, "Mustafa Kemal Harf Devrimi ile dinin siyaset ve ticaret aracı yapanların yolunu kesmiştir. Düşmanlığın nedenlerinden biri budur" dedi.

Ardından kürsüye Emin Özdemir ailesini temsilen torunu Emin Erdem Kumbasar çıktı ve dedesini "Bizi sadece sevgisiyle değil, bilgeliğiyle büyüttü" sözleriyle anlattı. 

Ödül töreninde Profesör Korkmaz Alemdar'ın moderatörlüğünde gazeteciler Sertaç Eş, Adnan Gerger ve Faruk Bildirici'nin katıldığı bir panel ile 'toplumsal vicdan' muhasebesi de yapıldı.

Bu yıl ''toplumsal vicdan'' temasının seçilişi hakkında bilgi veren Profesör Korkmaz Alemdar, Emin Özdemir'in gazetecilerin toplumu nasıl yanlış yönlendirdiğini gördükçe ne kadar rahatsız olduğunu anlattı. Alemdar, "Çünkü toplumsal vicdanı gazeteciler yansıtır" düşüncesini dile getirdi.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, Emin Özdemir'in Türkçenin en iyi öğretmenlerinden biri olduğunu söyledi. Eş "Türkçeyi iyi kullanan vicdanlı olur" derken,  Basın İlan Kurumu eli ile Cumhuriyet Gazetesi'nin vicdansızca cezalandırıldığını belirtti. Eş, "Bize ilan yerine ceza geliyor" dedi.

Gazeteci Adnan Gerger ise, toplumsal vicdanın yargı ve medya eliyle oluştuğunu vurguladı. Gerger, "Toplumdaki vicdani değerleri korumak İçin gazetecilik yapmak bizim boynunuzun borcudur. Bu yüzden gazetecilik suç değildir" ifadelerini kullandı.

Medya Ombusmanı Faruk Bildirici, medyanın ve yargının toplumsal vicdanın tesis edilmesindeki önemini anlatırken, bir kelimenin bile hayati değeri olduğunu vurguladı. Bildirici, Kabataş yalanı, Rabia Naz olayı, zam haberlerine iktidar medyasında hiç yer verilmeyişi gibi örnekler üzerinden gazetecinin vicdanı sorumluluğunu anlattı. Aynı gün aynı başlıkla iktidar yanlısı yazarların yalanı beslediğini hatırlattı ve "Diliniz Kaba, Vicdanınız taş" başlıklı yazıya atıfta bulunarak 15 yazarın hala toplumdan özür dilemediğini belirtti ve şöyle dedi:

"Toplumsal vicdanı besleyen gazetecilerdir. Bizim vicdanımız ne kadar duyarlı olursa toplumun vicdanı da o kadar duyarlı olur. Aksi halde diller kaba, vicdanlar taş olarak kalır"