Baş ağrısı dünyada en sık dile getirilen şikayetlerden. Kadınların yüzde 5'i, erkeklerin ise yüzde 3'ü yılın ortalama 180 günü baş ağrısı çekiyor! Bunlar bazen “basit” ağrılar olabildiği gibi bazen de migren gibi daha ciddi olabiliyor. Peki farkı nasıl anlarsınız?
Huzursuzluk, dikkati toplamada güçlük çekme, ışığa ve sese karşı hassasiyet, hafiften başlayarak çok şiddetli, zonklayıcı hale dönüşen ve genelde başın tek bir tarafında gelişen bir ağrı… Mide bulantısı veya kusma da tüm bu şikayetlere eşlik ediyorsa, uzmanlar bu durumu migren olarak tanımlayabiliyor. Ama farklı nitelikteki baş ağrılarından birine de işaret olabilir bu yaşadıklarınız.
Uzmana başvurduğunuzda, yapılacak ayrıntılı tetkiklerle şikayetinizin migren mi, yoksa farklı türde bir baş ağrısı mı olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak sizin de belirtileri izleyerek sorununuzun migren mi yoksa baş ağrısı mı olduğunu belli ölçüde anlayabilmeniz mümkün.
Migren en sık hangi tip baş ağrısıyla karıştırılıyor?
Migren; ağrının enseden başladığı durumlarda sıklıkla gerilim tipi baş ağrısı ile karıştırılıyor. Oysa migren ataklarının yüzde 90'ında ya başlangıçta ya da atak sırasında ensede ağrı hissediliyor, hatta bu bölgede sertlik bile gelişebiliyor. Bu hastalığa gerilim tipi tanısı konmasının bir başka nedeni de, migrenin sadece başın bir tarafını tuttuğuna dair yanlış kanı. Oysa migren ataklarının yüzde 40'ında ağrı başın her iki tarafında ortaya çıkıyor.
Migreni gerilim tipi baş ağrısından ayıran özelliği nedir?
Migreni, gerilim tipi baş ağrısından ayıran en önemli özelliklerinden biri, ağrının şiddeti. Gerilim tipi baş ağrısı genellikle hafif veya orta düzeyde, ender olarak da çok şiddetli görülüyor. Bunun aksine migren ağrısı çoğunlukla günlük aktiviteleri önleyecek boyutta oluyor.
Ayrıca ağrının süresi de doğru tanı konması için bir başka önemli bulgu. Migrende ataklar genellikle 4 saatten 72 saate kadar değişebiliyor. Fakat bu süre bazılarında 72 saatten bile daha uzun olabiliyor. Ataklar da her seferinde aynı şiddette gelişmeyebiliyor. Kimi zaman hafif seyrederken, kimi zaman ise ağrı çok şiddetli boyutlara ulaşabiliyor. Dolayısıyla kesin tanı için hastadan detaylı bir öykü alınıyor. Örneğin, ağrıya eşlik eden başka yakınmaları var mı? gibi.
Migrene hangi belirtiler eşlik ediyor?
Baş ağrısı migrenin sadece bir parçasını oluşturuyor. Migren ataklarına genellikle bulantı ve kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet gibi çeşitli belirtiler eşlik ediyor. Bunlar hastanın iş ve
sosyal hayatından kopmasına yol açacak kadar şiddetli olabiliyor. Migren; auralı (ön belirtiler) ve aurasız olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Farklı migren tipleri aynı kişide ayrı zamanlarda ortaya çıkabiliyor. Yani auralı migreni olan kişide bazı ataklarda “aura” gelişmeyebiliyor. Daha ilginci ise, sadece auranın olduğu, fakat ardından baş ağrısının gelişmediği migren atakları.Bu tip migrende görsel şikayetler, kol veya yüzde uyuşma hissi gibi aura ile uyumlu yakınmalardan sonra baş ağrısı olmayabiliyor. Kısacası belirtiler tanının konmasını zorlaştırıyor!
Diğer baş ağrılarında hangi yakınmalar görülüyor?
Örneğin gerilim tipi baş ağrılarına; baş ve boyun kaslarında gerginlik eşlik edebiliyor. Ağrının yanı sıra; başta yanma hissi, dokunulan bölgede hassasiyet görülebiliyor. Ancak bu belirtiler
çoğu kez migrende olduğu kadar şiddetli ortaya çıkmıyor. Küme tipi baş ağrıları genellikle uyku sırasında veya sabah erken saatlerde, hemen her gün çalar saatle ayarlanmış gibi belirli bir zamanda başlıyor. Ağrı ataklar şeklinde ve tek taraflı ortaya çıkıyor. En çok göz çevresinde, gözün arkasında ve şakakta hissediliyor. Baş ağrısına; alında ve yüzde terleme, göz kapağında şişme veya göz kapağı düşüklüğü eşlik edebiliyor.
Sekonder tip, yani altta başka bir hastalığın yer aldığı ağrılarda ise hareket yeteneğinde azalma, konsantrasyon bozukluğu gibi ciddi yakınmalar görülüyor.
Migrenin en belirgin özelliği nedir?
En belirgin özelliği aşamaları olması. Aslında tüm safhaları her hastada gözükmese de, migrenin 5-6 aşaması var. Bunlardan biri; migren krizinin başladığı ama henüz baş ağrısının
görülmediği “prodrom” dönemi. Kişi bu dönemde kendini daha huzursuz hissediyor, işine konsantre olmakta ve dikkatini toplamakta zorlanıyor, aniden tatlı yeme isteği duyabildiği gibi tam tersi iştahsızlıktan da şikayetçi olabiliyor.
Migrenlilerin yaklaşık yüzde 15-20'sinde bu sürecin ardından 30 dakika ile bir saat arası süren aura (ön belirti) görülebiliyor. Bu dönemde hasta daha çok görsel sorunlardan yakınıyor. Bu süreçte görme alanında bulanıklıklar, parlak ışık çakmaları, titrek, renkli çizgiler ya da tek
taraflı görme kaybı gibi oluşumları sıralayabiliriz. Ayrıca, yüzde, kollarda ve bacaklarda uyuşukluk ve kelime bulmakta güçlük gibi belirtiler de ortaya çıkabiliyor. Aura dönemi genellikle yarım saat ile bir saat sürüyor, ardından da baş ağrısı başlıyor.
Migren mi tehlikeli, diğer baş ağrıları mı?
Migren ciddi bir rahatsızlık hissi ve yaşam kalitesinde düşmeye yol açmakla birlikte, hayatı tehdit etmiyor. Fakat her baş ağrısı da migren değil. Ender görülse de, bazı baş ağrıları, ciddi bir hastalığın işareti olabiliyor. Dolayısıyla daha önce mevcut olan ağrının şiddetinde veya şeklinde değişiklik varsa ya da kişi ağrısının şimdiye kadar hayatında karşılaştığı en şiddetli ağrı olduğunu söylüyorsa, ağrı aktivite sırasında ortaya çıkarak şiddetini artırmışsa, mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmalı.
Migren-baş ağrısı tanısı nasıl konuyor?
Migren tanısını koyarken baş ağrısına yol açabilecek bazı hastalıkları da gözönüne almak ve bu hastalıkları da dışlamak için tetkikler yapılabiliyor. Yani bu tetkikler doğrudan migren
tanısı için kullanılmıyor. Bunun için genellikle MR’dan faydalanılıyor. Migren veya baş ağrısı tanısı konulabilmesi için tetkiklerin yanı sıra hastaların genel tıbbi öyküsünün de alınması
gerekiyor. Çünkü bu sırada hastanın fark etmediği bir takım detaylar da yakalanabiliyor. Bundan sonra tanı konuyor.
Migren ve diğer baş ağrıları nasıl tedavi ediliyor?
Uzmanlar, migrende ilaç tedavisinden iki şekilde faydalandıklarını belirtiyorlar. Bunlardan biri, atakları önlemek veya sıklığını azaltmak, ikincisi ise başlayan ağrıyı ortadan kaldırmak veya şiddetini hafifletmek. Günümüzde yeni ilaçlar sayesinde migren tedavisinde yüz güldüren sonuçlar alınabiliyor. Çok sık atak geçiren migren hastaları için sıklıkla önleyici ilaç
tedavisi tercih ediliyor. Tedaviler önerilen şekilde uygulandığı takdirde, atakların sıklığı ve şiddeti giderek azalıyor.
Gerilim tipi baş ağrılarının tedavisinde de ağrı kesiciler ve kas gevşeticilerin yanı sıra depresyona karşı kullanılan ilaçlar da devreye giriyor. Küme tipi ağrılarda ise atakların oluşmasını engelleyen veya ağrının tipini azaltmaya yönelik ilaçlara başvuruluyor. Uzmanlar, hem migrende hem diğer baş ağrılarında yaşam alışkanlıklarına dikkat etmek gerektiğinin de
altını çiziyorlar.
MİGREN ÇOK YAYGIN
Migren dünya nüfusunun yüzde 10-15'ini etkiliyor. Ülkemizde görülme sıklığı ise yüzde 16.4. Bu oran; erkeklerde yüzde 11, kadınlarda ise yüzde 20 oranında görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü migreni günlük işlevleri en fazla aksatan hastalıklardan biri ilan etti. Migren ağrısı o kadar şiddetli olabiliyor ki, hastaların yüzde 76'sı ataklar sırasında mutlaka yatıp dinlenmeleri gerektiğini, yüzde 50'si ise yaşamlarını kontrol edemedikleri hissine kapıldıklarını söylüyor.
NEDEN KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR?
Aslında genel olarak migrenin neden görüldüğü tam olarak bilinmiyor. Bilinen gerçek, migrenlilerin beyinlerinin daha kolay uyarılabilir olduğu, migren atağının tetiklenmesiyle birlikte beyindeki kan damarları ve elektiksel iletilerde ve bazı kimyasal maddelerde değişiklikler ortaya çıktığı.
Migrenin kadınlarda daha sık görüldüğü de bir gerçek. Bunun nedeni ise hormonlar ve stres. Birçok kadında adet kanamasından hemen önce östrojen hormonu düzeylerinin azalması, migren ağrısının ortaya çıkışıyla ilişkili gözükmekle birlikte nedeni yine de açık değil. Ancak bilimsel olarak kanıtlanmış bir başka gerçek ise stresin kadınları daha çok etkileyen bir sorun olduğu...
(FORMSANTE)