Gündem

Morton: İktidarlar sizi seviyorsa sorun vardır

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Yönetim Kurulu Üyesi Kati Morton ve Avrupa danışmanı Jean-Paul Marthoz cezaevindeki gazetecilere ilişkin raporu bir kez de İstanbul'da savundu

09 Kasım 2012 09:41

Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Ankara'da yaptıkları görüşmenin ardından CPJ temsilcileri İstanbul'da gazetecilerin karşısındaydı.

Macar asıllı Kati Morton henüz altı yaşındayken gazetecilik yapan anne ve babasının "casusluk" suçlaması ile tutuklandığı anlatarak başladı konuşmasına. Dönemin en çok kullanılan etiketinin "casusluk" olduğunu belirten Morton, bugün Türkiye'de "terörist"likle suçlananları anladığını söyledi.

Morton, "yaptığımız görüşmeden raporun Adalet Bakalnlığı tarafından önemsendiğini gördük. İtirazlardan biri yayınlanmadan önce kendilerinin bilhgilendirilmemesiydi. Oysa biz raporu açıklamadan önce yetkililere raporu ilettik. Ancak asıl anlaşmazlık cezaevindekilerin gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde olup olmadığı konusundaydı." dedi. Raporda yer alan bilgileri en az iki kaynaktan doğruladıklarını dile getiren Morton,"Terör örgütüyle ilgili haber yapmak ve örgütün bir parçası olmak bambaşka iki durum. Bizim raporumuzdaki gazetecilerin hiçbiri terör faaliyeti yürütmüyor" diye konuştu.

Morton'un ardından söz alan Jean-Paul Marthoz ise cezaevindeki gazetecilerin sayısının raprun sadece bir kısmını oluşturduğunu ama raporun asıl içeriğinin ifade özgürlüğü ile ilgili yansıttığını savundu. Marthoz, "Bakanlık raporda yer alan isimlerden bazıları hakkında terör örgütü üyesi olduğunu söylüyor. Bu konuda anlaşamadığımız konusunda anlaşabildik sadece. Terörist olduğunu söyledikleri dışındaki isimler için ise hiç bir şey söylemiyorlar" dedi. Marthoz, Adalet Bakanlığı ile hukuk sisteminin reforma ihtiyacı olduğu konusunda anlaşabildiklerini ifade etti.

Morton amaçlarının "Türkiye gibi şahane bir ülkeyi olması gereken yere taşımak olduğunu belirterek "Türkiye'de gerçekten riskli ve zor bir iş yapıyorsunuz. Bizler size destek olmaya devam edeceğiz. Gazetecilik yaparken, eğer iktidarlar sizi seviyorsa, burada bir sorun vardır. Bizim işimiz güçlü insanları memnun etmek değil, gerçekleri söylemek." dedi.

 

CPJ: Tek tek bakalım dedik, Ergin reddetti

 

Utku Çakırözer

(9 Kasım 2012 - Cumhuriyet)

 

Türkiye’de 76 gazetecinin cezaevinde olduğu ve bunların 65’inin doğrudan gazetecilik mesleğinin gereğini yerine getirdikleri için tutuklu olduğunu açıklayan New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) yönetim kurulu üyelerinden Kati Marton önceki gün Ankara’da Cumhuriyet’in de arasında yer aldığı basın kuruluşlarının üyeleriyle bir araya geldi. ABD’nin saygın gazetecilerinden olan Marton, çocukluğunu baskı rejimleri altında geçirmiş. Büyükannesi Auschwitz’de soykırıma uğrayan Marton, altı yaşındayken ikisi de gazeteci olan anne ve babası tutuklanarak iki yıl hapsedilmiş. Belki de 20 yıldır aktif biçimde CPJ yönetiminde yer almasının ve Türkiye’nin cezaevindeki gazeteciler sorununa bu kadar yakın ilgisinin arkasında bu acı hatıralar yatıyor.

Marton, salı günü Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile bir araya gelmiş. Adalet Bakanlığı 5 Kasım Pazartesi günü (görüşmeden bir gün önce) CPJ raporu ile ilgili bir açıklama yaparak örgütün raporunun tek yönlü iddialara yer verdiği; geçen yıl açıkladığı 8 rakamıyla bu yıl açıkladığı 76 rakamı arasında derin uçurum olduğu ve listedeki isimlerin bir bölümünün gazetecilik ile ilgisi olmayan terör örgütü üyeliği, bombalama, adam öldürme vs. gibi suçlardan mahkûm oldukları gibi eleştiriler getirmişti. Açıklamadan bilgisi olduğunu belirten Marton, Ergin ile görüşmesini Cumhuriyet’e şöyle anlattı:

“Bizimle bir buçuk saat görüşmesini konuya ne kadar duyarlı olduklarını göstermesi açısından önemsiyorum. Biz kendisine listedeki isimler üzerinden tek tek giderek dosyaları birlikte inceleyebileceğimizi söyledik. Ancak Sayın Bakan rapor açıklanmadan böyle bir girişimde bulunmamamıza da sitem ederek bunu reddetti. Bakanla görüş-tükten sonra da ben bahsedilen isimlerin gazeteci olduğundan şüphe duymuyorum.”


Gerekçe: Yargılamalar sürüyor


Marton’un iddiasına görüşmeye katılan Adalet Bakanlığı heyetinden bir yetkili, “Biz hüküm giymemiş, henüz yargılanmakta olan birinin durumunu konuşamayız. Örneğin Mustafa Balbay ya da Nedim Şener’in dosyasını onlarla konuşamayız. Ama hüküm giymiş olanları ister toplu ister tek tek konuşmaya hazırız. Bugüne kadar bizimle hiçbir bilgi paylaşımı yapmadılar. Sadece avukatlarla konuşarak rapor yazıyorlar. Türk yargısı bile onlardan daha adil. En azından tek taraflı dinleyip karar vermiyorlar” şeklinde yanıt verdi.


‘Adım atacakları izlenimi aldık’


Marton’un Ergin ile görüşmesine ilişkin ikinci önemli gözlemi ise şu:

“Bize getirdikleri tüm eleştirilere rağmen görüşmeden, hükümetin Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin farkında olduğu ve bunları ortadan kaldırmaya yönelik hazırlık içinde olduğu izlenimiyle ayrıldık.”

Bakanlık yetkilileri de bu izlenimini teyit ediyor. İfade özgürlüğünün önünde engeller varsa bunların kaldırılması yönünde hükümetin iyi niyetli olduğu ifade edilmiş CPJ heyetine. Türkiye’nin AİHM’de mahkûm olmasına neden olan uygulamaların kaldırılmasını hedefleyen yasal değişikliklerin yer alacağı 4. yargı reformu paketinin yakında çıkarılacağı bilgisi CPJ’ye iletilmiş.


Avrupa’ya ‘yıl sonu’ sözü


Dün de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) raportörü Fransız Sosyalist Milletvekili Josette Durrieu cezaevindeki gazeteciler, uzun tutukluluk süreleri gibi konuları Ergin’in önüne koydu. Ergin bu kez ilk defa 4. yargı paketinin tarihi konusunda bağlayıcı mesaj vererek “Paketin 2012 yılı bitmeden hayata geçirilmesini hedeflediklerini” bildirmiş.

Her paket öncesinde tutuklu gazeteci ve milletvekillerinin tahliyeleri konusunda umut yaratan AKP’nin 3. paketiyle Bahçevlievler’de 7 TİP’liyi öldüren katiller cezaevinden çıkarılmıştı. Umarız 4. paketten gerçekten gazeteciler yararlanır.


'Babanız da mı bombacıydı?'


CPJ raporundan mesleğimiz adına değil de hükümet adına ‘rahatsızlık’ duyduğu izlenimi edindiğimiz bazı meslektaşlarımız Marton’u Ankara’da adeta ‘sorgu’ya çektiler. İşte bazı sorular ve yanıtları:


- Raporu hazırlarken resmi makamlar ne diyor merak etmediniz mi?

Yanıt: Biz objektifliğe önem vererek mevcut durum hakkında bir rapor hazırladık. Resmi bir onay aramayız. Otoritelerin de bizi beğenmesi ya da doğru bulmasını beklemiyoruz. Olumlu düşünmelerini de beklemiyorduk. Buradaki korku iklimi, atmosferi var ki bu bizi endişelendiriyor. Biz durum daha da kötüye gitmeden önce bu raporu yayımlamanın doğru zaman olduğunu düşündük.


- Gazeteci dedikleriniz silahlı saldırı düzenlemiş, bomba atmış. Sizin babanız da bomba attığı için mi tutuklanmıştı?

Yanıt: Hayır tabii ki bombacılık veya casuslukla ilgili bir şey yapmadı.


- Listenizde cinayetle suçlanan isimlerin olması Nedim Şener’e haksızlık değil mi?

Yanıt: Yargıyı dikkate almamalısınız gibi bir şey söylemiyorum. Ama yargı sisteminiz de tamamen mükemmel değil ve gazetecileri hapse sokuyor. Ben bu listede cinayet işlemiş katillerin veya bombacıların bulunduğunu düşünmüyorum. Esas söylemek istediğim şudur, insanlara hapse sokularak gözdağı verilmesi, korkutulması doğru bir şey değildir. O insanların yaptığı çalışma olmadan demokrasi olmaz. Biz bu insanların çalışmaları için teşekkür etmeliyiz, onları hapsi sokmamalıyız.

İlgili Haberler