YILDIZ YAZICIOĞLU Washington
[email protected]
Fazilet Partisi’nden İstanbul’dan seçildikten sonra milletvekilliği düşürülen
Merve Kavakçı (İslam), başörtülü kadın aday gösterme konusundaki tutumu
bakımından AKP dahil hiçbir partiden memnuniyet duymadığını açıkladı. Kavakçı,
AKP’nin lider kadrosunun başörtülü eşleri olmasının da sorunu çözmediğini
belirtirken, “Varlıklı aileler çocuklarını eğitim almaları için yurtdışına
gönderir hale geldi ancak Erzurum, Sivas gibi yerlerdeki genç kızlara uzun süre
beklemeleri söyleniyor” dedi.
Merve Kavakçı, SETA-DC (Siyasal, Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı
Washington Merkezi) tarafından düzenlenen “Türkiye’de Başörtüsü ve Çalışma
Hayatında Ayrımcılık” konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda,
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. Dilek Cindoğlu da çalışma
hayatındaki başörtülü kadınlara ilişkin araştırmasını sundu.
Türkiye’nin Batı ülkelerinde “Müslüman dünyasında istisna ülke” sunulmasına
karşı olduğunu açıklayan Kavakçı, Türkiye’nin kuruluşundan itibaren dindar
kesimlere uyguladığı baskı ve insan hakları ihlallerinin “istisnai ülke”
imajıyla örtüldüğünü iddia etti. Kendisi Fazilet Partisi’nden 1999 yılında
TBMM’ye seçilene değin başörtülü kadınların yaşadığı sorunların uluslar arası
kamuoyunda da görmezden gelindiğini savunan Kavakçı, milletvekilliği
düşürülmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) konuyu taşımasıyla
birlikte artık Türkiye’ye ilişkin raporlarda başörtüsünün insan hakları ihlali
maddesi olarak yer aldığını anlattı.
Seçildiği dönemde ve bugün de kendisini “başörtülü kadın” olarak
tanımladığını söyleyen Kavakçı, türban ve başörtüsü karşıtlığının laik
kesimlerce yaratılan bir devlet söylemi olduğunu öne sürerken, “Benim örtüme
onlar ‘türban’ diyor” dedi. Kavakçı, başörtüsüne ‘türban’ tanımlaması
yapılmasında temel etkeni eğitimli bir kadın olmasına ve kamusal alanda bu
yasağa tepki göstererek konuşmasına bağladığını da anlattı.
Örtüsüz kadına ayrımcılığı da kabul etti
Kavakçı, AKP Hükümeti’nin 2002’de göreve gelmesinden sonra özellikle “erkek
bürokrasi” de başörtüsüz kadınlara yönelik ayrımcı davranışlarla ilgili soru
üzerine ise, “Bu ayrımcılığını da kabul etmek zorundayım” karşılığını verdi.
AKP’den memnun değilmiş
AKP’nin milletvekili aday listelerinde başörtülü kadınları seçilebilecek
konumlarda aday göstermediği yönündeki soru üzerine ise, Kavakçı, “Bundan nasıl
memnun olabilirim. Mesela, ABD’de profesör olarak görev yapabiliyorum ama
Türkiye’de çalışamıyorum. AKP’nin hiçbir hükümet (başörtü sorunu çözmeye
yönelik) uygulamasından da memnun değilim” dedi. Ancak Kavakçı, AKP’nin yine de
Avrupa Birliği’ne giriş süreci çerçevesinde Türkiye’de demokratik haklar
konusunda ciddi adımlar attığını ve başörtüsü sorunu konusunda da bazı
girişimleri olduğunu da sözlerine ekledi.
Türkiye’de kadınların yüzde 69’unun başörtülü olduğu düşünülürse Türkiye’nin
kendi kendini inkar ettiğini söyleyen Kavakçı, “Bugün tüm girişimlere de sonuçları
itibariyle baktığımızda AKP Hükümeti döneminde de örtülü kadınlara, genç
kızlara yönelik ayrımcılık da değişiklik olmadı” diye konuştu. Kadınlara uzun
süre beklemeye devam etmeleri sinyali verildiğini öne süren Kavakçı, Türkiye’de
“cam tavan”ın varlığını koruduğunu dile getirdi. Kavakçı, başörtüsü nedeniyle
sadece kadınlar değil, kocaları ve çocuklarıyla bütün ailelere yönelik
ayrımcılık olduğuna da iddia etti.
Başörtülü eşler
Kavakçı’ya, bugün Türkiye’nin eşi başörtülü bir Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu
ve AKP’nin lider kadrolarının başörtülü eşlerini gündeme taşıdığını
anımsatılarak, “AKP’nin mağdur eşler politikası” da soruldu. Kavakçı, “Bunun
bize (başörtülü kadınlara) yardımcı olmadığını söyleyebilirim. Mesela, varlıklı
aileler çocuklarını yurtdışına eğitim alması için göndermeye başladı ancak
Erzurum, Sivas gibi pek çok yerdeki kızlara uzun süre daha beklemeleri
söyleniyor” diye konuştu.
“Erkekler Cuma namazı ile konumlarını güçlendirdi”
Doç.Dr. Cindoğlu ise, başörtülü kadınlara yönelik ciddi ayrımcılık olduğunu
savunurken, Kavakçı’nın iddia ettiği gibi Müslüman erkeklere yönelik baskı
olduğuna katılmadığını belirtti. Örneğin, Türkiye’deki çalışma hayatında Cuma
namazı baskısı kılmakta olan erkeklere yönelik aleyhte ayrımcılık ya da baskı
olmadığını kaydeden Cindoğlu, “AKP Hükümeti’nden sonra bunun tam tersi iş
yerinde erkekler açısından konumlarını güçlendiren bir duruma dönüştüğünü
söyleyebiliriz” dedi.
AKP’nin çoğunluğundaki TBMM gündeminde halen iş ortamında cinsel
ayrımcılığa karşı hazırlanmış yasa tasarısının da beklemede tutulduğunu
anımsatan Cindoğlu, Türkiye’nin kadınları korumaya yönelik bir yasal
düzenlemesi olmadığını vurguladı. Cindoğlu, başörtüsü meselesinin de cinsiyetçi
bir ayrımcılık unsuru olduğunu düşündüğünü sözlerine ekledi.