Kültür-Sanat

Mim Mim: Topkapılı Cambaz Mehmet ve gizli teşkilatının hikâyesi

“Millî Mücadele’nin adı sanı duyulmamış kahramanlarından biri olan Topkapılı Cambaz Mehmet iyi bir istihbaratçı, lider ve uygulayıcıydı. İşgal altında olan İstanbul’da belki de en doğru istihbaratı o alırdı ve Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçırılacağı zaman yine onun ekibi canı pahasına bunu yapardı…”

İllüstrasyon: Selçuk Ören

09 Şubat 2021 00:18

T24 Kültür Sanat

Belgesel yapımcısı ve yönetmeni Cengiz Özkarabekir, Millî Mücadele yıllarının gizli kahramanlarından biri olan Topkapılı Cambaz Mehmet'in filmlere konu olabilecek ilginç hikâyesini kaleme aldı.

Özkarabekir'in, zeki, her koşulda iş bitirici ve İstanbul'da binlerce insanı Millî Mücadele için teşkilatlandırdığı için 'Cambaz' lakabıyla anıldığını belirttiği Topkapılı Mehmet'in, Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştıktan sonra kendisine bağlanan 1500 lira aylığı "Ben bir şey yapmadım. Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım" diyerek Hilal-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti'ne bağışladığını aktarıyor.

Özkarabekir, İstanbul Büyükşehir Belediye'sinin üç ayda bir çıkan 'İST' isimli dergisi için kaleme aldığı yazıda; 1 Temmuz 1874 tarihinde İstanbul'da doğan Topkapılı Cambaz Mehmet'in mahalle mektebinin üçüncü sınıfından ayrıldığını, kimi zaman tulumbacılık, kimi zaman da külhanbeylik yaparak hayatını geçirirken ilerleyen yaşına rağmen Çanakkale Harbi'ne er olarak katıldığını ve burada Mustafa Kemal Paşa'nın dikkatini çekerek çavuşluğa yükseltildiğini naklediyor.

Gizli örgütlenmeler ve Mim Mim Grubu

Özkarabekir; İstanbul'un 1918'de fiilen işgalinden sonra direnen kuruluşlar arasında Topkapılı'nın birkaç arkadaşı ile birlikte kurduğu Şehremini Teşkilatı'nın da bulunduğunu ve bu teşkilatın Karakol Cemiyeti'nin bir kolu olarak İstanbul'un resmen işgal edildiği 1920'ye kadar varlığını sürdürdüğünü kaydediyor. Cengiz Özkarabekir, TBMM'nin 15 Şubat 1926 tarihli kararıyla beyaz şeritli İstiklal Madalyası'na layık görülen Topkapılı'ya ilişkin yazısına şöyle devam ediyor:

"15 Mayıs 1919'da Galata Rıhtımı'nda olağanüstü bir kalabalık vardı. Rıhtım, seyyar satıcılardan ayakkabıcılara, simitçilerden jandarmaya kadar insan kaynıyordu. İşte o insanlar Topkapılı Cambaz Mehmet'in adamlarıydı. Bir rivayete göre, İstanbul'da her an silahlanabilecek elli bin kadar adamı vardı Topkapılı'nın. Mustafa Kemal Paşa Bandırma vapuruyla Samsun'a giderken de Topkapılı Cambaz Mehmet, gemide Paşa'sının güvenliğini bıçkın delikanlılarla tam olarak sağlamıştı. Artık Anadolu'ya, Millî Mücadele'ye tam destek zamanıydı."

Fotoğraf: İBB Atatürk Kitaplığı, Ahmet Güleryüz Arşivi

"Karakol Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anıldığı için Millî Mücadele yolunda pek benimsenmemişti. Sivas Kongresi sırasında Karakol Cemiyeti lağvedildi. Yerine Müdafaa-i Milliye Teşkilatı kuruldu. Bu cemiyetin asıl amacı Müslüman ahaliyi işgalci kuvvetlerden korumak ve Anadolu'ya ihtiyaç duyulan zabitleri kaçırmaktı. Halbuki esasen, istihbaratı toplayacak ve Anadolu'ya silah ve mühimmat kaçıracak bir teşkilata gerek vardı. Mim Mim Grubu bu amaçla kuruldu. Bu gizli örgütün Ankara'daki lideri Hüsamettin (Ertürk) Bey'di. İstanbul'daki lideri ise Topkapılı Cambaz Mehmet'ti. Örgütün asıl adı 'Müsellâh Müdâfaa-i Milliye'ydi. Baş harfleri "M. M."nin Osmanlıca alfabedeki okunuşu olan 'Mim Mim' kısaltmasıyla tanındığı için Mim Mim Grubu ismini aldı. Topkapılı Cambaz Mehmet nihayetinde sivildi. Her ne kadar okul okumamış, eğitim görmemiş ise de arkadaşları tarafından bu grubun lideri olarak tanındı."

Millî Mücadele yıllarında neler yaptı?

"Halk adamı Topkapılı Cambaz Mehmet Millî Mücadele yıllarında ilkin Harbiye Nezareti'nden terhis olunan erlerin adreslerini temin etti, ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrendi ve bu bilgilerin tamamını Millî Mücadele hareketine gönderdi. İstanbul'un neredeyse tüm hırsız ve yan kesicilerini topladı, görevlendirdi. Ardından depolardan silah çalma ve Anadolu'ya kaçırma işini organize etti. Öyle ki, özellikle Taksim, Maçka ve Rami kışlalarından çalınan silah, mühimmat ve cephane on binlerce tondan oluşuyordu. Hepsini deniz ya da kara yoluyla Anadolu'ya ulaştırdı Topkapılı."

"Kendini belli etmeden İngiliz casuslarıyla da çalıştı. Sait Molla'nın evinden çalınan evrak, Anadolu'daki ayak oyunlarının önünü kesti. Bu sayede Anadolu'daki İngiliz ajanları deşifre oldu, saf dışı bırakıldı. Hilafet Ordusu'nun harekât planının ele geçirilmesi ve Ankara'ya gönderilmesinde yine onun parmağı vardı. İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harington'un arabasının çalınıp Mustafa Kemal Paşa'ya gönderilmesini de bizzat Cambaz Mehmet Bey tertip etti. Hatta ünlü istihbaratçı ve işkenceci İngiliz subayı Yüzbaşı Bennett'in arabasının Maslak yolunda taranması ve ardından Bennett'in yaralanıp İngiltere'ye dönmesi işinin arkasında da Topkapılı'nın olduğu söylendi. (Manastırlı Deli Ömer, anılarında Bennett'i nasıl taradıklarını anlatmıştır. Fakat gazeteci Nezih Uzel'in 1972 yılında Bennett'le yaptığı röportajda Bennett bu hadiseyi doğrulamamıştır.) Şu bir gerçek ki, Topkapılı hiç durmadı, hep çalıştı. Millî Mücadele sonlandıktan sonra bile üstün hizmetlerine devam etti. O her şeyden önce iyi bir istihbaratçıydı ve Mustafa Kemal Paşa'nın takdirini kazanmıştı. İstihbarat denince şu hadiseyi anlatmadan geçmeyelim... Esir kumandan Yunanlı General Trikopis anılarında der ki: 'Mustafa Kemal'in odasına girdiğim zaman beni ayakta dostane bir şekilde karşıladı. Rahat bir Fransızcayla şunları söyledi: 'Unutmayın ki koca Napolyon da esir olmuştu. Siz görevinizi tam olarak ve sonuna kadar yaptınız. Biz de sizi takdir ediyor ve saygı ile karşılıyoruz. Siz burada bizim esirimiz değil misafirimizsiniz.' Bir an durdu. Çelik gibi gözlerini üzerimde gezdirerek sordu: 'Küçük Asya Orduları Komutanlığı'na tayin edildiğinizi biliyor musunuz?' Şaşırdım. Bir an duraladım. 'Hayır!' diye cevap verdim.'"

Yazının tamamını okumak için tıklayın