T24 - Baraj ve hidroelektrik santral (HES) tehdidi altındaki Munzur Vadisi'nin toprağında biyolojik hazine bulundu.
İki yıl boyunca Munzur'un bitki örtüsünü araştıran Prof. Dr. Mehmet Koyuncu ve Prof. Dr. Neşet Arslan, Önemli Bitki Alanı (ÖBA) kabul edilen Munzur Dağları'nda 1518 tür saptadı. Endemik türlerin (başka yerde yetşimeyen türler) sayısı ise 50'den fazla. Prof. Neşet Arslan, baraj yapıldığı takdirde bu türlerin yok olacağını, oysa Munzur'un tabii güzelliğinin başka bir örneğinin bulunmadığını söylüyor.
Baraj ve hidroelektrik santral (HES) tehdidi altındaki Munzur Vadisi’nin toprağında biyolojik hazine bulundu. İki yıl boyunca Munzur’un bitki örtüsünü araştıran Prof. Dr. Mehmet Koyuncu ve Prof. Dr. Neşet Arslan, Önemli Bitki Alanı (ÖBA) kabul edilen Munzur Dağları’nda 1518 tür saptadı. Endemik türlerin (başka yerde yetşimeyen türler) sayısı ise 50’den fazla. Prof. Neşet Arslan, baraj yapıldığı takdirde bu türlerin yok olacağını, oysa Munzur’un tabii güzelliğinin başka bir örneğinin bulunmadığını söylüyor.
Avrupa’daki Alp sıradağlarının bir uzantısı olan Munzur Dağları, Tunceli ve Erzincan sınırları içinde bulunuyor. 850 metreden 3 bin 462 metreye kadar zirveleri bulunan Munzur Dağları’nın aralarında derin vadiler var. Bu vadilerden biri de Munzur Su Havzası’nda bulunan ve 1971’de Milli Park ilan edilen Munzur Vadisi. 85 kilometre uzunluktaki vadiye sekiz adet HES ve baraj yapılması planlanıyor.
Bölgenin verimli toprakları aynı zamanda çok zengin bitki örtüsüne de sahip. Munzur Dağları’ndaki biyoçeşitliliğin tespiti için ‘Uygulanabilir Yaşam Derneği tarafından 2007-2008 yılları arasında yapılan ‘Munzur Vadisi’nin Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması’ projesi kapsamında Munzur Dağları’nda 1518 çeşit bitki olduğu belirlendi. Yalnız bu bölgede yetişebilen tür sayısı 50’den fazla. Bunlardan da 21 endemik tür sadece Munzur Vadisi’nde yetişiyor.
‘Munzur’un benzeri yok’
Avrupa Birliği tarafından desteklenen projeyi hazırlayanlardan Ankara Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Neşet Arslan, Munzur Dağları’ndaki ilk çalışmalarına 2000’de başladığını anlattı. Prof. Dr. Arslan, bölgeye santral yapılması halinde olası etkilerini şöyle özetledi:
“Proje iki yıl sürdü ancak arka planda dokuz yıllık bir çalışmanın sonucunda bir envanter hazırlandı. Munzur Dağları’ndaki en önemli yer Munzur Vadisi. Eğer Munzur Vadisi sular altında kalırsa buradaki endemik türler yok olur. Korunmaya muhtaç bir yer. Ovacık’tan Tunceli’ye kadar olan bölgede baraj yapılmaması gerektiğini de belirttik. Eğer terör sorunu olmasaydı, Munzur dünyanın en güzel turistik bölgesi olurdu. Her yönüyle görülmeye değer bir yer. Barajın yapılması bunları ortadan kaldırır.”