Politika

Miroğlu: HDP, JİTEM davaları için imkânlarını kullanmadı, mağdurların müdahilliğini engelleyen adımlar attı

"90'larda kurbanlar beyaz Toroslara bindirilip infaz ediliyordu"

25 Ekim 2015 15:01

AKP Mardin Milletvekili ve Star yazarı Orhan Miroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamasıyla tekrar gündem olan, 90'lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerle anılan beyaz Toros tartışmasına ilişkin olarak, JİTEM'in işlediği cinayetleri ve dava süreçlerini hatırlatarak, "HDP, dava süreçlerinde mağdurların davalara müdahil olmasını sağlayacak mekanizmaların önünü kesen politikalar izledi. Güneydoğu’da kamuoyu oluşturmada HDP en geniş imkanlara sahiptir. Ama bu imkanları rastgele ve işine geldiğinde kullanan HDP, aynı hassasiyeti doksanlı yılların hesabı sorulsun diye açılan davalar söz konusu olduğunda hiçbir zaman kullanmadı" görüşünü savundu. 

Miroğlu'nun Star'da 'Beyaz Toroslar' başlığıyla yayımlanan (25 Ekim 2015) yazısı şöyle:

AK Parti, Kürtler’in doksanlı yılların alacakaranlık günlerinde  oluşmuş hafızasını anlamaya çalışmakla kalmadı, bu hafızanın ifade ettiği acılara ve yasa hep saygı gösterdi. Geçmişle yüzleşme tecrübesi, AK Parti iktidarı zamanında oluşmuş bir tecrübedir ve topu topu beş-on yılla sınırlı bir tecrübedir.

Dersim ve tarihin başka sayfalarıyla, mesela Diyarbakır cezaeviyle  yüzleşmenin ve buna dair siyasi tavırların merkezinde,  Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar ve halkı yüzleşmeye davet eden mesajları vardı.  

JİTEM’in işlediği cinayetlerin aydınlanması için çaba gösterildi ama bu çabalar her defasında, HDP’nin seyirci kaldığı, terk edilmiş davalara dönüştü.

Öcalan’ı savunmak için, yüzlerce kişi sıraya girerken, JİTEM davalarına, evet Tahir Elçi, Emin Aktar gibi sayısı üçü beşi geçmeyen avukatlardan başka kimse girmiyordu.

JİTEM davalarının bugün büyük oranda sonuçsuz kalması ya da tetiği çekenlerin yargılandığı davalara dönüşmesi elbette geçmişiyle yüzleşmek isteyen bir ülkeyi rahatlatan bir durum, kamu vicdanına iyi gelen bir sonuç değil.

***

Bu davalara halkın gerekli desteği vermemiş olmasının sebepleri var. HDP, dava süreçlerinde mağdurların davalara müdahil olmasını sağlayacak mekanizmaların önünü kesen politikalar izledi. Güneydoğu’da kamuoyu oluşturmada HDP en geniş imkanlara sahiptir. Ama bu imkanları rastgele ve işine geldiğinde kullanan HDP, aynı hassasiyeti doksanlı yılların hesabı sorulsun diye açılan davalar söz konusu olduğunda hiçbir zaman kullanmadı.

Çünkü bu davalarda yargılanan çok sayıda samimi itirafçının PKK’yla olan mazileri biraz daha deşilebilirse ortaya garip durumların çıkacağından korkuluyordu.

 

Evet doğru tabi, devlet içinde örgütlenen gruplar, PKK’yla mücadele adı altında, her türlü suçu işlediler. Ama bu suçlar işlenirken, PKK’nın da eli boş durmuyor, ihlallere imza atıyor, köy ve şehir baskınlarında sivil insanları katlediyordu.

PKK/Hizbullah çatışmasında iki bine yakın insan, şehir ve kasabalarda hayatını kaybetti.

Beyaz Toroslar, doksanlı yılların bir gerçeğidir. Kurbanlar bu araçlara bindiriliyor ve sonra da infaz edilip cesetleri bir yerlere atılıyordu. Vedat Aydın bir gece evinden alındı ve bir beyaz Toros’a bindirilerek kaçırıldı, iki gün sonra da cesedi bulundu.

Beyaz Toroslar ölüm araçları olarak kol geziyordu, ama aynı dönemde satır kullanarak cinayet işleyen infaz timleri de vardı. PKK’nın şehir milislerinden oluşan gruplar da birçok iç infaza ve sivillere yöneltilen saldırılara imza attılar.

PKK/HDP bu yüzden beyaz Toroslar’ın ifade ettiği gerçeklerle derin bir yüzleşmeyi hiçbir zaman istemedi.

Çünkü böylesi bir derin yüzleşmenin, 90’lı yılların başka alanlarda işleyen infazlara gelip, ayna tutacağından endişe ediyordu.

***

Dönemin ‘Kollektif katilleri’ gah orada, gah buradaydı. Ve bu çok normal görülüyordu. Hogır gibi isimler, hem JİTEM’de hem PKK’da olabiliyorlardı. PKK ve JİTEM arasındaki bu geçişkenliği anlamak isteyen herkese, benim ‘Kuşatmadan İnfaza: Musa Anter Cinayeti’ ismini verdiğim kitabı okumalarını öneririm. Bir aydının önce kuşatılarak, sonra da infaz edilerek sona eren hazin ve trajik hikayesi, aslında beyaz Toroslar’la ifade edilen bir dönemi anlayabilmek için, beyaz Toroslar’ın dahi  pek de yeterli olmadığını gösteren bir hikayedir.

HDP’liler şimdi kalkmış, Sayın Başbakanın, Kürtleri beyaz Toroslar’la korkuttuğunu söylüyor. İçlerinden bazıları, bununla da yetinmeyip, beyaz Toroslar’ın benzeri araçların şimdi de faaliyette olduğu yalanını yayıyor.

Bütün istedikleri devletin doksanlı yıllara dönmesi. Devlet doksanlı yıllara dönecek, ve PKK’ya kullanabileceği yeni bir mağduriyet zemini, yeni bir şiddet ve terör zemini oluşacak...

Hiç kimsenim endişesi olmasın, doksanlı yıllar bir daha geri gelmeyecek. Gelmeyecek ama AK Parti ve Kürtler’in tarihsel ittifakı yeniden kurulurken, PKK/HDP/PYD, kendi tasfiyesini hazırlayacak limanlara demir atmaya devam edecek..

Nasıl mı? Konuya yarın devam edelim.

Not: Bugün 21:00’da Halil Berktay ile Birlikte A Haber Toplumsal Hafıza Programında olacağım.